İSTANBUL’DA,  BAŞKA  HİÇ  BİR  CAMİ’İ’  BULUNMAYAN  HUSUSİYYETLERİ    OLAN  CAMİ’İ’LER!...

AKBIYIK  CAMİ’İ  :   Akbıyık  Dede  Unvanlı, Sultan  2.  Murad  devrinde  yaşamış,  Hacı  Bayram-ı  Velî,  Hazret’lerinin  mürid’lerinden,  Ahmed   Şemseddin,   Ahmed   Muhiddîn, Abdullah  isimleriyle  de  bilinen,  İstanbul’un    Fethinde   bumlunmuş,  Ni’me’l- Ceyş’den, Akbıyık  Dede, Cami’i, Çar  Hacı  Ahmed  Efendi  Tekkesi  olarak  da  bilinir.  Akbıyık   Cami’i   ve   Tekkesi, İstanbul-Fatih,  Cankurtaran  Semtinde, Tarihî,  Yarımada’nın  en  güneyinde, Kıbleye,  Ka’be-i  Muazzama’ya  en  yakın  bir  mevki’de  bulunduğu  için, “ Kıbletü’l-  Mesâcid,   veya,  İmamü’l-  Mesacid,”  olarak  anılırdı. Kadîm  İstanbul,  Dahil-i  Sur’da,  Tarihî,  Yarımadada,   beş  vakiet  ezan  önce  Akbıyık  Cami’i’nde  okunurdu, Akbıyak  Cami’i’nde  ezan  okunmadan,   Ayasofya-yı  Kebir    ve  diğer,  Selâtîn  Cami’i’lerde  ezan  okunmazdı.  İstanbul  geleneği  ve  İstanbul  adabı...

AYAZMA  CAMİ’İ :   “Kuşkonmaz  Cami,”  olarak  da  bilinen,  Ayazma  Cami’i, Üsküdar’da  Boğaz  Kenarında, Salacak  Sırtlarında, Boğazdan, Marmaradan, Tarihî,   Yarımada’dan   ve  Pera= Beyoğlu  tarafından  görülen, Muhteşem,  bir  Küllhiye...

Ayazma  Cami’i, ( Kuşkonmaz  Cami’i’,) ( 1760- 1761)  yılları  arasında, Sultan  Üçüncü  Mustafa  tarafından, Ablası,  Mihrişah  Sultan,  Ağabeyi, Şehzâde,  Süleyman  adına  yaptırılmıştır.

Sultan  Üçüncü  Mustafa,  Osmanlı  Padişah’ları  arasında,  Pây-i taht,  İstanbul’da,  en  fazla    cami  inşa  ettiren  sultan’lardan birisi  olmasına  rağmen,  inşa  ettirdiğgi  cami’i’lerden  hiçbirisi  kendi  adıyla  anılmamaktadır. Bizzat   Üçüncü  Mustafa  kendisi  ifade  etmiştir; ki,  ”Üç    cami  yaptırdım, birisini   Ceddim,  Fatih Muhammed  Han’a, ikincisini,  kuşlara,  üçüncüsünü  de  sahile  kaptırdım,”  demiştir.

Fetiuh’den  sonra,  Yedi  Tepeli  İstanbul’un   4.  Tepe’sinde,  Kilise  kalıntıları  üzerine,Fatih  Cami’i  ve  Külliyesi  inşa  ettirilmişti.  İlk inşa  ettirilen  Fatih  Cami’i  günümüzdeki  Fatih  Cami’i’ne  nazaran  daha  küçüktü. Geçirdiği  zelzelelerle,  önce  kubbesi,  daha  sonraki  yıllarda  da  yan  duvarları  tamamen  çöktüğü için,  Sultan  Üçüncü  Mustafa’  nın  Saltanatı  yıllarında,  tamamen  yıkılmış  ve  yenieden  inşa  ettirilmiştir. İlk  Cami,  günümüzdekine  nisbeten  daha  küçük  olduğu  için,  Hazreti  Fatih’in  Türbesi, Kabr-i  Şerif’i,Cami’i’n  Kıble  tarafında bulunan  Haziresindeydi. Cami  büyütülünce, Fatih’in  Kabr-i  Şerif’i  Günümzde  Minber’in  altında  bir  yerde  kaldı. Vakıflar  Böyge  Müdürlüğü  yetkili  ve  ilgilileri  zaman  zaman, buraya  iner,  temizlik  ve  bakımını  yaparlar,  Bu  satırların  Muharriri,  Fakir  de,  Vakıflar   Umum  Müdür’lerinin  Fahrî, Müşavirliklerini  yaptıağım  sırada, bir-kaç  def’a, Fatih’in  asıl  Kabr-i  Şerif’inin  başında  Fatiha  ve  İhlaslar  okudum. Günümüzdeki, Fatih  Sultan  Muhammed  Han  Türbesi, “  Makam  Türbe’dir.”

 Günümüzdeki  Fatih  Cami’i, Temelden,  Kubbe’ye  minarelerine  kadar  sıfırdan,  yeniden, Sultan  Üçüncü  Mustafa  tarafından  yaptırıldığı  halde, onun  ismi  zikredilmez, “ Fatih  Cami’i,”   olarak  anılır.

Keza, Ayazma (Kuşkonmaz  Cami’i)  de,  Giriş   Kapısında, Cami’i’n  inşa  taerihiyle birlikte,” Sultan  Üçüncü  Mustafa  tarafından  yaptırılmıştır,”  denilmesine  rağmen,  hiç  kimse,  2 Sultan  Üçüncü  Mustafa  Cami’i,”  demez  de, ya, “ Ayazma  Cami’i’, “ ya  da  “ Kuşkonmaz  Cami’i,”  der  geçer...

Sultan  Üçüncü  Mustafa’nın  yaptırdığı  üçüncü  Cami, Kadıköyü,  Sahil  Cami’i’dir. Körler  Ülkesi, Kalakdon,  Fetih’den sonra,Kadı  Hızır  Bey’e  çiftlik  olarak  tahsis  edilmişti. Kabtamonu’lu  Kahya  Kardeşler,  Osman  Ağa,  Ca’fer  Ağa  ve  İbrahim  Ağa,  Kadıköyü  çiftliğini  geliştirdiler, Ziraat  ve   Hayvancılık  için,  Kastamonu’dan,   Rençberler,  ırgatlar  geüirdiler,  Kadıköyü’nde  Mahalleler  kurdular,  her  biri  kendi  Mahalle’sinde  birer  cami  inşa  ettirdi. Osman   Ağa   Mahallesi,  Osman  Ağa  Cami’i,  Ca’fer  Ağa  Mahallesi,  Ca’fer  Ağa  Cami’i,  İbrahim  Ağa  Mahallesi,  İbrahim  Ağa  Cami’i...  Kadıköyü’nün  Merkez’ine, dördüncü  Cami’i,Kadıköyü  Sahiline  Sultan  Üçüncü,  Mustafa  Yaptırdı. Kadıköyü,  Üçüncü  Mustafa  Cami’i,  şimdilerde,sahil  büyük ölçüde  doldurulduğu  için. İçerlerde  kaldı  Çarşının  içinde  bulunuyor, İskele  Cami’i  olarak  da  bilinen  Cami’i’n  KAPISINDA, 1761  yılında,  Sultan  Üçüncü  Mustafa  tarafından  yaptırıldığı  yazılmış  ise  de,   kimi’leri, Kadıköyü  Sahil  Cami’i,  kimi’leri  ise, Kadıköyü  İskele  Cami’i  olarak  anılmaktadır.

Talihsiz,  Sultan,  Merhum, Üçüncü  Mustafa  ne  kadar  da  güzel  ve  manidar  böylemiş:2 Üç  Cami  ş

Yaptırdım, birini  Ceddim,  Fatih  Muhammed  Han’a,  birini, Kuşlara,  birini  de  sahile   kaptırdım...  

CİHANGİR  CAMİ’İ :  kanûnî,  Sultan  Süleyman  Han’ın  İrade-iu  Seniyyesiyle,  Oğlu,  Şehzâde  Cihangir  adına,  Mi’mar  Koca  Sinan’a , 1559’da  yaptırmıştır. Cihangir  Cami’i, Beyoğlu, Fındıklı  Yokuşunda,  Boğaz’a,   Tarihî ,  Yarımada’ya,  Marmara’ya, Üsküdar  ve  Kadıköyü’ne  nazır,  hakim  bir  Tepede’dir.  Büyük  Çamlıca  Cami’i  inşa  ettirilinceye  kadar, İstanbul’un  bütün  cami’lerini  gören,  İstanbul’un  bütün  cami’i’lerinden  görünen  bir  cami  olması  hasebiyle,  “Cihannümâü’l- Cevami’ “  ( Büçtün  Cami’i’lerin  Cihannümâsı,” idi.

BYÜK  ÇAMLICA  CAMİ’İ :  Alemdağı,  Gözdağı   ve  Kayış  Dagğı’ndan  sonra,  İstanbul’un  en  yüksek  4.  Tepesine  kondurulan,ki-  Koca  Mi’mar  Sinan. Yedi  Tepeli  İstanbul’un Üçüncü  Tepesi’ne  ^”Süleymaniye,  diye,  Erciyes  Dağını  oturtturmuştu, Sinan’ın  torunları  da,  Ağrı  Dağını,  ya  da  Süphan  Dağını,  Büyük  Çamlıca  Tepesine, Büyük  Çamlıca  Cami’i’ni  oturtturdular.

Büyük  Çamlıca  Cami’i, İstanbul’un  her  tarafından  istisnasığz,  her  tarafından  görülmekte,  Büyük  Çamlıca  Cami’i’nden  de  İstanbul’un  her  tarafı  görünmektedir.Bu  bakımdan  artık, Büyük  Çamlıca  Cami’i,   “ Cihannümâü’l- Cevâmi’  “  olma   unvanını  hak’etmektedir.

“ Sana  dün  bir  tepe’den  baktım  Aıziz  İstanbul! “ Şiiri’ni  yazan,  Merhum,  Yahya  Kemal  Beyatlı  sağ  olsaydı  da, İstanbul’un  bütün  Tepelerinin,  bütün  cami’i’lerinin  Terasi  ve  Cihannümâsı, Büyük  Çamlıca  Cami’i’nden, Muhteşem  Terasından İstanbul’a  bir  bakbilseydi,  kim  silir,  nasıl  bir   şiir  terennüm  ederdi?!...