Fenerbahçe Başkanı Ali Koç’un, Trabzonspor Fenerbahçe maçı sırasında ve sonrasında yaşanan olaylar nedeniyle, öncelikle Kulüpler Birliği Başkanlığı görevinden istifa etmesi ve de 2 Nisan’daki olağanüstü genel kurulda alınacak kararla ligden çekilebileceklerini söylemesi gündeme adeta bir bomba gibi düştü. 

Açıkçası ben Başkan Ali Koç’un bu açıklamalarını, yaşanan vahim olaylar sonrasında içine düşülen olumsuz ruh hali ve de öfkeyle verilen bir tepki olduğunu düşünüyorum.

Öncelikle, Başkanın verdiği tepkiyi sonuna kadar haklı bulduğumu ve geçmişten günümüze yaşanan olaylar sonucunda gelinen noktanın, yalnızca Fenerbahçe’ye değil Türk futboluna ağır darbeler vurduğunun altını çizeyim.

Adım adım yaklaşan EURO 2024 için gün saydığımız şu sıralarda, Trabzon’daki olayları açıklayabilecek hiçbir şeyin olmadığı kanısındayım.

Yaşananlardan etkisi altında kalarak, isyan noktasına gelip sert açıklamalar yapmak ve tüm bu olaylara tepki vermek son derece normal. Burada hiçbir sıkıntı yok. Ancak ligden çekilmek, takımın bir alt ligde mücadele etmesine neden olacak bir karar vermek kesinlikle mantıklı ve kabul edilebilir bir davranış olamaz. Yani öfke mantık ve sağduyuya galebe çalamaz.

Bu camianın lideri, başkanı olarak böyle ligden çekilmek ve küme düşürülmekle sonuçlanabilecek bir eylemi, gerçekleştirmek şöyle dursun, böyle bir söylemi dile dahi getirmek akılla açıklanması mümkün olmayan bir şey.

Böyle bir vebalin altına ne Ali Koç, ne de bir başkası asla giremez. Çünkü, spor kulüpleri her ne kadar seçilmiş bir idare heyeti ve başkan tarafından yönetiliyor olsa da, sonuç itibarıyla arkasında milyonlarca taraftarın olduğu sivil toplum örgütleridir. Bu yasayla belirlenmiş bir durumdur. Ayrıca, böyle bir girişim, önü alınamayacak sonuçlar doğurabilir. Toplumsal olaylara yol açar. Böyle bir eylem, değil Koç ailesi, ülkenin yasama ve yürütme organlarının dahi niyetlenemeyeceği kadar büyük bir şeydir…

Şimdi oturup böyle bir eylemin gerçekleşmesi halinde, UEFA nezdinde de yaşanacakları ve bunların doğuracağı sonuçları tek tek anlatmaya gerek yok. Zaten bu durumu, spor medyası çarşaf çarşaf yazıp çizdi. Tekrara düşmek istemediğim için bunları yinelemeyeceğim…

Evet, başta da belirttiğim gibi, bu söylem tamamen öfkeyle sarf edilmiş ve de amacını aşmış sözlerdir.

Tabi ki, özellikle bu sezon yaşanan onca hadisenin ardından Trabzon’da yaşananlar oldukça can sıkıcı. Kaldı ki, futbolda şiddet kavramının bile, tanımlamakta yetersiz kalacağı enstantanelerdi izlediklerimiz.

Koç’un Kulüpler Birliği Başkanlığından istifasının doğru bir karar olduğunu düşünüyorum. Ancak, eğer bir istifa gerekiyorsa, bunun en başta Türkiye Futbol Federasyonu Başkanı Mehmet Büyükekşi tarafından yapılması gereken bir eylem.

Hafızamı şöyle biryoklayıp, geçmişe baktığımda, içinde bulunduğumuz sezon kadar, çarpıcı olaylar yaşadığımızı gerçekten hatırlamıyorum.

Bu aşamada söyleyebileceğim tek şey, daha vahim olayların yaşanıp, toplumsal sıkıntıların artmadan, şu sezonun bitmesi adına, herkesin daha dikkatli davranıp yangına benzin dökmemesi ve Büyükekşi’nin de kendisinden bekleneni yerine getirmesidir.

O erdemi gösteremeyeceğini biliyor olsam da yine de gönül böyle istiyor ve ben de bunu dile getiriyorum işte ne yaparsınız?

Hoşçakalın…