Merhaba. Bu hafta konumuz dile getirilmeyen, utanılan, saklanan, cinselliği günah, ayıp yada korku ile eş gören pek çok kapalı toplumda yetişmiş kadının evliliğinde çok sayıda çiftin evliliğinde  karşısına çıkan önemli bir sorun. Vajinismus.

Pek çok genç kızımızın bu sorunu nedeniyle aileleri tarafından bekaret kontrollerine götürüldüğü, utanıldığı için yıllarca hiçbir yakınlık yaşamamış ama tedavide olmamış olan çiftlerin yaşadığı bir sorun.
Bu hafta konuğum başarılı bir kariyer yolculuğu olan, ulusal ve uluslararası yayınlanan hakemli yayınlarda makaleleri yayınlanmış, ABD’de YALE Üniversitesinde çalışmalar yapmış olan Jinekolog,Genel Cerrah, Vajinismus terapisti, Genital estetik uzmanı Dr: Ebru Zülfikaroğlu...

Siz, Ankara TED Koleji ile başlayan eğitim ve kariyer yolculuğunuza ABD’de YALE üniversitesinde Reprodüktif Endokrinoloji ünitesinde, İmplantasyon da Hox A10  genin ekspresyonu ile ilgili moleküler düzeyde çalışmalarınızla devam etmişsiniz.  Bu çalışmalarınızdan bahseder misiniz? Nedir bu çalışmanın içeriği?

Evet biraz uzun bir kariyer hayatım oldu. Genel cerrahi uzmanlığımdan sonra tekrar Kadın Doğum asistanlığım sürecinde ABD Yale Üniversitesinde moleküler düzeyde çalışmalar yaptım. Hocam, Prof Dr Hugh Taylor’un yürüttüğü proje dahilinde’’ Hox A10 genin yumurtanın tam rahme tutunma aşamasındaki önemini ortaya çıkardık’’.
Çok yönlü ve kapsamlı sadece klinik datalarla değil hayvan deneyleri ile de desteklenen bir çalışmaydı. Meslek hayatımın en kıymetli süreçlerinden biridir.

Sizin uzmanlık alanlarınızdan biri de Vajinismus tedavisi ayrıca dışında bir cinsel terapi uzmanısınız da. Açık konuşmam gerekirse ben bu durumun yaygınlığını sizinle olan röportaj hazırlığım sırasında araştırdıkça ve okudukça  fark ettim.
Hocam nedir Vajinusmus?

Vajinusmusa bir hastalık diyemiyorsak ne demeliyiz? Bu durum psikolojik bir rahatsızlık mı?
Vajinismus toplumumuzda her 10 kadından birinde rastladığımız, çok sık bir problem olmasına rağmen rahatça konuşulan bir konu olmadığı için maalesef bu kadar yaygın olduğunu kimse fark edemiyor. Vajinismus bir hastalık değildir. Yıllar içinde kadının bilinçaltı düzeyinde cinsellikle ilgili biriken yanlış bilgiler sonucu kadının tam birleşme olma aşamasında aşırı derece korkup kasılması sonucu ilişkiye girememesidir. Bu durumu kendi çabalarıyla aşamaz çünkü sorun bilinçaltı düzeyindedir ve terapi gerekir. Ortalama 3 günde bu problemi kesin olarak çözüyoruz.

Vajinismus batı toplumlarında bizde ki kadar sıklıkta görülür mü?
Kapalı toplum yapılarında daha mı çok görülür?

Vajinismus’a  bizim gibi muhafazakar ve kapalı toplumlarda daha sık rastlanmaktadır. Cinsellik halen rahatça konuşulamadığı için ve konuyla ilgili maalesef ciddi bir eğitim uygulanmadığı için bu tip sorunlar çoğalarak devam etmektedir.

Vajinismus tanısı nasıl konuyor hocam? Jinekolojik muayene sırasında mı?
Bu vakalarda jinekolojik muayene mümkün olabiliyor mu?

Vajinismus tanısı koyabilmek için öncelikle jinekolojik muayene yapılması ve bu muayene sırasında nazikçe kadın Genital organ yapısında herhangi bir anatomik darlık var mı, yok mu ?Net olarak değerlendirilmesi gerekir. 

Vajinismus sadece kadının sorunu mudur? Eşin ikna gücü yeterli gelmiyor, kendini güvende hissetmiyor olabilir mi?

Tam aksine vajinismus problemi olan çiftlerin erkek partner larının eşlerine karşı son derece şefkatli ve anlayışlı olduklarına tanık oluyoruz. Aslında bu durumun vajinismus’un kliniğimize geç başvuru nedenlerinden biri olmasına yol açmaktadır. Eşinin son derece anlayışlı olması tedavi sürecinin ertelenmesine ve göz ardı edilmesine zemin hazırlar.

Peki tedavisi nedir hocam?
Sıklıkla duyduğumuz bir şey var, tek seansta Vajinismus tedavisi. Bu mümkün mü?

Vajinismus tedavisi bilişsel davranışçı terapi ile ortalama üç günlük bir tedavi ile çözüme kavuşur. Tamamen bilimsel kesin ve kalıcı bir tedavidir. Maalesef vajinismus problemi toplumumuzda çok suistimal edilmiş bir konudur.
Tedavi için önce cinci büyücü hocalara başvuran veya vajinismus konusunda tam bir eğitim almamış doktorlar tarafından tedavi uygulanan hastalar, büyük umutsuzluk ve çaresizlik içinde kliniğimize başvurmaktadırlar. Geçen süre içinde ikili ilişkileri  içinde çok ciddi sıkıntılara gebe olmaktadır.

“VAJİNİSMUS SORUNU MAALESEF TOPLUMUMUZDA
ÇOK SUİSTİMAL EDİLMİŞ BİR KONUDUR”…


Vajinismus sorunu olan bir kadın Anne olabilir mi? Doğum daha kompleks ve travmatik bir süreçte olabilir mi onun için? Ya da hasta  doğumdan sonra kendiliğinden iyileşir mi?

Evet. Vajinismus problemi olan hastaların cinsel birleşme olmadan da gebe kaldıklarına tanık oluyoruz. Bu durum spermin son derece hareketli olması ve 72 saat canlılığını koruması ile ilgili bir süreçten kaynaklanmaktadır. Vajinismus’u olan bir hasta tedavi maalesef normal doğum yapamaz.
Tabi normal doğum sonrası problemi çözülmediği gibi daha kötü evrelere ilerleyebilir.

Hocam sonradan Vajinismus olur mu bir kadın?

Evet. sekonder Vajinismus dediğimiz hastaların hikayelerinde kötü bir doğum jinekolojik muayene veya cinsel taciz hikayesi ile karşılaşıyoruz. Bu hastalarımızın travmadan önceki hayatlarında normal cinsel birliktelikleri söz konusu tabi ki.

Hocam her toplumun estetik, güzellik anlayışları çevresel, genetik, kültürel, ahlaki özelliklere göre şekilleniyor.
Genital estetik konusuna değinmek isterim. Bu operasyonlara aşina olunan normların dışında ki nedenler mi etkendir?

Genital estetik konusu iki grupta değerlendiriyoruz. Vajina daraltma ve Labioplasti yani sıklıkla yaptığımız vajina iç dudak düzeltme ameliyatlarıdır. Vajina daraltma ameliyatları normal doğum sonrası ileri derece deforme olmuş vajinal yapıların hem lazer hem de cerrahi olarak düzeltilmesi şeklinde uyguluyoruz. Labioplasti ise çoğu zaman ergenlik döneminden sonra yaşanan hormonal değişime bağlı iç dudakların ileri derece sarkma büyüme veya asimetrik olması nedeniyle uyguluyoruz. Her iki durum da hastalarımızın günlük aktiviteleri sırasında özgüven kayıplarına ve ikili ilişkilerinde geri dönüşü olmayan sıkıntılara zemin hazırladıklarına tanık oluyoruz.

Hocam bu ameliyatlar zor mu?
Ağrısız ve cerrahi olmayan yöntemler de var mı?

Özellikle vajina daraltma ameliyatlarında lazer uygulaması ile vajina gençleştirme ve sıkılaştırma da sağlanmaktayız.
Bu ameliyatları klinik ortamda lokal dediğimiz hastamızla sohbet ederken uygulayabileceğimiz riski son derece düşük ağrısız acısız ameliyatlardır. Hastalarımız ameliyat sonrası da çok fazla dinlenmeden günlük aktivitelerine devam edebilirler. 

Hocam cinsel yaşamda biz insanların genel sağlığının bir parçası ama konuşmaktan çekiniyoruz…Tıbbi nedenler yada deformasyonlar dışında kadınlar için bir özveri değil mi bu tür operasyonları yaptırmaları?
Ben bu soruyla tavrımı da belli etmiş olabilirim…

Aslında çok yanlış bir bakış açısı değil söylediğiniz gibi; Ama kliniğimize başvuran hastalarımızın çoğu bunu eşlerinden çok kendileri için istediklerini ve hatta eşlerinden habersiz gizlice yaptırmak istediklerini ifade ederler. Aslında eşi bu durumdan rahatsız olsa da kendisini kırmamak için yüzüne söylemediğini sıkça söylerler hastalarımız. Ancak şu bir gerçek ki kadının ayna karşısında kendine baktığında mutlu olması en önemli başvuru nedeni bu ameliyatlarda.

Son olarak sizin annelik serüveninizden söz etmek isterim müsaadenizle. Siz her gün yepyeni doğumlara, mucizelere tanık oluyorsunuz. Pek çok kez denedikten sonra kızınız Naz’a kavuştunuz . Tedavi süreci ve tüp bebek sahibi olmak isteyen anneler için  çok güzel bir örneksiniz.
Neler söylemek istersiniz bu konuda? Tüm ümit ve sabırla bekleyen çiftlere..

Bu konuda en fazla aldığım soru nasıl sabrettiğim ve olumsuz sonuçlardan sonra tekrar nasıl karar verip yeniden başladığım. Başarısız olan her denememden sonra hiçbir zaman kendimi suçlamadım. Çünkü zaten bir tüp bebek tedavisi kişiye en iyi ihtimalle %35 başarı şansı veriyor. Bizim Tüp bebek tedavimizin yaş dışında hiçbir endikasyonu yoktu. Onda da, yaşıma rağmen her siklus da sayısal anlamda pek çok yaklaşık 17-20 tane yumurta üretimi sağlanabiliyordu. Kişilik olarak da hayata son derece pozitif  bakan  ve düzenli sporumu, pilatesimi yapan yediğine içtiğine özen gösteren birisiyim.  Başarısız demelerimdeki en büyük neden yoğun iş tempom olarak görünüyordu. Denemelerim sürecinde özellikle iş yoğunluğumu azaltmaya özen gösterdim. Hep, ama hep bebeğimin olacağı inancım zaten vardı beynimde. Asla bundan başka bir düşünce aklıma gelmedi ve çok şükür ki beynimde kurguladığım hayalim de gerçeğe kavuştu.

ANNE OLMAK İÇİN DEFALARCA TÜP BEBEK DENEMELERİNDE
BAŞARISIZ OLAN HASTALARA ÖNERİM;
PGD TEKNİĞİNİ DENEMELERİDİR…


Anne olmak için tüp bebek denemelerinde defalarca başarısızlığı olan hastalara önerim PGD tekniğini denemeleridir. Evet tedavi başarısı yakaladığımız denememizde PGD olarak adlandırılan döllenmiş iyi kalitede yumurtaların genetik taraması yapılarak genetik analizi ortaya konarak yapıldı. Ve bu teknikle %35 olan başarı şansımızın %75 e çıkacağını zaten son  bilimsel çalışmalardan takip ediyordum. Bu yüzden hem ruhum hem fiziksel olarak çok rahat başladım tedaviye ve bu sefer olacağından emindim. Gerçekten de genetik tarama yapıldıktan sonra rahme yumurtanın yerleştirilmiş olması bebeğin sağlık durumu açısından da anne babaya genetik bazı anomalileri elediği içim çok çok önemli bir rahatlık sağlıyor. Son tüp bebek denememizde 10 yumurtam da döllenme sağlanmıştı. Daha sonra PGD tekniği ile tek tek yumurtaların genetik analizi ortaya kondu ve çok şükür ki bir tanesi genetik olarak sağlıklı yumurtaya ulaşıldı. Daha yumurta rahme yerleştirilmeden bu haberi duymak bile beni inanılmaz mutlu ettiğini hatırlıyorum. Ve sezgilerim beni yanıltmadı ve gebe olduğumu öğrendim.
Uzun dönem sayısız başarısızlık yaşamış çiftlere özellikle bu tekniği PGD yi öneririm.

Ben de çocuklarınızın özellikle Naz’ın  hayranlarından biriyim. Her sabah Fotoğraf paylaşım sitesi İnstagrama göz atıyorum. Onun süslü, püslü, tombik yüzüyle  başlıyorum güne ve ağabeyi ile ikisine bir kalp gönderiyorum gülümseyerek. Maşallah çok güzel  çocuklar…
Benim için yaşadığım çevrede samimiyet son derece önemlidir ve İnstagram ortamı da bunu çok güzel yaşatıyor. Çok ince detaylarına kadar takip edilmek, değer görmek, beğenilmek ve desteklenmek insanı inanılmaz mutlu ediyor.
Hayat paylaştıkça daha güzel ve mutluluk paylaştıkça çoğalıyormuş. Benim anladığım bu, bu paylaşımlardan. İyi niyetini sevgisini bizimle paylaşan tüm takipçilerime minnettarım. Hayatıma rengarenk dokunuşları olduğu için. 
   
Hocam size çok teşekkür ederim Sorularımı yanıtladığınız için… Gerek mesleki başarılarınızla, gerek güzel aile yaşamınızla, zarafetinizle; kadınları günümüz dünyasında sadece sayılar ve yaşla algılayanlara karşı da bir cevapsınız .
Çok teşekkürler …

Güzel düşünceleriniz için çok teşekkür ederim.