ANKARA - İspanya'nın Malaga kentinde 25-27 Eylül tarihlerinde düzenlenecek Dünya Veteranlar Judo Şampiyonası'na katılacak Özdemir, AA muhabirine yaptığı açıklamada, küçük yaşlardan bu yana yakın mesafe sporlarını sevdiğini belirterek, boks ve güreşle uğraştığını, ancak müsabaka kıyafetlerinden duyduğu rahatsızlık nedeniyle tekvando ve judoya yöneldiğini söyledi.

Diğer branşlarda edindiği tecrübe sayesinde judoda kısa sürede başarılı olduğunu ifade eden Özdemir, beyaz kuşakken siyah kuşak sporcuya karşı verdiği mücadeleyle dikkatleri üzerine topladığını anlattı.

Basamakları hızlı adımlarla çıktığını belirten Özdemir, enerjisini atmak için günde 3 antrenman yapmaya başladığını ifade ederek, "Gözde sporcular arasına girmemden rahatsız olanların engellemelerine maruz kaldım. Her antrenmana alınmadım ama her şeye rağmen tek başına çalışmalarına devam ettim. Kendi kendimin antrenörü oldum, kendimi geliştirdim ve güçlendim. Genelde kahverengi kuşakta milli sporcu olunurken yeşil kuşakta milli takıma çağrıldım" diye konuştu.

Sakatlanmasından endişelenen ailesinden gizli spora devam ettiğini dile getiren Özdemir, bu yüzden birçok kampa ailesinden izin alamayacağı için katılamadığını ifade etti.

"İnancımdan dolayı dışlandım"

1980 yılında sakal bıraktığını söyleyen Özdemir, bundan sonra spor hayatında engellendiğini savundu. Özdemir, sözlerini şöyle sürdürdü:

"25 yaşında yürüyerek hacca gitmek için niyet ettim ancak bazı aksaklıklar nedeniyle bu isteğimi gerçekleştiremedim yine de sakalımı kesmedim. Darbe döneminde sakalım yüzünden devlet dairelerinde sıkıntılar yaşadım. O zamanki federasyon yetkilileri, milli takımda yer almama ve şampiyonalarda birinci olmama rağmen, uluslararası müsabakalarda ülkemi temsil etmemi sakıncalı gördüler ve sakallı olduğum için katılmama izin vermediler. Halbuki sakallı olarak müsabakalara çıkmanın yasal bir engeli yoktu. Antrenmanlara dahi alınmadığım zamanlar oldu. İnancımdan dolayı dışlandım. Uluslararası bir müsabakayı izlememi bile engellediler, 'şu sakallıyı dışarı atın' diye salon çıkarıldım. Ben de ülkemi temsil edemeyeceksem yarışmanın anlamı yok dedim ve judoyu bıraktım."

Özdemir, 30 yılın ardından içinde kalan uhdeyi gerçekleştirmek için 4 yıl önce tekrar tatamiye döndüğünü belirterek, "Bir sporcu kolay yetişmiyor ama kolayda harcanabiliyor. Beni engelleyenler şimdi yoklar ama ben hala buradayım, judodan vazgeçmeyeceğim" dedi.

Eski kondisyonunu kazanmak için 78 kilodan 60'a düştüğünü anlatan veteran sporcu, judoyu bıraktıktan sonra tansiyon, kolesterol gibi sağlık sorunları yaşadığını ancak spora yeniden başlayınca hiçbir problemin kalmadığını söyledi.

Dünya Şampiyonası'nda madalya arayacak

Milli judocu, farklı sıkletlerde Türkiye Şampiyonluğu, Avrupa ve dünya şampiyonalarında üçüncülük elde ettiğini dile getirerek, Malaga'daki dünya şampiyonasına yaptığı hazırlığı anlattı. Antrenmanlarına Altınpark Akarsu Spor Salonu'nda devam eden Özdemir, günde 3 saat antrenman yaptığını belirterek, "Hedefim altın madalya onu da bu şampiyonada alacağıma inanıyorum. Madalya almakla iş bitmeyecek, nefesim kesilene kadar judoda olacağım" dedi.

Rakibi 1 saniye 13 salisede tuş etti, rekor kırdı

Özdemir, gençlik yıllarda "yenilmez" olduğunu ispatlamak için rakiplerinin yakasından tuttuğunda bırakmadığını dile getirerek, "Rakibimin yakasında tuttuğumda ya devirirdim ya da bırakmazdım. Bu yüzden adım 'Kene Ahmet'e çıkmıştı" dedi.

Milli sporcu, bir Balkan şampiyonasında Yunan rakibini 1 saniye 13 salisede tuş ettiği maçı ise şöyle anlattı:

"Hocalarımız, 'Yunan rakibe yenilmeyin de kime yenilirseniz yenilin' diye telkinlerde bulunurlardı. Bulgaristan'da yapılan Büyükler Judo Balkan Şampiyonası'nda da ilk maçta Yunan bir sporcuyla eşleştim. Müsabaka öncesi ilköğretim okulunda hocamın anlattığı 'Türk askerinin bakışıyla, bir Yunan askerinin korkudan ölme efsanesi' aklıma geldi ve öyle etkilenmişim ki rakibime üstünlük sağlamak için sert bakmaya başladım. Hakemin 'başla' demesiyle rakibime doğru koştum, o ise geri geri kaçıyordu. O anda öyle bir teknik yaptım ki 1 saniye 13 salisede rakibimi tuş ettim. Herkes kronometrelere bakıp 'rekor, rekor' diyordu. Benden sonra bu rekor bir daha kırılmadı. Ancak yetkililer konunun üzerinde durmadıkları için dünya spor tarihine geçmedi."