Utanmıyor musunuz? 
Milletin ruhunun, fikrinin, iradesinin, arzusunun, benliğinin ırzına geçenlere karşı; alçaklığın korkunç bir cehaletle harmanlandığı arsızlığınızla, suskun kalmaya utanmıyor musunuz? 
Haydi, korkak ve bir o kadar da pısırıksınız. Anladık!
Bu milletin kimliği üzerinde kanlı bir tahakküm kurmaya çalışanlara karşı, yine bu milletin meydanlara ve zihinlere kazıdığı unutulmayacak destanı neden gölgelemeye çabalıyorsunuz? 
O kadar mı kirlisiniz? 
Asker üzerinden yalancı merhamet propagandaları gütmekle, “askerime dokunma!’’cılık oyunu oynamakla ve namlusunu kendi öz halkına doğrultmuş sözüm ona emir kullarını başımıza taç etmekle insan mı olduğunuzu zannediyorsunuz? 
İnsanlık rolü taslamakla, sizin habis fikirlerinizi idrak edemediğimizi mi düşünüyorsunuz?
Anlayış tek: Ya hainsiniz ya aptal! 
Siz televizyon başında patatesli cipsinizi alıp yanında Alman malı biranızı yudumlarken, bin bir motifle damgalanmış envai çeşit iradenin, meydanlarda kelle koltukta verdiği mücadelenin üzerini, leş nefsinizin sahtekâr perdeleriyle örtemezsiniz!  
Türk Silahlı Kuvvetleri’nin sırtını, sizin gibi markacı vatanseverlerin samimiyetsiz merhametine yaslayacak değiliz. Çok şükür ki, namünasip emirlere itaat etmeyen yiğitlerle, vicdanını hain rütbelilere satan vasıfsızları bir tutmayacak idrake sahibiz.
Milletini korumaya ant içen asker müsveddeleri kendi vatandaşlarını tanklarla ezip kurşuna dizerken, halkın ihanetin kulu olanlara karşı mücadelesini barbarlıkla tanımlama cüretini nasıl gösterebiliyorsunuz?
Gezi’de, hiçlikle yoğrulmuş bir davanın hiçlikten peyda olmuş teröristlerinin barbar eylemlerine set çeken polisler gavur evladıydı da, ihanete direnen vatanın öz savunucularına kurşun sıkanlar mı Anadolu kuzusu oldu? 
Dış güdümlü satranç oyuncularının piyonu olmaktan öteye gidemeyen yakıp yıkıcılar direnişçiydi de, paralel örgütlerin vatana kast edişine karşı meydanlarda vatan türküleri tüttürenler mi koyun sürüsü? 
Apo tezahüratlarının semalarda yankılandığı renk renk ve fikir fikir bayraklarla kuşatılmış meydanlarda, ne üdüğü belirsiz terör yandaşlarıyla omuz omuza verenler; tek renk ve tek fikirle boyanmış sokakların F-16’ların kol gezdiği semalarında yükselen ALLAH-Û EKBER nidalarına laf etme edepsizliğini gösteremezler! 
Ve siz, lüks semtlerin kalbi kara namı ‘’beyaz’’ları; 
Elinizde viskiniz üstünüzde röpteşambrınızla caddelerden geçen cuntacıları alkışlarken hiç mi hicap duymadınız? 
Merak etmeyin!
Gelecek…
Hepinizin sırası gelecek… 
Önce Allah sonra vatan diyenler, sizi ve ruhuna mil çekilmiş ideolojilerinizi yokluğa gömmeye gelecekler! 
Bekleyin. 
Biz de bekliyoruz. 
Bekliyor ve istiyoruz.
Necip Fazıl’ın haykırdığı gibi; 
“Aziz vatanı, aziz devleti, aziz anneyi, aziz hocayı, aziz kanunu, aziz bayrağı, aziz şunu, aziz bunu; izafî kıymetler borsasında ve (spekülâsyon) cambazlarının elinden kurtaran bir heyecan…
Bunu istiyoruz!
Ya verilsin, ya vereceklere yol açılsın! ‘’
Küfrün adi bulanıklığına hizmet edenlerin, yolumuzdan çekilmesini istiyoruz!