Ekseriyet fikrinin hâkim bulunduğu hükümet idaresi olan, yani yetkilerin Anayasa ve Millet Meclisi tarafından tespit edildiği Demokrasi temel alınmalı.
Kanun-u Esasî / Anayasa denilen adâlet ve meşveret / danışma / fikir alış verişinde bulunmak asıl olmalı. Kuvvet kanunda toplanmalı.
Asıl hakikî / gerçek ve müessir / etkili tam adâleti, yani gerçek ve kusursuz adâleti esas almalı. Çünkü, dayanak noktasını temin edecek olan ancak budur. Zira Demokrasi’yi; sağlam ve esas metne istinat ettirmek bu şekilde olur.
Böylece, evham / vehim, şek ve şüpheler sahibini; hayret vartası / uçurum ve şaşkınlık çukurundan çıkarıp kurtarır.
İstikbal / gelecek ve âhiretine kefil olur.
Umumî / genel menfaat, fayda ve kamu yararını içeren hukukullahı / Allah’ın emir ve kurallarını; kamu hukuku ve toplum düzenini sağlar.
Hukuku, izinsiz tasarrufattan tahlis eder / kurtarır.
Millî hayatı muhafaza edip korur.
Bütün zihinleri manyetizmalandırır.
Telkin / hipnoz yolu ile tesir ve etki altına alan ecnebilere karşı metanet, kemâl ve mevcudiyeti gösterir.
İnsanı, dünya ve âhiret sorgusundan kurtarır.
Maksat ve netice olarak; umumî / genel ittihat ve birliği tesis edip kurar.
O ittihadın ruhu olan kamuoyunun, hürriyet ve medeniyet sınırları içine; çürük medeniyet fenalıklarının girmesini yasaklar.
Milleti, Avrupa dilenciliğinden kurtarır.
Geri kalınan uzun terakki / ilerleme yolunu, kısa zamanda kat’ ettirir.
Milleti birleştirerek, az zamanda büyük bir kuvvet sahibi kılar.
Hükümeti temsil eden manevî şahsın, müslüman vasfını nazara verir.
Kanun-u Esasî / Anayasa’nın ruhu, milleti sözünde durmazlıktan uzak tutar.
Medeniyetin tahrip edicisi / yıkıcısı olan dinsizliğe karşı sed çeker.
Fikirlerdeki zıtlık ve uyuşmazlık karanlığını ve görüşlerin dağınık ve ayrılığını; aydınlık dönemi ile ortadan kaldırır.
Âlim ve din adamlarını el ele vererek, milletin saadeti için çalıştırır.
Meşru hükümete, hizmet etme imkânları sunar.
Tam, gerçek ve kusursuz adaletinden dolayı, müslüman olmayan unsurları, devlete daha çok yaklaştırır.
Onları, devlete daha sıkı bir şekilde bağlayacak ortamın hazırlanmasını gerçekleştirir.
Cebîn / korkak ve âmî / bilgisiz adama; en cesur ve has adam gibi, gerçek ilerleme hissi edindirir.
Milleti fedakâr eder.
Vatan sevgisini yükseltir.
Medeniyetin yıkıcısı olan sefahet / yasak şeylere, zevk ve eğlenceye aşırı derecede düşkünlükten, israfat / israflar ve zorunlu olmayan ihtiyaçlar peşinde koşmaktan men’ eder.
Âhireti düşündürür. Aynı zamanda dünyasını imar ettirir.
İstekle çalışmayı temin eder.
Medeniyetin hayatı olan güzel ahlâk, yüksek ve yüce his ve duyguların; düstur ve prensiplerini öğretir.
Herkesin hakkını aramasını kolaylaştırır.
Müslümanlar için, İcma-i Ümmet’e / müctehid âlimlerin İslâm’ın bir mes’elesi hakkında verilen hükümde birleşme olgusuna; küçük, meşru bir misal verir.
Hüsnü niyetle yapılan amel ve işleri ibadet sayar.