Büyüklerimden çok sık duyduğum; “İnsan ölür köyü üzülür’ insan ölür alem üzülür!.” Sözü tam da rahmetli başkanın vuslatı için geçerli sanki!..

Evet; Anadolu’nun Allah, millet yolunun divanesi, katkısız yiğit evladı için Türk-İslam dünyası ve hatta muarızları bile üzüldü!.

Kaderi mutlak karşısında, imanımızın gereği tek sözümüz; “İnna Lillahi Ve İnna İleyhi Raciun. Amenna ve saddakna.” diyerek teslim olmaktır!..

Muhsin Başkanın 99 parti kurucu üyesi arasında birlikte olmak şerefine nail olduğum ve bu vesile ile rahmet, sevgi saygı ve özlemle andığım merhum Abdürrahim Karakoç ağabeyimin;“Vallahi bana sorarsanız Muhsin Başkan, han köşesinde ölemezdi. Ona dağın zirvesinde ölmek yakışırdı.” sözleri ülkü devi Muhsin Başkanımızın vuslatı ile ilgili sebep ile ilgili veciz bir tesbitti.

Tarih ve zaman şahit ki… gönül coğrafyamız ve de bütün mazlumlar onu çok sevdi.

O’nu,ulaşmak istediği sonsuzluğun sahibine uğurlamak için katılan o mahşeri sevgi selini hep birlikte gördük,onun ebedi hayata irtihaline sadece kendi yol arkadaşları ve camiası değil alem yanmış ve kavrulmuştu!..

Öyle ki, toplumun her kesiminden, siyasetin her renginden insanın akın akın gelip büyük bir üzüntü ile başsağlığı dilemeleri sanırım rahmetli Genel Başkanıma mahsus bir fenomen idi.

Fenomen diyorum çünkü, Tunceli milletvekilimiz merhum Kamer Genç Bey’in taziye için geldiğinde başsağlığı dilerken hıçkırıklarla ağlayıp  konuşamamasını!..

CHP nin o zaman ki Genel Başkanı Merhum Deniz Baykal Bey’in başsağlığı dikerken söylediği “TBMM sigortasını kaybetmiştir.” sözlerini ve olay ile ilgili bazı iddiaları açıklığa kavuşturmak için teknik yeterlilik gerektiren konularda iki milletvekilini görevlendirmesini başka nasıl izah edilebilirim ?!..

Sultan-üş Şuara’nın, “Sakarya, saf çocuğu masum Anadolu’nun” tabirindeki Sakarya’nın ete kemiğe bürünmüş hali idi rahmetli Genel Başkanım!..

O pozitif siyasetin sağduyusu ve rahmetli Deniz Baykal Bey’in tabiriyle; O..’TBMM’nin Sigortası’ ve Türk-İslam dünyasının da yılmaz, usanmaz, bıkmaz bir savunucusu ve serdengeçtisiydi!..

Kadirşinaslığı, samimiyeti, diğerkamlığı, cesareti ve merhameti ile aziz milletimizin bütün güzel özellikleri sanki onda vücut bulmuştu!..

O gerçekten Anadolu insanının devlete uzanan eli, tevazu sahibi ilkeli duruşu ile dupduru bir Anadolu çocuğuydu!..

Köşeli bir insandı ve yaptığı her işte, attığı her adımda önceliği Allah’ın rızasını kazanmak idi!..

Secdeyi Rahmanda iki büklüm kul, iyi bir eş, iyi bir baba, iyi bir evlattı!..

Onun derdi sadece Edirne ile Ardahan arası için değildi!..

O’nun derdi 1 milyar 700 milyon kardeşinin İstiklali ve istikbaliydi!..Bu derdini de; “Bir hayâlim var; bütün vatandaşlarımızın ay yıldızlı al bayrağın altında şerefle yaşadığı bir Türkiye hayâl ediyorum.Bir hayâlim var; başını örtenle açanın aynı üniversitede yasaksız, kavgasız, kardeşçe yaşadığı bir ülke hayâl ediyorum. 

Bir hayâlim var; Kürt, Türkmen, Alevi, Sünni ayrımı olmadan zengin, fakir ayrıcalığı görülmeden imtiyazsız, sınırsız, kaynaşmış bir Türkiye istiyorum. Kısacası Balkanlardan Çin Seddi'ne kadar kaynaşmış güçlü bir Türk dünyası hayâl ediyorum." Sözleriyle ifade etmişti!..

Tekrar rahmet ve Özlem’le anıyor ve onun hayallerinin bir çoğunu gerçekleştiren Sayın Cumhurbaşkanımızın;

“Milletimiz, merhum Yazıcıoğlu'nu, ülkemizin birliği için bedel ödediği mücadelesi, milli iradeye leke sürdürmeyen tavizsiz duruşu, örnek şahsiyeti, cesareti, yiğitliği ve samimiyeti ile her daim hatırlayacaktır." 

Dedikleri yürek tesbitlerini bu vesile hatırlatarak; “HER 25 MART’TA ÜŞÜYORUZ!..”diyor ve siz kıymetli okurlarımızdan bütün şehidlerimiz ve Muhsin Başkanım için Fatihalarınızı istiyorum!..

Lillahi teâla El-Fatiha.