Uzun yıllar planımda olsa da, psikoloji bilimi üzerine eğitimimi devam ettirme arzumu, bir akademisyen arkadaşımın yönlendirmesiyle, Kuzey Makedonya Uluslararası Vizyon Üniversitesine kaydolarak ancak 2023 yılında hayata geçirebildim.

Başta biraz tereddütlerim olsa da birinci dönemin sonunda “iyi ki bu ülke, bu üniversite ve iyi ki bu programa kaydolmuşum” diye düşündüm. 

Özellikle lisans düzeyine nazaran oldukça yoğun çalışma gerektiren bir dönem sonu tüm derslerle ilgili sunum ve tez hazırlama süreci bizlere çok şey kazandırmıştı. Her bir ders için hazırladığımız dönem sonu tezlerimizin uluslararsı nitelikte olabilmesinin standartlarını öğrenmek bile bir çaba gerektirmişti.

Ayrıca her bir konu için girdiğimiz uluslararası akademik çalışmaların yayınlandığı özel sayfalarda konuyla ilgili binlerce farklı dilde yayınlanmış bilimsel makalelelerin içinden seçebildiklerimizin incelenmesi, anlaşılır biçimde makalenin amacının, araştırma biçimi bulguları sonuç v etartışma bölümlerini kendi gözümüzden ifade edebilmekti ki bu çalışma belki son bir ayda günlük en az 7-8 saat çalışmayı gerektiriyordu.

Yani Lisans düzey eğitiminde hoca dersi anlatır biz kaynaklardan sınava hazırlanırız gibi bir yöntem yerini, yerli yabancı binlerce kaynak makale araştırma inceleme yazılarının taranarak yorumlarımızı içeriyordu ki sonucta konunun daha evrensel ölçütte derinlemesine birçok boyutuyla ve birbirine karşıt görüşler açısından görmemizi sağlıyordu.

Ve bir not bu çalıma dönemimde edindiğim birçok yabancı kaynak aboneliğimden ve yazılara atıfta bulunmam nedeniyle son bir ayda o sayfalardan onlarca mail almaya başladım. Yeni makaleller hakkında ve daha önce birçok sayfada yayınlanmış yazılarımla ilgili yapılan atıfların bilgisinden haberdar olmaa başladım. 

Birilerinin dediği gibi ‘bu yaştan sonra’ psikoloji yüksek lisans öğrenimine neden gerek duydum?

"Bu yaştan sonra neden Makedonya Uluslararası Vizyon Üniversitesi'nde Psikoloji yüksek lisansına başladınız?" Bu soru Türkiye'de bana hep sorulmuştur. Her ne kadar anlatmaya çalışsam da bazıları takdir edebilirken çoğunluk insan, çok da anlayamadı.

Ancak verdiğim karardan oldukça memnundum. Ayrıca bu kararımı Türkiye dışında bir ülke için vermiş olmam bana, yeni bir ülke, birbirinden değerli ve farklı kültürlere sahip insanlar, yeni bir çevre kazandırmıştı.

Şubat Ayında Biten İlk Dönem Derslerimiz 

“Klinik Psikoloji” ve  “Uyuglamalı Psikoloji” ’ye ait “Sağlık Psikolojisine Giriş, Adli Psikolojiye Giriş, Örgüt-Endüstri Pskolojisine Giriş, Politik Psikolojiye Giriş, Egzersiz ve Spor Psikolojisine Giriş, Göç ve Psikolojine Giriş” alt dallarının işlenmesi ve psikoloji biliminin doğuşu ve tarihsel süreçte gelişen yapısalcılık, işlevselcilik, davranışçılık, psikanalizm, humanizm, gestalt, bilişsel bakış, sosyokültürel bakış, biyolojik bakış, evrimsel bakış vb içeren  psikoloji kuramlarını ele alan “Psikoloji Okulları ve Yönleri” dersimiz ve  özellikle yüksek lisans düzeyinde olmasa olmaz  “Scientific Research Methodology” (Bilimsel Araştırma Metodolojisi) derslerimiz bizlere umduğumdan çok fazla şey kattı.

Bu yazımda “Scientific Research Methodology” dersimizi veren sevgili                             Ass. Prof. Dr. Sc. Cvetanka VELKOSKA hocamdan bahsetmeden önce öncelikle bilmemiz gereken bir konu var ki, yüksek lisans düzeyinde bir programı takip edebilmek için bana göre İngilizce dil yeterliliği oldukça önemlidir.

 Özellikle yüksek lisans ve bir doktora pogramından mezun olan öğrencilerin İngilizce dil yeterlilikleri, çağımız koşullarında uluslarasılaşmanın önemli kriterlerinden biri olduğunu düşünüyorum.

Çünkü onbinlerce çalışanı olan ve yüzlerce ülkede üretimleri ve ofisleri olan çoğunluk küresel şirketlerin sözlü ve yazılı iletişim ve eğitim dilinin İngilizce olması yanında, dünyanın en gelişmiş ülke insanları arasında dahi tüm dünyada ortak dilin ve teknoloji dilinin ingilizce olması, özellikle üniversite üst seviye eğitim ve öğrenimde ingilizcenin önemini daha da arttırıyordu.

 Yerel dilimiz Türkçemizi kıskançlıkla korumamız ve geliştirmemiz yanında, evrensel kültürün anlaşılması ve her alanda gelişim açısından bir veya birkaç yabancı dilin elimizden geldiği kadar geliştirmek durumundayız.

Sn Cvetanka Velkoska hocamız tek kelime Türkçe kullanmadan İngilizce verdiği derse karşılık, farklı ülkelerden öğrencilerimizin dil altyapısının yetersizliğinden ve benim uzun yıllar önce ODTÜ’den mezun olduğum zaman oldukça güçlü olan İngilzice dilimin kullanılmadığından gerilemesi nedeniyle okuduğumu anladığım kadar, dinlediğimi anlamakta kısmen zorluk çektim. Ancak süreçte tekrar akıcı konuşabilme yeteneğimi hızla kazanabileceğimi de fark ettim. 

Dil kısıtlılığı nedeniyle dersi, derste anlamakta zorluk yaşanmasına karşın hocamızın gösterdiği çaba, sabır ve nezaketin yanında onun mesleğine ve bizlere olan saygısı takdire değerdi.

Scientific Research Methodology ders saatlerinin İngilizce olarak devam etmesinin yanısıra, ayrıca dersin özünü daha iyi kavramaya yönelik tüm konuları kapsayacak biçimde Türkçe hazırlanmış sorular üzerinde bireysel çalışmamız, dersin çok daha iyi anlaşılmasını sağladı.

Bu dersi aldıktan sonra ülkemizde özellikle sözel branşlarda bilimsel araştırma metodolojisinin kazandıracağı bilimsel bakış açısının eksikliğini, daha çok fark ettim.

Bu yazımda Sn .Ass. Prof. Dr. Sc. Cvetanka VELKOSKA hocamdan bahsetmeyi neden istedim?

Çünkü ilk dönem sonu 6 Şubat 2024 sınavlar ve sunumlar için geldiğimiz üniversitemizde girdiğimiz ilk sınıfımız, ilk sınavımız ve sınav sonrası ilk sohbetimiz, Sn. Cvetanka VELKOSKA Hocamızla oldu.

O, bizlerle son derece nezaketle ve güler yüzle ilgilendi. İlk kahvemizi ve çayımızı o ısmarladı.

Ve yazmasam olmaz; sağ olsun ki, dersin öğrencisi ve aynı zamanda bir öğretmen olan Üsküp’lü sevgili Filiz arkadaşımızın Makedonca tercümanlığı sayesinde hocamızla olan sohbetimiz oldukça akıcı ve anlaşılır bir hal almıştı.

Her birimiz kendi yaşam öykümüzü sınıfla paylaşırken, benim aynı zamanda bir gazeteci olduğum da biliniyordu. Bir gazeteci ve bir danışman sıfatımdan olsa gerek, en kritik ve en etkileyici anlarımı yazmak gibi bir alışkanlığım olmuştu.

Ve o sınıfça sohbet anımızda düşündüğüm “hocam izin verirseniz bir yazımda sizden de bahsetmek isterim.” teklifimi hocamız kabul etmişti.

Ve bir sonraki yazılarımda, diğer hocalarımızla ilgili anılarımı paylaşmak isterim.

Yazımın sonunda Sn. Ass. Prof. Dr. Sc.  Cvetanka VELKOSKA Hocama başarılı çalışmalarının devamı dileğiyle sevgi ve saygılarımı sunarım.