Öncelikle, Ulu Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün yalnızca Türk değil, tüm dünya çocuklarına armağan ettiği 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramımızı kutluyor, sağlık, mutluluk ve barışla bezeli nicelerinde buluşma dileklerimle diyorum efendim.

Evet, bu güzel dileğin hemen ardından, insanın yüksek yüksek beklentilerle çıktığı yolda, gelişen olaylar ve geçen zaman sonrasında umutlarının giderek küçülüp neredeyse bitme noktasına gelmesinin ne kadar acı bir şey olduğunu vurgulamak istiyorum.

İşte Fenerbahçe ve Fenerbahçeli için durum, şu sıralarda maalesef tam da bu noktaya geldi. İsterseniz bahsettiğim tabloya şöyle kuşbakışı bir göz atıp, yaşananların üzerinden kısaca bir geçelim.

Sondan başlayarak geriye doğru gidelim dilerseniz. Fenerbahçe, çok rahat eleyebileceği Olympiakos’a penaltılarla kaybederek, sezonun üçüncü hedefinden de koptu.

Sezon başlarken, Süper Lig, Türkiye Kupası, Süper Kupa ve Avrupa’da yani dört kulvarda başarılı olma parolasıyla, yola çıkan Sarı Lacivertli takım için yitirilen ilk hedef Türkiye Kupası oldu. Şubat ayının sonlarında MKE Ankaragücü’ne 3-0 kaybederek, elenen Fenerbahçe için veda edilen ikinci hedef te Süper Kupa oldu.

Ali Koç yönetimi aldığı kararla 2 Nisan akşamı Ülker Stadı’nda gerçekleşen olağanüstü genel kurulda aldığı yetkiyi kullandı ve Şanlıurfa’da Galatasaray’la oynanan final karşılaşmasına U 19 takımıyla çıkıp, maçın üçüncü dakikasında sahadan çekildi.

Sarı Lacivertli takım için geriye iki hedef kalmıştı. Bunlardan biri UEFA Avrupa Konferans Ligi’nde gelinen çeyrek final ve rakip Olympiakos’un elenerek önce yarı final, ardından da final aşamasına kadar gelinmesi bekleniyordu. Ancak beklenti gerçekleşmedi. Fenerbahçe, kalitesinin yarısına dahi sahip olmayan Yunan rakibi önünde, deplasmanda acemice yenen gollerle 3-0 yenik duruma düştü. Daha sonra toparlanıp, bulduğu iki golle Kadıköy’deki rövanş için umutlu bir skorla geri döndü.

Rövanş mücadelesinde de bulduğu erken golle, averaj eşitliği sağlansa da farkı arttıramadı ve maç uzatmalara, oradan da penaltılar gitti.

Sonuçta saçma sapan bir şekilde elenip üçüncü hedefin de dışına çıkmış oldu.

Peki şimdi elde ne var, ya da ne kaldı? Galatasaray’la girdiği amansız yarışın sonunda elde edilebilecek olası bir Süper Lig şampiyonluğu. Yani çeyrek hedef…

Ligin sonucunun ne olacağını, ipi kimin önde göğüsleyeceğini kestirmek tabi ki imkânsız. Lakin şurası kesin; Alınacak lig şampiyonluğu, sezona girerken konan dört hedefin üçünün elden gitmiş olmasına karşın camianın tatmin olması için büyük olasılıkla yeterli olacaktır.

Tabi ki, Sarı Lacivertli renklere gönül vermiş milyonlar, Fenerbahçe’nin yarıştığı tüm kulvarlarda başarılı olmasını ister. Ancak 2013 – 2014 sezonundan beri şampiyonluk hasreti çeken camia ve taraftar, hayli kaotik olayların yaşandığı bu sezonda elde edilecek zaferle mutlu olacaktır.

Doğrusunu söylemek gerekirse, bu Fenerbahçe’de bunu yapabilecek güç ve beceri de var. Yeter ki, inansınlar…

Hoşçakalın…