Bu sabah güne dinç bir şekilde uyanamadım. Biraz da olsa hani küçük tatsızlıklar olur ya biri bir şey der, öbürü yanlış anlar. Diğeri bağırır, biri üzülür falan işte böyle bir günü geride bırakmış, yeni güne de bu enerjiler birazda olsa bulaşmıştı. Yollarda mahsur kalarak iliklerime kadar donmuş ve en sonunda metro durağına inmiştim. Bu sefer de metroyu kaçırdım. Hani dersin ya yapacak bir şey yok, her şey olacağına varır.

İşte ben de biraz dünden kalma biraz bu günden yaralı bir şekilde bir yer buldum ve oturdum kaçan metroya el sallayıp yenisini bekliyordum. Derken bir beyefendi bana baktı –kaçırdık, dedi.

Sonra anlatmaya başladı. Metro gençler için iyi fakat çocuklu, ellinde bavulu olan ve yaşlılar için pek kullanışlı değil. Bende biraz yorgun ve yılgınım fakat yine de dinlemeye çalışıyorum. O arada metronun girişine baktım. Gerçekten uzayan dev gibi merdivenler vardı. Yürüyen merdivenler ise tek yöne idi. Doğru dedim. Ben hiç bu açıdan düşünmemiştim. Bakın ben Dünya Yaşlılık Derneği Bşk. Yardımcısıyım bu konuya yer vereceğim, dedim.

Çok sevinirim dedi. Ben 75 yaşındayım. Beysukent tarafında sadece metro var. Başka bir seçeneğimiz yok. Biz yaşlılar için metro hiç kullanışlı değil. Bir sürü kalabalık, inilen, çıkılan merdivenler çok yoruyor. Çoğu arkadaşım da metroyu kullanamıyor bu nedenlerden dolayı.

Sonra döndü bana gençliğinin kıymetini bil. Öbür dünyaya ne evladını, ne evini, ne arabanı, ne mevkiini, makamını götüremiyorsun. Birine güldün mü? Birine yardım elini mi uzattın. Birine bir iyilik mi yaptın. İşte ancak bunlar kalıyor geriye.

Kararan ruh halime sanki bir güneş vurmuş gibiydi. Yavaş yavaş kardelen çiçeği gibi doğruluyordum aydınlığa doğru, söylediği her söz ruhuma şifa gibi geliyordu.

Peki dedim. Haklı ya da haksız yere birileri sana bağırırsa, kötü davranırsa ne yapmalıyım.

O onun sorunu, sen hoş görülü ol. Eğer anlarsa düzelir anlamazsa da yapacak bir şey yok.

Bak dedi şimdi sana bir şey anlatacağım. Hastaneye gidiyorum. Bazı doktorlar o kadar sert ve insafsız ve sevgisiz davranıyor ki, onu yolda görsem bakmam.

Bazı doktorlar var. Söyleyeceklerini güzellikle söylüyor. Zannediyorum bana bağları, bahçeleri bağışlıyor öylesine mutlu oluyorum. Bu doktor istesin canımı veririm. İnsanlar da öyle makamınız, mevkiiniz geçer insan iseniz sizi seven birileri vardır mutlaka yanınızda.

Büyülü bir gündü. Üstelik adamın adı Hadi, babamla adaştı. Babam gibi o da iyi niyetli, yardımsever, kulaklarını çınlattık sevgili babamın…

Bu gün mucizeler devam etti ve bir arkadaşım bana iyi ki seni tanımışım, beni yardım işine bulaştırdın, hayatımı değiştirdin, dedi. Çok duygulandım. Ağladım ama bu sefer mutluluktan.

Bu bir tesadüf müydü?

e-mail:[email protected]