31 Mart seçimlerine sayılı günler kala halkın içinde çokça gezen ve çok meraklı biri olarak bu hafta seçimleri konuşmak istedim. Eğrisi ve doğrusuyla, kimseyi kayırıp kollamadan sokağın nabzı ile konuşacağız. Ama konuşmadan önce Rahmetli Muhsin Yazıcıoğlu’nun sözünü mıh gibi şuraya çakmak istiyorum.

“Seçimler kavga aracı olmasın. Sel gider kumu kalır. Bu seçimde gidecek ama siz akraba olarak komşu olarak kalacaksınız.”

Herkesin büyükşehirlere özellikle İstanbul seçimlerine yoğunlaştığı nokta ben Ankara da yaşayan biri olarak Ankara’dan başlamak istiyorum. Cumhur İttifakının kazanmış için yoğun çaba harcadığı başkentte Mansur Yavaş gerçeği var. Partili – partisiz kim olursa olsun, herkesin dilinde tek bir isim Mansur Başkan. Bana kalırsa cumhur ittifakının en büyük yanlışı Mansur Yavaş’ı beş yıldır “CHP’li Mansur” yapamamış olmasıdır. Bununla beraber diğer bir yanlış ise Sayın Turgut Altınok’u Mansur Yavaş’ın karşısına çıkarmış olmalarıdır. Çünkü Sayın Altınok, Ankara’da Keçiören ve memleketi Bala haricinde çok kabul edilen, sevilen bir aday değil. Ankaralı olmasının ve Ülkücü olmasının hesaba katıldığı aday belirleme sürecinde hesaba katılmayan diğer unsur ise Sayın Yavaş’ın da Ankaralı ve ülkücü olmasıydı. İkisinin siyasi geçmişine bakıldığında birbirine yakın profilde olan iki aday arasında konu eğitime geldiğinde Mansur Yavaş öne geçiyor. Kaldı ki Mansur Bey artık büyükşehir tecrübesi olan bir aday. Sayın Altınok konuşulduğunda ise siyasi hamleleri her dönem başka partilerden aday olması, Keçiören sokaklarına korku salan A Takımı, 2019 seçimlerinde kendisinin Keçiören’de almış olduğu oyu Mehmet Özhaseki’ye taşıyamamış olması ve 2019 seçimlerinden sonra belediyede işten çıkardığı insanların olması hasebiyle soru işaretlerini üzerinde taşıyor. Ankara’nın özelinde Melih Gökçek’in hesaba katılmadığı bir adayın Ankara’da seçim kazanması çok zor. Bunlara ek olarak cumhur ittifakının ilçe adaylarının da oy potansiyellerinin düşük olması Turgut Altınok’u bu seçimde geriye bırakıyor diyebilirim. Mamak, Gölbaşı ilçelerinin kaybı, Keçiören’de yanlış aday tercihi, Etimesgut ilçesinde yükselen CHP oyları Turgut Altınok’a bu seçimi kaybettirecek. Turgut Altınok’un en büyük eksisi ise Ak Parti teşkilatlarında kabul görmeyişi. Yeniden Refah Partisi’nin Suat Kılıç’ı Ankara da aday göstermesi de Cumhur İttifakı için başka bir handikap. Mansur Yavaş’ın handikabı ise CHP genel merkeziyle yaşamış olduğu Etimesgut ve Çankaya krizi. Tahminin Ankara’daki seçim yarışını Mansur Yavaş % 6 – 8 farkıyla kazanacak gibi.  

Fatih’in gözbebeği, Peygamber Müjdesi almış İstanbul’a gelince Ankara’nın aksine Cumhur İttifakının adayı Sayın Murat Kurum ön plana çıkıyor. Sayın Ekrem İmamoğlu’nun geride bıraktığı beş yıl içerisinde İstanbul’un kendisine ihtiyacı olduğu dönemlerde hep İstanbul dışında olması, hizmet eksiklikleri, Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde ön plana çıkmaya çalışması, CHP içerisindeki genel başkanlık seçimlerinde belirleyici rol üstlenmesi her ne kadar parti içerisindeki yenilikçileri memnun etse de İstanbul da yaşayan vatandaşların gözünde eksi puanları toplamasına sebep oldu. Marmara Bölgesinde yaşanması beklenen deprem Sayın Murat Kurum’un en büyük artısı olurken beş yıl içerisinde Sayın Ekrem İmamoğlu’nun bu konuda çalışma yapmamış olması da en büyük eksisi. Yeniden Refah Partisinin aday çıkarması Ankara’da olduğu gibi aday çıkarmış olması Cumhur İttifakının handikabı. Bununla beraber Zafer Partisinin Azmi Karamahmutoğlu’nu aday göstermesi Ekrem İmamoğlu’na oy verecek milliyetçi oyların yeni merkezi oldu. Bu durum Ekrem İmamoğlu’nun handikabı iken CHP ve DEM Parti arasındaki ittifak Ekrem İmamoğlu’nun artısı olarak ine çıkıyor. Şunu tüm Türkiye biliyor ki Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan İstanbul’u ne kadar çok kazanmak istiyorsa Ekrem İmamoğlu da bir o kadar önce CHP Genel Başkanlığını daha sonra ise Cumhurbaşkanlığını istiyor. Bu aşırı istek sandığa yansır ve İmamoğlu seçimi kaybederse CHP’de yeni bir değişim sürecine tanıklık edebiliriz. İstanbul için şuan tahmin zor, bıçak sırtında giden seçim iki tarafa da düşebilir. İşte yazı başlığımızın altını dolduracak olan en büyük argüman İstanbul’da Ekrem Bey’in seçimi kaybetmesi sonrasında yaşanacak değişimler olacak.

İzmir’de bir değişiklik yaşanacağını pek düşünmüyorum. İzmir de kazanan CHP olsa da Cumhur İttifakı adayı Sayın Hamza Dağ İzmir de oyların yükselme sebebi olabilir. Siyasette yirmi dört saat sonrasına tahmin yapmak zordur ancak şimdiden söyleyeyim İzmir’in beş yıl sonra yapılacak seçimlerdeki adayı Eyüp Kadir İnan olacak gibi duruyor. Ve bana kalırsa siyaset sahnesinde potansiyeli yüksek olan İnan İzmir’deki değişimin mimarı olabilir.

Seçimlerde herkes kazanmaya odaklanır ancak kimse kaybedeceğini hesaba pek katmaz. Bu noktadan bakıldığı zaman Ak Parti’nin düşünmesi gereken bir diğer Büyükşehir Bursa. Mevcut Belediye Başkanı Alinur Aktaş ile girilecek olan 31 Mart seçimlerinde Bursa kaybedilebilir. Bunun yanı sıra Şanlıurfa ve Yozgat ta sürpriz bekliyorum. Küçük bir şehir olsa da Kırıkkale’de CHP seçimi kazanmaya yakın. Ve Cumhur İttifakının en büyük rakibi siyasi partilerden ziyade ekonomi, EYT mağdurları ve emekliler olacak gibi duruyor.            

Seçim sonuçlarını hep birlikte yaşayıp göreceğiz. Anket şirketlerinin açtığı seçim fallarından ziyade halk ve sokak nabzıyla ettik bu haftaki muhabbetimizi. Haftaya ömür vefa ederse buradayız.