BEY’LERİN ŞEHRİ, ŞEHİR’LERİN BEY’İN’DEYİZ!...

Mübârek Ramazan Bayramı’nın birinci günü, Y.H.T., (Yüksek Hızlı Tren’le) Konya’ya, kısa bir Mevlânâ ziyaretinden sonra, Beyşehir’e ulaştık. Yakın akraba, uzak akraba, yakın komşu, uzak komşu, her biriyle, vicâhen veya görüntülü, görüntüsüz, mükaleme’de bulunduk. Sıla-i Rahim... En önemlisi, artık, yakınlarımızın ve akran’larımızın çoğu, Berzah aleminde, bizlerden, birer, selâm, birer, fatiha ve ihlas’lar bekliyorlar. Hiç vaekit kaybetmeden, Büyükler’imizin kabir’lerini ziyaret ettik. Beyşehir’e her geldiğimizde, Pek Değer’li, İlçe Müftümüz ve Din Vazifelisi imam Kardeşlerimiz, Kürsî’lerin, daima, bize açık olduğunu söylerler. Burada kaldığımız süre, Cum’a güleri, Yeni Ravzâ Cami’i’nde va’az ettik.

Şehir Merkez’ine en yakın mahalle’lerden birisinde, Eylikler, Mahallesi’nde Yağmur Du’a’sına vardı. Da’vetliydik. Şehir Merkezi’nden, Mahalle muhtar’ları, din görevli’leri, kalabalık bir cemaat gelmişti. Civar mahalle’lerden de çok büyük bir katılım vardı. Öğle namazından önce, Mahalle’nin Cami’i, tamamen dolmuştu, Cami’i’n içindeki cemaat kadar, dışarda da vardı. Ayrıca, kalabalık hanımefendi’ler de du’a için hazırlardı. Değer’li İlçe Müftüsü, Veysel Kükrer Hoca, “Namaz’dan önce, siz buyurun, va’az edin, namazdan sonra, beraberce du’a ederiz,” dedi.

Cami’in içinde ve dışında, erkek- kadın takrikî, beş bin kişi toplanmıştı. Yağmur du’a’sı için toplanan, bu kalabalığa, ne konuşulurdu ki, o anda, Peygamber’imiz, salla’llâhu aleyhi ve sellem Efendimiz Hazret’lerinin şu Hadis-i Şerif’i, aklıma geldi: Sevgili Peygamber’imiz salla’llâhu aleyhi ve sellem Efendimiz,şöyle buyuruyorlar: “Beli bükülmüş ihtiyarlar, (80 yaşını doldurmuş, Sinnü’l- Eyâs’e baliğ, Allah yolunda olan yaş almış delikanlı’lar, yaş almış, itaatkâr, nineler.) ma’sum çocuklar,( henüz, büluğ çağına ermemiş sabî’ler) ve dilsiz hayvanlar olmasaydı, Cenab-ı Hakk, size niçin rahmet göndersin ki,”

Bu Hadis-i Şerif’in izahı sadadinde,” Aramızda dargın olanlar varsa, lütfen, hemen, du’a’dan evvel, barışsınlar, Telefonunuza sarılın, dargın olduğunuz müslümanlarnla barışın, halâ, dargın olmaya devam etmek isteyenler, lütfen, du’a’ya iştirak etmesinler. Hususiyle anne ve babaları kendilerinden razî olmayanlar v arsa, hemen ellerini öpüp razî etsinler. Yatalak haldeki yaşlılarımızı ziyaret edelim, gönüllerini alalım, du’a etmelerini rica edelim, mümkünse tekerlekli sandalyelerle bile olsa, du’a’ya iştirak etmelerini rica edellim, ma’sum çocuklarımızı du’a esnasında aramıza alalım, varsınlar onlar bizler du’a ederken, aramızda oynasınlar, Sokak hayvanlarını, kıtmirleri ve kedileri hemen, doyuralım, aramıza alalım. Namazı ta’kiben, topluca Tevbe-i Nasuh ile, Tevbe-i İsti’ğfarda bulunduk. Du’a mahlline geçildi, Hanımlar nisbeten solda ve arkada, ön saflara yaş almış, amcaları, çocukları geçirdik. Du’a, başlamadan, bir’den etraftan, kıtmir’ler, kediler, koşaradım, geldiler, en ön safta yerlerini aldılar, cemaatle birlikte Lisan-ı Halleriyle, tazarru’, du’a ve niyaza “ âmîn,” diyerek katıldılar. İlçe Müftüsü, Muhterem, Veysel Kükrer Hoca’nın, bütün samîmiyyetiyle,” Allahümme Ağisnâ, Allahümme Ağisnâ,” (Allahım! Bize yağmur ver, Allahım, Bize rahmetini gönder,” nidasına, bütün cemaat, kadınlar, erkekler, yaşlılar, çocuklar ve de dilsiz hayvanlar, “ Âmîiiiiiin, âmîiiiiiiiiiiiin,” diye yeri göğü inllettiler, yaşlılara, çocuklara, hayvanlara ve de misafirlere ikramlarda bulunuldu. Aynı hafta içinde, benim katılamadığım, başka mahalle’lerde de rahmet için du’a’lar yapıldı. Rabbim, du’a, niyaz ve yakarıları kabul buyurdu, Beyşehir ve civarında, ilkbahar aylarında, tarihinde görülmediği kadar yağmur, rahmet ihsan buyurdu. Meteorojik haberlerde, “Konya’nın Beyşehir, İlçesinde, rekor seviye’de yağmur yağdı, metrekare’ye, 18,5 kg. Yağmur yağdı,” denildi. Gerçekten de uzun yıllar, hele hele, Beyşehir Merkezine, ilkbahar aylarında böylesine yağmurlar düşmemişti. Hatta, Beyşehir Halkı arasında, yaygın inanışa göre, “Beyşehir’in yarısı, Mezarlıklar üzerine, yarısı da Vakıf arazileri üzerine inşa edildiği içir, Seydişehir’e, civar ilçelere rahmet düştüğü halde, la’netli şehir, Beyşehir’e yağmur yağmaz, rahmet düşmez...

Ama, bu ilkbahar öyle olmadı, Milletimizin, “Kırk Öğle, ya da kırk ikindi yağmurları,” dediği, yağmurlar yağdı, hemen hemen, her gün, öğle ve ikindi vakitlerinde, sağnak halinde yağmurlar yağdı, rahmet düştü.

Tohum’ların, fide’ler’in toprak’la buluştuğu, ağaçlar’ın  meyveye, durduğu, bugünlerde yağan yağmurlar çok faydalı oldu. Sebze ve meyvelerde bereket, hububat ve bakliyatta, rekor seviyede rekolte bekleniyor.

Farkındalık oluşturmak için, Yeni Ravzâ Cami’i’ndeki Cum’a Va’az’ımızda, “Beyşehir, Antalya Caddesi, Orman İdaresinden i’tibaren, P.T.T, Binası’na kadar olan, bölge, üzerine, Hastahane, (eski Hastahane), Mektepler, İlçe Millî Eğitim Müdürlüğü, Pançar Kooperatifi, P.T.T. Binası ve pek çok, apartman, özel mülk olan, saha, 1954 yılına kadar, 700 yıllık, Mezarlık sahasıydı. Buralardan  gelip-geçenler, hergün, binlerce, mezar’ın üstünü, çiğneyip geçmektedirler. Buralardan geçmeden önce, burada, medfun, bulunanların ruhları için, bir Fatiha, 11 İhlas okurlarlarsa, bu ruhlar onları, birer, Nur Meş’alesi olarak görürler, varsa azabları kaldırılır, Ruhlar, keşke bu Nur meş’aleleri bizim üzerlerimizden geçseler, diye temennide bulunurlar.

Hiç değilse, va’az’da, bulunanlardan ba’zıları, bu tavsiyeyi yerine getirmiş olmalılar ki, her gün nâmerd ayakların çiğnediği, bu Aziz, ruhlar, Fatiha ve İhlas’ların nuruyla, nurlara gark olmuşlar, kısa bir müddet için bile, olsa, şehir halkı da, la’netten kurtulmuş olabilirler...