Sevgili okuyucularım, aile ve toplum içinde kadına şiddet, insanların küçükten büyüğe birbirine karşı saygısız ve sevgisiz tutumu, günlük yaşamın içinde yaşanan ve yaşatılan saldırganlıklar dahası aklınıza gelebilecek birçok sıkıntılı hal ve davranış bozuklukları ne yazık ki Türkiye'nin önemli sevgisizlik sorunlarından biri olmayı sürdürüyor...

Naçizane içinde şiddet kelimesi geçmeyen sadece sevgi kavramını işleyen bir yazımı sizlerle paylaşacağım...
Eksik kalacağım muhakkakta, ben yine de duygularımı siz değerli okuyucularıma aktaracağım. Olmazsa sizde yorumlarınızı ekleyebilirsiniz…
Bilir misiniz sevgili okuyucularım, korkunun olduğu yerde aşk da yoktur, sevgide.
Evet, yanlız ben şimdi doğaya, tüm canlılara, evrene ve ilahi güce bağlanan bireyin sevgisini aktarmaya çalışacağım.
Cesarettir sevmek…
Düzenlere, oyunlara, kötülüklere meydan okumaktır…
Sevmek; uzaklaşmaktır yalandan.
Bencilliği hiçe saymaktır.
Bir başka açıdan da inanmaktır sevmek.
Gerçekten inanmaktır, tümden inanmaktır.
Yanmaktır, tutuşmaktır sevmek ve yaşadıkça hiç sönmemektir…
İnsan sevince; sevdiğine bütün varlığı ile teslim olmamışsa, yeteri derecede sevmemiş demektir. Ve ona kayıtsız şartsız inanmıyorsa, sevgiden bahsetmeye bile hakkı yoktur.

Kıskançlık; inancımızın bütünlüğü ölçüsünde besler aşkı ve sevgiyi.
Şüpheyse öldürür... 
Şüphenin olduğu yerde inancın yeri olmaz.
Sevgiden bahsedilemez orada.
Kıskançlıksa; kutsal bir duadır, dudağında sevenlerin…

Sevmek; var olmaktır bir bakıma.
Derinden bakılınca yokluğa benzer.
Sevmek bütünlenmektir.
Çok seven eksildiğini zanneder.
Oysa artmaktır sevmek, çoğalmaktır…
Çevrenin gözlerimizden silinmesi, önce bir eksilme hissi verir insana.
Fakat o her şeyimizi varlığı ile doldurdukça arttığımızı anlarız. O bir tek kazanç, bütün kayıplarımıza bedeldir…

Bir an gelir; her şeyi onunla değerlendirmeye başlarız. O bugün mutluysa yaşamak güzeldir. Kabımıza sığmayız. Şarkılar söylemek gelir içimizden. O kederliyse, gözlerimizde her şey kederlidir artık. Bütün güzellikler bir bir yitirirler anlamlarını. O anlarda ölümü düşünür de, yine ölemeyiz kurtulamamak için.

Sevgili okuyucularım, sizlere sevmenin ve sevginin ne olmadığını yazacağım önce…
Siz ne olduğunu sonra anlayacaksınız...
Sevmek alışveriş değildir.
Geometri değildir, aritmetik değildir.
Altın değildir, pırlanta değildir.
En değerli şeydir belki, ama karşılığında hiçbir şey alınmaz.
Karşılıksız bir çeke atılmış kuru bir imza değildir sevmek.
İskambil kâğıdı değildir, zar değildir onunla oyun oynanmaz…
Bir zaman dilimi değildir. Çünkü geçmek bilmez.
Hele hesap pusulası hiç değildir sevmek.
Sevginin bedeli ancak yine sevgiyle ödenir.
Altınla, pırlantayla, parayla, pulla değil…
Objektif gerçeklere dayanmaz sevmek.
Temelini sübjektif iyi niyet oluşturur ve asla su-istimal edilmez…

Sevilmekse; sevmenin mükâfatıdır ancak, karşılığı değil. Bir sevgiye eş bir başka sevgi olamaz. Çünkü her sevgi birbirinden büyüktür.
Sevgi tartılamaz, sevgi ölçülemez…
Sevgi; gram değildir, mesafe değildir.
Derinlik sanırsınız, aslında yüksekliktir o.
Sevgi; dudak, göz, saç değildir.
Hele güzel bir fizik hiç değildir ama dünyada ondan güzeli yoktur.
Sandalye değildir sevgi ama mutlaka birisini oturtursunuz üstüne.
Yatak, çarşaf, yorgan değildir ama sizi sarar-sarmalar, içinizi ısıtır.
İçki değildir, içemezsiniz fakat her şeyden güzeldir sarhoşluğu.
Geçip karşısına seyredemezsiniz, manzara değildir ama gün batımı tadında duyguları yaşatır.
Tablo ya da heykel değildir ama dünyanın en ünlü ressamı ve heykeltıraşının elinden çıkmış izlenimi verir size.
Okuyamazsınız kitap değildir ama binlerce kitapmış gibi gelir size.
Bilmece değildir, çözemezsiniz.
İsteseniz de içinizden atamazsınız.
Çünkü bunu yaparsanız yaşayamazsınız.
Kan değildir, kesip damarınızı akıtamazsınız ama damarınızda kanınız gibi gelir size...
Biz ağladıkça o güçlenir içimizde.
Bitmez çile, akmaz gözyaşı değildir ama bazen çile, bazen de gözyaşı olur.
Kuş da değildir. Uçamaz ama gönülden gönüle, bazen de akada-bokada konar.
Çiçek değildir koklanmaz ama etrafına kaynağını bir türlü bulamadığımız mis gibi kokular yayar…
Satırlarıma son verirken; sevgi üzerine sevdiğim bir sözü sizinle paylaşmak isterim.
Karanlık karanlığı defedemez; bunu sadece ışık yapabilir. 
Nefret nefreti defedemez; bunu sadece sevgi yapabilir.
Martin Luther King
Göreceli bir kavramdır SEVMEK…
Kişiden kişiye göre değişiklik gösterse de özü aynıdır…
Kısaca ne desem o değildir sevmek…
Efendim… Neymiş?

Hep sağlıkla ve sevgiyle kalın…