Geçmiş bir dönemimde aldığım, hediye gelen, imzalı gelen kitaplarımı özenle biriktirirdim.

Çalışma odamın tüm duvarlarına raf yaptırmıştım.

Bir zaman sonra bu kitapların evde öylesine boş boş durduklarını, bir işe yaramadığını, eski okuduğum kitaplarımı tekrar okuma fırsatımın asla olmayacağı gerçeğini anladığımda ne yaptım?

Bütün kitaplarımı dağıttım.

Okunsunlar, bir yerlerde bir işe yarasınlardı.

Boş boş durdukları yerde tozlanmaktansa bu kararımı hemen gerçekleştirdim ve tüm kitaplarımı kitap sevenlere dağıttım.

Fazla olan her şey fazlaydı.

Mesela insan ölünce o güne kadar biriktirdiği parası bankada kalıyordu ama yaşarken bol bol harcamaya, gönlüne göre alışveriş yapmaya yetecek kadar parası yokmuş gibi oluyordu.

Bu dünyada genelde böyledir.

Çünkü insan yokluktan gelmiştir.

Yokluğun ne demek olduğunu iyi bilir.

Bu yüzden stok her zaman insanlar içindir.

Bir gerçek ise, hepimiz kendimiz için değil bir başkası için çalışıyoruzdur.

*

Çin’de zengin bir iş adamı ölür.

Bankadaki milyarları karısına kalır.

Eşi çok yoğun olduğundan kocasının hizmetkârı ve şoförü ile samimidir!

Karısı da adamın şoförüyle evlenir.

Evlenme kısa bir sürede gerçekleştiğinden bir gazetecinin dikkatini çeker, röportaj için evlerine gider.

Gazeteci sorar: “Önceden hizmetçiydiniz şimdi patron ve çok zengin birisiniz, neler söylemek istersiniz?”

Şoför şöyle söyler: “Ben hep patronum için çalıştığımı sanırdım ama meğerki patronum benim için çalışıyormuş! Çok mutluyum. Zenginim.”

*

Acı gerçek şudur:

Daha çok zengin olmak elbette önemlidir.

Önemli olan diğer bir hususta sağlıktır.

Bir Türk Atasözü şöyle der:

“Birinci zenginlik sağlık, ikinci zenginlik iyi kadındır”.

*

Son model bir cep telefonunun fonksiyonlarının % 70’i kullanılmıyormuş. Biz en pahalısını alırız ama birçok fonksiyonlarından haberimiz bile olmaz. Kazandığımız paranın çoğu da boşa gider.

Lüks bir arabanın aksesuarlarının % 70’i gereksizmiş. Arabamızın gücümüzün yettiği ölçüde lüks olmasını isteriz.

Lüks bir villa ya da malikâne almak ister ama alanın % 70’ini dahi kullanamayız. Dikkat edin insanların çoğu 3+1, 4+1, 5+2 vb. en pahalı evi alır ama özellikle salonu genellikle misafirden misafire kullanılır ve genellikle en lüks mobilya ve eşyalarla salon ve odaları doldurarak hala yetmiyor deriz.

Elbise dolabımızdaki giysilerimizin de yaklaşık % 70’i yepyeni hiç giyilmeden durur. Gördüğümüz en güzel kıyafetleri, en marka çanta, ayakkabı vb. alırız ama dolaplarımızda genellikle kullanılmadan dururlar.

Aldığımız eşyaların %70’i fazla kullanılmaz evimizin en güzel yerlerinde boş durur.

Bu verilerden şu çıkıyor; kullandığımız sadece 30 luk bir kısım var.

Gerisi boş ve gereksiz.

Hatta üstümüzde yük.

Son söz olarak, son bir yılda kaç günün hatırlıyorsun?

Yaşadığın gün sayısı, hatırında kalan gün sayısına eşittir.

Gerisi çöp…