Konuşmasından tutun da toplum içerisindeki  hal ve hareketlerine bakıp, "ya, işte ne de olsa üniversiteli" diyebileceğimiz kaç insan sayabiliriz!
Eskiden, yani çocukluğumdan edindiğim izlenimlere göre halk arasında bazı kişilere "mektepli" diye hitap edilirdi. Bu ifade gerçekten o kişinin sosyal iletişiminde bir ayrıcalık olduğu için söylenirdi. Çoğu kez de olumsuz bir davranış da ya da bir işi beceremediğinde küçümsemek için bu söz sarf edilirdi! Şimdi diyeceksiniz ki "ne yapalım, her üniversiteliye bu halk saygı mı göstersin?"
Evet, üniversiteli olmak yeterliydi. Ne zaman? Kadrolu devlet memuru olduğunda 9. dereceden başlamak için. Ebeveynlerimiz eskiden beri okuyup devletin herhangi bir yerinde çalışmamızı isterlerdi. Daha sonraları bu aileler arasında rekabet haline dönüştü. En iyi üniversitelerde "etiket" arz eden fakülte yarışları başladı. İlk zamanlar revaçta olan tıp fakülteleriydi, onu daha sonra mühendislikler aldı. O kadar ki bu fakültede okuyanlar diğer fakültelerde okuyanları küçümsediler ve hor gördüler. Neden? Çünkü, aileler o şekilde yetiştirdiler çocuklarını. Onun için etiket önemli! Çocuk iyi bir doktor yada mühendis olup olmayacağı hiç düşünülmeden....
Yeri gelmişken bir noktaya daha değinmek istiyorum! Bazı insanlar, şu an devletin zirvesinde bulunan kişinin okuduğu okulu küçümsediler ve hatta alay ettiler! Bu çok çirkin bir yakıştırma; ne olduğu belli olmayan bir okul. Yahu insaf, bu okulu saymamak demek ta yeni kurulan Türkiye'ye yön veren köy enstitüleri inkar etmeye kadar gider...
Bugün ki Marmara Üniversitenin temelini oluşturan İstanbul İ.T.İ. Akademisini nasıl yok sayarsın? Akademilerde fakülte yerine yüksek okullar vardı. Bende aynı o okulun "Gazetecilik ve Halkla İlişkiler Y.O." da okudum. 4 yıl. Hocalarımızın birçoğu İ.Ü.den geliyordu. O zaman akademi başkanı iktisatçı Prof. Dr. Orhan Oğuz idi. 1982 de aynı hoca okul M.Ü. olunca bu sefer de rektör oldu. Ben iddia ediyorum bizim akademide verilen eğitimi, bugün yeni çıkan üniversiteler bile veremez! Onun için atarken biraz destekli atalım lütfen..
Sırf diploma almak için üniversiteye gitmek yeterli mi? Bugün ne yazıktır ki üniversiteli olup da hatta bir o kadar eğitimcimiz var ki kara cahilden daha cahildir. Bu kişiler bazen siyasetçilerin piyonu olmuş vaziyettedir. Onların dili ile konuşur, gerçekleri sürekli yok sayarlar. Eğitimde yenilikler peşinde koşacağı yerde çoğu rektörler, iktidara yaranmak için olur olmadık işler peşinde koşarlar ya da beyanlarda bulunurlar!...
Bazı insanlar vardır ki üniversite okumamış ama kendini yetiştirmiştir. Üniversiteliden daha bilgilidir. Çok kitap okuyarak, araştırarak toplumda hak ettiği yeri almıştır. Örnek mi istiyorsunuz? Buyurun, Ulu Önder Atatürk. 4000’e yakın kitap okumuş, savaş tekniğinden tutunda yerli yabancı bir çok edebi eserlerin yanında felsefe ve güzel sanatlara kadar bir çok eser. Dünya da böyle bir eşi daha olan lider ben tanımıyorum! Şimdiki gibi etrafında danışma ordusu olmadan yok olmakta olan Osmanlıdan pırıl pırıl yepyeni bir çağdaş ulus vücuda getirmiştir.  Onun bu başarısını hazmedemeyenler yıllardır onun yaptıklarını bozmaya çalışmaktadırlar. 
Bence "üniversiteli olmak yeterli mi?" sorusunun temelinde yatan mantığı iyi idrak edip, kendimizi ona göre yetiştirmek gerekir. Zira akıl biz insanlar için bir zarurettir.