Futbolun çılgın dünyasında, sadece sahada değil, saha dışında da adalet arayışı peşinde koşan bir takım vardı: Fenerbahçe

Bu kulüp, sadece şampiyonlukların peşinde koşan değil, aynı zamanda temiz bir spor anlayışını savunan, haksızlıklara karşı duran bir duruşu temsil ediyor. Bunu somut şekilde açıklamak gerekirse içine kötü ellerin girmediği her branşa bakın. Şampiyonunun adı Fenerbahçe. 

Trendyol Süper Lig’in 36.haftasında Mondihome Kayserispor’u 3-0 yenen sarı-lacivertlilerin kadrosuna sezon boyu bakıldığında her futbolcunun karakteri ve duruşu için tebrik ederek yazıya başlamak istiyorum. 

Djiku'nun 6 numara pozisyonunda gösterdiği performans ve attığı gol harikaydı. Djiku sezon boyu kendini fazlasıyla sevdirdi ve başarısıyla kendini parlattı. 

Cengiz Ünder'i burada yeri geldi övdüm ama kendisi bitiriyor. Taraftar ıslıklarında haksız değildi. Başka takıma geçerse harikalar yaratacağından şüphem yok.

OOsterwolde için sezonun kapandığını düşünmüştük. Bazı kötü kalpli insanlar "Allah'ın adaletié demişti. Turp gibi dönmüş. Benim bu konuda yorumum "Allah'ın işi" oldu. Allah sakatlık göstermesin. 

İsmail Kartal'ın maç öncesinde yaptığı motivasyon konuşması da sezonun bitmesine sadece 2 hafta kala yapılmış anlam veremediğim olaylar silsilesine bir yenisi ekledi.

Kazanıldı bitti ve devam ediyoruz. 

Gelelim önemli bir meseleye. Fenerbahçe'nin sadece futbol sahalarında ve dış etkenlerle değil, aynı zamanda kulüp içinde de mücadele ettiği gerçek. Yıllar önce kamburunu çıkartmaya çalıştıkları kulübün bir de içine sızılmış, yönetimsiz ve başkansız bir vaziyette uçuruma sürüklendiğini de gördük. 

Ancak unutulmaması gereken, Fenerbahçe'nin bir anka kuşu olduğudur. Her zorluğun üzerinden gelecek güce ve azme sahiptir. Umarım mutluluğu fonlamışsınızdır. Ee Allah biliyor. Haklının hakkı kimsenin yanına kalmaz. O öyle yüce ki kötünün elini ayağını dolandırıverir. Ne olduğunu anlayamayız.