Kim Kimdir? 

Gülşah Ekinci 

Gülşah Ekinci, Anadolu Üniversitesi Halkla İlişkiler ve İstanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler mezunu. Mesleğe 1994 yılında radyoculukla başladı. Mert FM, Lokum FM, Süper FM, Radyo Viva, Radyo Tatlıses gibi radyolarda uzun süre program yaptı. Radyoculuk döneminde TRT’nin köklü spikerlerinden diksiyon eğitimi aldı. Televizyon dünyasına 1997 yılında TGRT’de hava durumu sunuculuğuyla adım attı. Daha sonra HBB, BRT, Star TV, Expo Channel, Medical Channel ve TV Net gibi kanallarda sunuculuk ve haber spikerliği yaptı. 2005 yılında Cihan Haber Ajansı ailesine katıldı Cihan Haber Ajansı, programlar biriminde haber spikerliği ve editörlük yapıyor. 10 yıldır bu kurumun Cihan TV Network isimli yerel kanallara haber desteği sunan biriminde saat 18.00- 19.15 arası yayınlanan Akşam Ajansı isimli ana haber bültenini sunuyor. Gülşah Ekinci bu mesleğe dair yeteneği , çok yönlü birikimi , özgün ve başarılı sunumu gibi özelliklerinin yanında ışıltısı , pozitif enerjisi ve güzelliğiyle de dikkat çekmektedir. Gülşah Ekinci tüm bu nitelikleriyle gelecekte de adını sıkça duyacağımız çok önemli bir isimdir. 

Medya Dünyası 

Teknopark
Teknoloji ve bilimin baş döndürücü değişimini takip etmekte zorlanıyorsanız, Teknopark bu sihirli dünyadaki gelişmeleri sizler için takip ediyor. Türkiye'nin en iyi teknoloji programı ödüllerine sahip olan Teknopark'ta, en yeni cihazlar mercek altına alınıyor.Teknopark'ın yapımcısı ve sunucusu Selin Canik teknoloji ve bilim dünyasındaki en son gelişmeleri, yeni icatları, milyonlarca takipçisi olan bilgisayar oyunlarını sizin için takip ediyor. Teknopark Cumartesi 15.00 tekrarı ile de pazar 13.00'da Tv 360 ekranlarında.  

Konuşacak Çok Şey Var 
Başarılı haberci Gülden Kalecik, sağlıktan siyasete gündemdeki konuların arka planını, olayların aktörleriyle ve uzmanlarla Konuşacak Çok Şey Var programında değerlendiriyor. Konuşacak Çok Şey Var her pazartesi TGRT Haber ekranlarında 21.30'da başlıyor. 

İlke Albayrak ile En 20 
TRT FM'in Liste programı "EN 20" İlke Albayrak'ın sunumuyla Her cumartesi saat 19:00 - 21:00 saatleri arasında canlı yayında dinleyicilerle buluşuyor. Müzik dünyasının en iyi ve en yeni 20 şarkısının geri sayımı başarılı sunucu İlke Albayrak'ın sunumuyla dinleyicilere ulaşıyor. 

Haftanın Kitabı

Ya Allah'ın Sevdikleri! 

Cemâlnur Sargut imzalı Tasavvuf Sohbetleri Serisi’nin yeni kitabı “Ya Allah’ın Sevdikleri!” Nefes Yayınevi’nden çıktı! Seven’in ve sevilenin hakikatinin anlatıldığı “Ya Allah’ın Sevdikleri!” 14 Şubat’tan itibaren Nefes Yayınevi okuyucuları ile buluştu. Cemâlnur Sargut “Ya Allah’ın Sevdikleri!” adlı eserinde gönülleri Allah’tan işitip haber alan ve Allah’ın “Ya Benim Sevdiklerim” dediği ezelî, ebedî, diri büyük sultanları anlatmaktadır. Sargut, bu eserinde “yaşayan Kur’an”lar olarak tanımladığı Allah’ın “Habîb’im” hitabının mazharı ve “Ben güzel ahlâkı tamamlamak üzere gönderildim.” hadîs-i şerîfinin hakîkati olan Hazreti Muhammed’in (s.a.s) Kevser gibi olan mânâsını devam ettiren temiz soyu ve O’nun gönül evindeki sevgililerin yaşantıları, ahlâkları ve hakîkatlerinden örnekler veriyor. Kitabın çıkış tarihinin Sevgililer Günü’ne gelmesi vesilesiyle mutasavvıf yazar Cemâlnur Sargut eserini şu sözleriyle özetliyor; “Biz de bugün için okuyucularımıza âcizane kendi idrakimiz ölçüsünde Peygamber’i, O’nun (s.a.s) sevgilileri olan Ehl-i Beyti, Hz. Fatma’yı, Hz. Hatice’yi ve Kur’an’da adı geçen tek hanımefendi olan ve kadınların en yücesi diye anılan Hz. Meryem’i anlatmaya çalıştık”.  Okuyucu “Ya Allah’ın Sevdikleri!” adlı bu kitapta hamd makamının tecellîsi olan Hz. Peygamber’in sırlı hakîkati ve kulluğu ile ilgili bilgi edinmenin yanıs sıra Cihâr-ı Yâr-ı Güzîn; Dört Halîfe’nin temsil ettiği mânâlar, yaşantıları, yöneticilikleri, öğütleri, hikmetli sözleri ile içsel bir yolculuk yaşayacak.

Televizyonun tek rakibi sosyal medya! 

Başarılı haberci Gözde Kuyumcu ile mesleğe başlamasını çalışmalarını ve medya dünyasını konuştuk işte o röportaj  
Öncelikle bize kendinizden bahseder misiniz ? 
Medya sektörüne 5 yıl önce girdim. Sky Türk’te stajyer olarak başlamıştım. 3 ay Sky Türk’te çalıştım. Sky Türk’te şartlar iyi değildi daha sonra ayrıldım Ntv’ye geçtim. Orada da stajyer olarak devam ettim. 1 yıl kadar stajyer olarak çalıştım. 1 yıl sonra kadrom oldu. Sonra ekranda muhabirlik yapmaya başladım. Günden güne ilerleyip haber muhabirliği yaptım. Sonra starda 3 ay çalıştım. Tekrar beni NTV’ye çağırdılar. 2013 Nisan ayında Londra’ya gittim. BBC’de çalıştım 3 ay hem muhabirlik hem de editörlük. Sonra NTV’ye tekrar geri döndüm. Ntv’den ayrılmak zorunda kaldım biraz dinlendikten sonra Artı 1’de  Ana Haber bülteni sundum. Çeşitli nedenlerden dolayı ayrılmak zorunda kaldım. Şimdi çeşitli kanallarla görüşmelerim var.
Medyaya başlama sürecinde sizi medyaya yönelten neydi ? 
Bayraktar Holding’te çalışıyordum 1 yıl kadar orada çalıştım. Sunumlar nedeniyle diksiyon dersi almak istiyordum gidince bana dediler ki spikerlik sunuculuk kursu var seni oraya kaydedelim hem diksiyon dersi alırsın hem de sen yapabilirsin diye aklıma girdiler. Sonra kursa girdim. Çevremin ve arkadaşlarımın yönlendirmesiyle oldu. Muhabirlik bu işe başlamak için çok iyi.
BBC ile burayı karşılaştırdığınızda ne tür farklar var ? 
Habercilik olarak onlar daha iyi noktadalar aşırı özgür, hiç bir kitleye siyasi gruba bağlı olmadan ileri demokrasi şartları altında istedikleri gibi yayıncılık yapabiliyorlar. Türkiye şartlarını kıyaslayınca bizim haberciliğin burada zor yapıldığını görebiliyoruz. Bir de fiziksel koşullar var medya sektöründe bizler günde 2 vardiya çalışıyorsak onlar 3 vardiya çalışıyor. Orada herkesin işi belli. Kimse kimsenin işine karışmıyor.
Habercilik döneminde aklınızda tasarladığınız program oldu mu ? 
Programcılıkla pek ilgilenmedim. NTV’deyken programda çalıştım bir sağlık programıydı. Hiç program ilgimi çekmedi  ileriki hedefimde Ana haber’de olmak var.
Sosyal medyanın yayıncılığa yansıması sizce nasıl olacak ? 
Biz haberciler olarak sosyal medyayı bire bir kullanıyoruz hem haber kaynağı olarak hem de birbirimizle haberleşme anlamında kullanılıyor. Medya sektörü olarak bahsedersek artık sosyal medya günümüz görsel medyasının ve yazılı medyanın zaten önüne geçti şimdi artık görsel medyanın da önüne geçti. İnsanlar artık televizyon açmaktansa gelişmeleri Twitter dan takip ediyor. Tv kanallarının rakip göreceği tek şey artık sosyal medya.
Siz nasıl kullanıyorsunuz ? 
Benim Twitter  hesabım var. Ben Twitter’i  faydalı buluyorum. Yazarları takip ediyorum. Haber sitelerini habercileri takip ediyorum.
Spikerlik sunuculuk kursları yoğun hale geldi siz bunu nasıl değerlendiriyorsunuz ? 
Dışarıdan ekranda olmak çok güzel bir şeymiş gibi görünüyor. Habercilik kavramı geri planda kalıyor. Ben doğru bulmuyorum. Göründüğü kadar iyi değil.
Röportaj ve fotoğraflar : 
Cengizhan KAYA

Küçükçekmece'de 
TÜRKÜ ZİYAFETİ

İSTANBUL - Erkan Oğur ve İsmail Hakkı Demircioğlu, Küçükçekmece'de konser verdi. İcralarıyla dinleyenlerin gönül telini titreten iki ünlü sanatçı, samimi sohbetleriyle ilgi odağı oldu. 
Ünlü sanatçı Erkan Oğur ve halk müziğinin başarılı ismi İsmail Hakkı Demircioğlu, Küçükçekmece Belediyesi Sefaköy Kültür ve Sanat Merkezi'nde sevenlerine unutulmaz bir gece yaşattı.
Sanatçılar, ''Bugün Ben Bir Güzel Gördüm, Ey Benim Divane Gönlüm, Ben Sana Aldanamam Yarim, Uyan Ali'm, Zeynebim, Düşürdün Aşkın Narına'' gibi birbirinden güzel türkü ve deyişleri seslendirdi. Gecede Karadeniz türküleri de icra eden sanatçılara, dinleyenler alkışlarla eşlik etti. 
Birçok filmin müziğine imza atan Erkan Oğur, konserde en sevilen türküleri kendine has tarzıyla yorumladı.

‘Açlık’

Hüseyin Aksoylu, ikinci solo sergisi ''Açlık'' ile insanın doğa ve toplumsal düzene uyum sağlama sürecinde yatan dinamikleri ve nedenselliği irdeliyor. Sanatçı, bu insanlık sorunsalını, tuval, video, heykel ve bilgisayarla üretilen imaj gibi farklı medyumların olanaklarıyla araştırıyor.
İnsanın doğuştan sahip olduğu içgüdüleri ve zamanla geliştirdiği düşünce sistemi arasındaki çatışmayı mesele edinen sanatçı, insan eliyle yaratılan değerler sistemine uyum sağlamakla, içten gelen dürtüyü dinlemek arasında sürekli bir denge arayışını gözlemliyor.
Düşünmenin, sağduyu ve ortak akıl biçimlerinde içgüdüyü kontrol altına alarak insanı eylemsizliğe kadar sürükleyebildiği bu çatışma mekanizmasında, hayatta kalmak için yine temel içgüdülere dönülüyor. Sergiye de adını veren ''Açlık'' vurgusu, insanı hayatta tutan en temel güdü olduğu gibi var olan potansiyelimize dönmek için duyduğumuz arzuyu da imliyor. Sergi, 24 Şubat – 4 Nisan 2015 tarihleri arasında art ON Istanbul'da sanatseverlerin izlenimine açık olacak.