Bugünkü yazıma bir haberle başlamak istiyorum.
Düzce'de bir ortaokulda yaşanan üzücü bir olayda, 8. sınıf öğrencisi 13 yaşındaki U.C., okul tuvaletinde üç öğrenci tarafından köşeye sıkıştırıldı.
Bu öğrencilerden biri U.C.'ye fiziksel şiddet uygularken, diğer iki öğrenci bu anları videoya aldı.
Olayın videoları ortaya çıkınca, Suriyeli olduğu iddia edilen üç öğrenci okuldan uzaklaştırıldı ve hakkında yasal işlem başlatıldı.

Çok yazıldı, çok çizildi. Dinleyen olmadı. Adeta huzur battı bize.
Belayı, kendi ellerimizle bulduk getirdik.
4 milyonu Suriyeli olmak üzere, 10 milyonu geçmiş sığınmacı nüfusu var.
Gelecekte huzurumuzu bozarlar dedik. Kulak arkası yaptılar. Duymadılar.
Türk Aileler 1-2 çocuk yaparken, onlar 8-9 çocuk yapıyor.

Suriyeli çocuklarla ilgili biraz araştırma yaptım. Hemen hiçbirinin okumak gibi bir derdi yok. Ailelerinin zaten umurunda değil okul falan. Çocuk yaştaki hemen hepsi sigara içiyor. Bazlarının videolarını gördüm, yine çocuk yaşta bir araya gelmiş alkol tüketiyorlar. Hem de öyle böyle değil. Küfürlü, argolu ve nerdeyse tehditkâr ifadeler var bizlere karşı. Hallerinden, Türkiye’nin onlara sağladıklarından, maddi desteklerden hiç memnun değiller. Patlamaya hazır bir isyanın henüz çocuk halini görüyorsunuz. Ama içlerindeki öfke kendi bedenleri gibi her geçen gün biraz daha büyüyor.

Büyükleri bir şekilde yaşadıkları dramın, Türkiye’nin onlara açtığı kucağın ve gösterilen iyi niyet ve fedakarlıkların farkında. Ama buraya bebek yaşta gelen ve yeni yetişen bir nesil var ki, ben şahsen başımıza büyük bir çorap örüldüğünü düşünüyorum. Aileleri tarafından “Saldım çayıra” bir şekilde yetişiyorlar ve bizlere karşı gruplaşıyor, öfkeleniyor, kinleniyor hatta bileniyorlar.

Irkçı bir anlayışla toplumu germek, hedef göstermek veya o manada bir niyetim yok. Ama ortada kartopu gibi yuvarlandıkça, zaman ilerledikçe, ihmal edildikçe büyüyen bir tehlikeli viraja dikkat çekmek istiyorum. Toprağa düşmüş, ama hızla filizlenen bir kutuplaşma iklimi bizleri bekliyor. Kabul edin veya etmeyin, bazı gerçekleri ortaya çıktığında ve yüzleştiğinizde anlarsınız. Ama vakit çoktan geçmiştir artık. Bu ülkenin insanlarının geçmişten bugüne var olan alışkanlıklarının dışarıdan gelen birilerine göre dizayn edilmesini istemiyorum.