Dijital: Verilerin sayısal olarak ekran üzerinde elektronik olarak gösterilmesi. Sayı ile ilgili, sayı temeline dayalı, sayısal… Dijital kelimesinin dilimizde anlamı bu.
Dijital Ortam: Verilerin üzerine kaydedilip saklandığı ortamların genel adı. Latince digitus ‘’işaret parmağı’ ’sözcüğünden alıntıdır. Dilimizde, Türkçe’ de bir sıfat olarak kullanır..
Dijital Tansiyon ölçme cihazları, dijital saatler, dijital ısı dedektörleri, dijital teraziler, dijital termometreler, dijital tesbihler… Açı ve uzaklık ölçerler… dijital bilgisayarlar. Pek çok dijital cihazla temas halinde olduğumuz bir çağdayız. Binlerce yıl önce var olmuş  insanın uygarlık tarihi günümüzde dijital bir dünyada yaşıyor. 
Hayatımızı kolaylaştıran, uzakları yakın eden bu yeni dünya; Ateşi, tekerleği icat eden, mağara duvarlarına resimler çizen insanoğlunun çağlar boyu zekası ile ilerlediği medeniyet yolculuğunda, 21. YY’da aşkı dijitalleştirmeye indirgeyecek kampanyalar üretebiliyor…
Şöyle ki: Birkaç yıl önce dünyanın en bilinen kondom markası çok ses getiren bir reklam kampanyasına imza atmış ve “dijital aşk, dijital seks, gerçek zevk(!)’’ sloganıyla bir reklam kampanyası başlatmıştı… Dijital aşk adlı bir site kuran ve dünyanın çeşitli ülkelerinden, farklı ırklardan olan gençleri reklam kampanyasında konuşturan marka, belli ki var olan bir gerçeği yüksek sesle söyleyerek dikkat çekmişti. Böylece “dijital aşk” kelimesini tüm dünyada ses getiren bir reklam kampanyası aracılığı ile kamusallaştırmıştı…
Her şeyin dijital olduğu bir çağda, duyguların, hissetmenin, tanımanın insani olan her güzel duygunun yitirilmesi karşısında gelecek nesiller için endişe ve üzüntü duymamak mümkün mü? Tekerleğin icadından günümüze değin olan gelişimi düşünecek olursak, dijital dünya imparatorluğunun geleceği noktayı tahmin etmek güç değil… Belki de gelecek yüzyıllarda medeniyet tamamen değişecek… Nasıl bir gelecekte yaşanacağını bilmiyoruz…
Günümüz dünyasında insanlar dijital platformlar aracılığı ile arkadaşlık kuruyor. Flört ediyor, tanışıyor ve…
Peki insanlar nasıl oluyor da “dijital  bir aşk” yaşayabiliyor? Benim aklım işte bu duruma pek yatmıyor. Anlamlı bulmuyor, anlamlandıramıyor… Benim düşüncemin, duruşumun, kişisel fikrimin son derece aykırı ve gülümsenecek kadar boş bulduğu “dijital aşk” kavramı bir nesli çoktan avuçlarına almış durumda. Telefonunuzun şarjı yetersizleştiğinde yada bilgisayarınızın fişi çekildiğinde, elektrikler kesildiğinde bitecek olan sanal bir iletişime aşk demek???
Ancak görünen şu ki; Günümüz gençliği hakikatten aşklarını dijital platformlarda yaşıyor. Belki de böyle gördüğü için bu şekilde algıladı. Böyle yaşamaktan hoşnut görünüyor. Sadece 15 ile 22 yaşlarında gençlerden söz etmemek gerek belki de neticede İnternet aracılığı ile yapılan evliliklerde var. Ancak bu şekilde tanışılan evliliklerin pek çoğu sanal ihanet nedeniyle son bulabiliyor. Yani eşin yine dijital platformlardan edindiği bir başka profille aldatmasıyla birliktelik nihayetleniyor. Dijital aşk yaşayan gençlerin flörtlerine cep telefonu aracılığı ile gönderdikleri özür dileme, doğum günü, sevgililer günü vs… çiçekleri ile aynı zamanda maliyet sıfır.
Hakikatten bazen içim acıyor, yüreğim burkuluyor bir jenerasyonun yitirdiği güzellikleri düşününce….
Komedyen Cem Yılmaz’ın güzel bir esprisi vardır. İşin aslında dijital bağımlılığı ve bu durumun gençlerin ilişkilerine yansımasını ustaca  hiciv eder.
Elinde ki sözde telefona neredesin aşkım? diye yazar, 
neredesin aşkım?
Hemen cevap gelir,
Buradayım aşkım.
Neredesin aşkım??
kız yanıt yazar,
Buradayım aşkım! 
Neredesin Aşkım?
Adam nihayet cep telefonundan  başını kaldırır.
kız yanında oturuyor.. 
Ahh! Burda mısın aşkım???
Özlemek, utanmak, heyecan duymak, özel hissetmek, ağlamak, gülmek, konuşmak, birlikte dertleşmek, güzel bir manzarayı seyretmek, çay içmek, sinemaya gitmek, el ele sahilde yürümek, birlikte seyahat etmek, sürpriz yapmak, elinizde bir yaş günü pastasıyla, gece yarısı on ikiyi bir geçe onun, kapısını çalmak ve ilk kutlayan ben olmak istedim demek… Hasta olduğun da sevdiğinize anneannenizin mucizevi bitki çayını hazırlamak… İlk kez birlikte dans etmek, sokaklar da, doğa da, fotoğraf çekmek, yağmur da yürümek ve birlikte ıslanmak… Üşüdüğünde onun sana ceketini vermesi, yeşil renkli elbisenin sana çok yakıştığını söylemesi, kartopu oynamak, ona atkı yada bere örmek için azimle örgü örmeyi öğrenmek… Bisiklete binmek, birlikte tavla oynamak…
Mutlu ve sosyal gerçek paylaşıma dayalı yaşanan aşkı, sevgiyi, o mutlu anları hiçbir teknolojik cihaz, dijital platform yaşatamaz insana… Dijital Aşk ya da onlıne aşk da gizli bir sır filan yok. Sahte profillere eklenen sahte resimler, olduğu değil, ancak olmak istediği insanı anlatan kişilerle, asosyal bir vakit geçirme şekli. Bir alışkanlık… Hayal ve gerçeği birbirinden ayırt etmek gerek… Bekarların yüzde 40’ının evlilerin ise muhtemel çok büyük bir kısmının aradığı aşkı bulmaya çalıştığı online ve dijital aşk hikayelerinin şiddet kısmı da dijital…Dijital ortamda yayınlanan özel fotoğraflar, yazışmalar ve ele geçirilen şifrelerle dijital aşk, dijital şiddetle son bulabiliyor…
Peki; Aşk, bir başka varlığa duyulan derin sevgiyse ve iki insan arasında gerçekleşen benzersiz bir ilişkiyse sizce dijital aşk ne?
Haftaya yeni bir Perşembe yazısında görüşünceye değin,
Sevgi ve sağlıkla…
Yaz Bir Kenara Lazım Olur 
Yıldızları süpürürsün, farkında olmadan
güneş kucağındadır, bilemezsin
bir çocuk gözlerine bakar arkan dönüktür
yüreğinde kuruludur orkestra, duymazsın….
koca bir sevdadır yaşamakta olduğun,
anlamazsın uçar gider, 
koşsan da tutamazsın… 
Kaynak: WİLLİAM SHAKESPEARE’den soneler..