Elediğim ve elendiğim yolda sadeleştim. Kafamı hiç çevirmediğim duvara kafamı uzattım. Yıllardır o duvara kafamı hiç çevrimediğimi fark ettim. Yüzlerce kez o duvarın önünden geçtiğimi fakat her seferinde kafamı geri döndürüğümü fark ettim.

Yıllar içinde hep aynı insanlarla muhabbet ettiğimi, aynı şehirde kalmak istediğimi farkettim. Rutinlerin beni nasıl ele geçirdiğini görmek ve fark etmek beni yordu.

Kimi zaman kendimiz dışında olan olaylara o kadar kendimizi kaptırıyoruz ki olup bitenin farkına varamıyoruz.  Her sabah aynı saatte çıktığımız yürüyüşe farklı saatte çıkarsak belki farklı manzaralarla karşılaşırız. Rastlantı bazen seçimlerimize yardımcı olur ama zaman geçtikçe anlarız ki rastlantılar seçimlerimizden ibarettir.

Yaşadığımız her duygu şimdiye sabit. Hayatımızda zaman çizelgesini kendi çıkarlarımıza doğru çevirirsek kendimize iyilik yapmış oluruz. Bu süreçte kimi zaman ikilemde kalırız ve zamanla anlarız ki o zaman şartlarıyla şimdi ki zamanın şartları bir değildir. Biz ne kadar kendi dünyamızda yaşarsak o kadar mutlu oluruz.  Unutmamlayız ki zaman bütün yaraları iyileştirir. Hayata güvenelim ki bizim için hazırladığı güzellikleri yaşayalım. Yapılması gereken ilk şey, olumlu düşüncenin sizi gerçekten iyi yönde etkileyeceğine inanmak ve duygularınızı bu yönde yönetmektir.

Önemli olan ilerledikçe kendimize olan saygımızı anlamamı, o suyun yansımalarında başkasının yüzünü değil kendi yüzümüzü görmemiz görmemiz, kendi yüzümüzü gördükçe her olayı aşabileceğimizi anladığımız bir yüz ifadesini takınmak oluyor. Böylelikle hayatımızın duvarına başkasının değil kendi kurallarımızı yazmış oluyoruz.

Yeni bir başlangıç için kendini hazırla, bazen tüm emekler çöpe gitmeli.