Türk İşveren Sendikacılığının ve Sanayinin duayeni, Sn. Refik Baydur’u, 19 Eylül 2016 günü, maalesef  kaybettik. 
Refik Bey, benim iyi ve değerli bir dostumdu. Ben, kendisini, DPT’de görev yaparken, 5 yıllık Kalkınma Planları çerçevesinde kurulan, Sosyal Siyaset ve Sosyal Güvenlik Özel İhtisas Komisyon’u  toplantılarında, Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu (TİSK) temsilcisi olarak tanımış, planın oluşturulmasında, büyük katkı ve yardımlarını görmüştüm. 
Fevkalade bilgili, iyi yetişmiş, açık sözlü, Atatürk İlke ve İnkılaplarına yürekten bağlı, vatanını, milletini çok  seven bir müstesna insandı. Bütün  ömrü boyunca, Türkiye’nin gelişip, kalkınması için, özel sektörün ve işverenlerin rolü, görevleri konusunda çaba harcamıştı. “İşveren Sendikacılığının birinci vazifesi, temsil ettiği grubun çıkarlarını  korumak değil, öncelikle Türkiye için çalışmak, vatanımızı herşeyin üzerinde tutmaktır” diyordu. Ben siyasetteyken, kendisini sık sık arar, konularla ilgili olarak, değerli görüşlerini alırdım. Emindim ki, Refik Bey için, önemli olan, önce vatandı. Kendisi ile yolumuz, ben siyaseti bıraktıktan sonra, TİSK bünyesinde görev alınca, tekrar kesişti. Kıplaş’taki makamında, kendileri ile buluşup, dünya ve Türkiye  meseleleri hakkında görüş teati ederdik. 
Rahmetli Özal ve Mesut Yılmaz, kendisini, Anavatan Partimizden, siyasete davet etmişti. Ancak, Refik Bey, ülkemize, sanayici olarak hizmet yolunu seçmişti. 
Refik Bey, özellikle, Büyük Önder Mustafa Kemal ATATÜRK, Türk Sanayinin sorunları, kendi yaşamı, tecrübeleri konularında yazmayı, bunları kitap halinde yayınlayarak, dost ve kamuoyu ile  paylaşmayı  şiar edinmişti. Birçok kitabı vardır. Bu kitaplarının hepsini, bizzat imzalıyarak, bana verdi. 
Özellikle, mütavazı yaşamından, hedef ve azminden çok etkilendiğimi söylemeliyim. Yaşamı, sıkıntı ve  fedakârlıklarla geçmişti. Tisk yöneticiliği sırasında, laik, demokratik Cumhuriyet’e, parlamenter rejime, bilhassa, Atatürk ilke ve inkılaplarına yönelen, tehdid ve tehlikelere karşı, sesini yükselten, hiçbir şeyden çekinmeden, karşı koyan bir insandı, Örnek alınacak bir karakterdi. Hele, bazılarını  gördükçe, Refik Baydur’un değeri, daha çok anlaşılıyor. 
Bazı nedenlerle, TİSK bünyesinden ayrılma kararı aldığımda, üzüntülerini belirterek, “Bizlerin arasında, senin yerin daima baki kalacaktır” DPT’de, özel sektörde, TBMM’de  önemli görevlerde bulunmuş birisinin, TİSK’te bulunması, onurdur” demişti. 
Refik Bey’in, uzun yıllardır, mücadele verdiği rahatsızlığı vardı. “Benim için konuşmak, hitap etmek, fevkalade önemlidir. Allah beni bundan mahrum edecek bir illet vermesin” diye dua ediyordu. Amaçları, hedefleri uğruna, son nefesine kadar gayret sarfetti. Unutmadan ifade edeyim, Kiplas sanat galerisinde, ev sahipliği yaptığı sergiler, Refik Bey’in sanata verdiği önemin, sanatçı ruhunun göstergesiydi. 
Türk Sanayi, İşveren, işçi camiası, ömrünü, vatanına adamış, bu müstesna  insanı, çok arayacaklardır. Türk Milletinin, tüm sevenlerinin, değerli eşi ve ailesinin başı sağolsun...