Yunanistan ve Yunan halkı rahatını sever, fazla çalışmayı, çaba harcamayı arzu etmez, az çalışma, çok para, daha çok refah parolası ile hareket eder. Genellikle Akdeniz ülkelerinde olduğu gibi, Yunanlılarda öğleden sonra siesta yaparlar. Yemeği, içmeyi, eğlenmeyi, tatili severler. Avrupa Birliği Yunanistan’a ileri demokrasi, özgürlük ve yeni haklar getirmiştir. Derin bir tarih ve kültüre sahip olduklarından dolayı, Avrupa’da ve dünyada şımarık çocuklar olarak alaka görürler.
Başbakan Çipras, Yunan halkına tatlı vaatlerle işbaşına gelmiştir. hatırlanacaktır, dünya savaşı sonucu İngiltere Başbakanı Çhurchill seçim kampanyalarında İngilizlere “sizlere gözyaşı ve mahrumiyet vadediyorum”, diyerek işbaşına gelmiştir. Yunanistan’da ise Çipras tatlı vaatlerde bulunmuş, ekonomik sıkıntıları, AB’ye olan borçları, işsizliği ortadan kaldıracağını beyan etmiştir.
Türkiye’de, bazıları, Çipras’ın seçimleri ile, kendi durumları arasında, benzerlikler kurmaya başlamışlardır. Bunun alakası yoktur. Şimdi, şu cicim ayları geçsin, ekonomik gerçekler ve halkın üzerindeki baskılar tekrar ortaya çıksın, durum değişebilir. Duran ekonomik hayatını canlandırmak, yatırımları, üretimi, gelişmeyi sağlamak, Yunanistan’ı ağır borç yükünden kurtarmak gibi, devasa sorunlar hala mevcuttur. Ekonomik gerçeklerden kaçmak mümkün değildir. Aleksis Çipras’ın işi fevkalade zordur. Netice alması da, adeta mucizelere bağlıdır.
Avrupa Birliği’nden, ABD’den Yunanistan’a ekonomik ve teknik yardımlar gelebilir. Borçlarına vade tanınabilir, hatta silinebilir de. Bunlar bir nebze sıkıntılara ilaç olabilecektir. Asıl olan, Yunanistan’ın kendi ayakları üzerinde durmasıdır. Yunanistan hali hazırda deniz ticareti ve turizm konularında önemli ağırlığa ve döviz girdilerine sahiptir. Ancak, daha önce ifade ettiğimiz gibi Yunan halkı rahatına, eğlencesine ve refah standartlarının yükselmesine düşkündür.
Olmayanı paylaşmak, yaratmak, yeni Başbakan Çipras’ın karşılaşacağı en büyük engellerden biri olacaktır. Önümüzdeki dönemi yaşayıp, göreceğiz…
