Özellikle baktığımız zaman son dönemlerde Türkiye’de bürokrasi ve Devlet içinde inanılmaz bir İran yapılanması var. Bu yapılanma özellikle İran İstihbaratı Savama’nın Türkiye içindeki adamları ile iyice artmış dönemde. Akıl almaz bir şekilde Devlet’in kılcal damarlarına kadar sızan Kripto İranlılar, Türkiye’de uzun bir zamandır yürütülen sızma operasyonunu başarı ile uygulamaktadır. Bu operasyonun tezahürleri de günümüzde açıkça görülmektedir. Üst düzey kademelerde ki birçok Devlet görevlisi önemli belgeleri İran’a sızdırmış ve gelinen noktada birçok Devlet sırrı niteliğindeki özel bilgilerimiz İran’ın eline geçmiştir.
 
     İran istihbaratı Savama Türkiye’de çok titiz ve uzun vadeli çalışma yapmaktadır. Birçok İstihbarat birimine göre farklı yöntemler geliştirmişlerdir. Destekledikleri kişileri baştan beri destekleyerek zirveye çıkartana kadar uğraşır ve zirveye çıkan adamlarını da istediği gibi kullanmaya ve yönlendirmeye başlar. Özellikle çekirdekten adam yetiştirir. Ayrıca İran Bal Tuzağı yolu ile de birçok bürokratı ve üst düzey yetkiliyi bu yolla tuzağa düşürerek istediğini yaptırabiliyor. Geçerli İran pasaportu verilerek, ticaret veya turizm amaçlı Türkiye'ye giren Acem hatunları sahada bal tuzağında son dönemde çok etkindirler Zaten İran İstihbaratı Savama'nın son zamanlarda Türkiye’de etkin olmasının da en önemli dayanağı hiç şüphesiz Muta Nikâhında gizlidir. Muta nikâhı yolu ile kaseti Savama’nın elinde bulunan çok önemli siyasiler, bürokratlar ve üst düzey yetkililer var. Bunlar bu tuzağa düşürülüp şantaj yolu ile birçok bilgi ve belgeyi İran’a sızdırmaktadırlar. Birçok siyasinin ve bürokratın, Muta Nikâhı kasetlerinden dolayı zor duruma düştüğü çok açıktır... Doktor, hemşire, ebe, kuaför adı altında Türkiye'ye getirilen İranlı kız sayısını da iyi araştırmak lazım diye düşünüyorum. Bu yönde hala tespit edilemeyen yüzlerce İran saha ajanı var.
 
     Ayrıca yine baktığımız zaman, öğrenci iken İran'dan burs alıp, daha sonra Devlet'te önemli makamlara gelenler kimlerdir? Hangi stratejik kurumun başındalar veya siyasi uzantıları ne kadar kuvvetlidir. Bunlarında üstünde durmak gerekir. Benim bilgi aldığım Devlet içindeki bazı önemli ve sevdiğim ağabeylerim, bunlardan bazılarını benim kulağıma fısıldadı lakin bunları ben (şimdilik) buraya yazmıyorum. Gerektiğinde yazmasını da biliriz. İçimizdeki Kripto İranlılara dikkat edilmesi gerekir.
 
     Bu arada Türkiye’nin son yıllarda izlediği dış politikada birçok yanlış ve hissi davranıştan ötürü zor duruma girmesi neticesinde, bu fırsatı iyi değerlendiren İran, bölgede Acem Hilalini kurma yönünde önemli adımlar atmıştır. Ortadoğu’daki etkinliğini ve ağırlığını her fırsatta arttırmaya çalışan İran, politikalarında hissi davranmayarak çıkarları doğrultusunda gerekirse ABD ve İsrail ile anlaşmaya dahi varabilir. Nitekim bölge de gizli anlaşmalar devam etmektedir. ABD, İran ve İsrail; hala Ortadoğu siyasetinin üç büyük ve derin oyuncularıdır. Türkiye’nin ise oyuncu olmasına izin verilmiyor.  İran, ekonomik olarak içe kapalılıktan da çıkmaya başladı. Özellikle ekonomik olarak Türkiye üzerinden dışa açılmaya ve Türkiye’de kendi zenginleri vasıtası ile güç kurmaya çalışması da inkâr edilemez bir gerçekliktir.  İran hiç şüphesiz son zamanlarda bölgede mekik diplomasisini ustaca yapıyor.  İran ile ABD yıllardır hep düşmanmış gibi göründü ancak bunun böyle olmadığını birçok platformda söyledim. 10 yıldan beri, “ABD 3 aya kadar İran’ı vuracak” balon haberleri yapılıyordu. İki ülkede bu sayede kendi halkını “Dış düşman” metaforu üzerinden diri tutuyor. Netice itibari ile Amerika 30 yıl boyunca İran için Büyük Şeytan'dı. Gelinen noktada ise 30 yıl sonra İran, Ortadoğu'da Amerika'nın bir partneri oluyor. Dış politika böyle bir şey işte… Türkiye’de dış politikasında hissi davranarak çıkarlarını kaybetmeye başladı bile. Stratejisi derin dış politikamızda Mısır;        Müslüman kardeşler hükümeti zamanında imzalanan ticaret anlaşmasını feshetti. Analitik davranamadık. Bu yüzden kararlarımızda gerçekçi olamadık. reelpolitiği silip kendi ideolojimize göre değerlendirdik. Bu nedenle Mısır'daki yaklaşan darbeyi ve Müslüman Kardeşlerin neden olacağı toplumsal karışıklığı hesaba katamadık. Tarihte de örnekleri var. 93 Harbi'ne girerken de Ruslara savaş açarken "400 çadır kalıncaya dek savaşırız" gibisinden gerçeklerden uzak bir söylemle harbe girmiştik. Neticesi Ayestefanos Antlaşması oldu…
     Daha önce İran’da önemli görevlerde bulunmuş bir Devlet görevlisi ağabeyimin anlattıklarından kısa bir bölümü sizlere aktarmak istiyorum: ‘’Savama Türkiye’den bir şey isteyeceği zaman Ankara bunu yapmakta zorlanır yahut gecikir. Bunun üzerine anında İran’ın özel yetiştirdiği Türkiye’deki Kripto İranlılar devreye girer ve siyasi yönden öyle bir Psikolojik Savaş yapar ki sonunda Ankara istekleri yerine getirir.’’ Bu yolla Devlet bir hayli yıpranmaktadır. Şu soruyu da sizlerin merakına ve araştırmasına sunmak istiyorum: Savama’nın Türkiye bürosu gibi çalışan ‘’Devlet Kurumu’’ hangisidir? Bunun cevabı çok önemlidir!
     Evet, sevgili dostlar bugün Türkiye’nin geldiği noktada maalesef kurumlar arası güvensizlik, kin ve nefret tohumları yüzünden geleceğimiz zor durumdadır. Kurumlar iyice yozlaştırılmaktadır. Türkiye’de son yıllarda cambaza bak oyunu iyi bir şekilde devam ettirilmektedir. Artık daha fazla zaman ve güç kaybetmeden Uluslararası arenada söz dinlemek yerine söz sahibi olmak için var gücümüzle çalışmalıyız.
Ve son söz: ‘’ Düşmanların en tehlikelisi, düşmanlığını gizleyendir’’