Ses kısıklığı, ses oluşumunu sağlayan ses tellerinin herhangi bir nedenle görevlerini iyi yapamaması sonucu sesin gücünün ve kalitesinin bozulmasıdır. Kişinin aynası olarak da tanımlanan sesin kısıklığı; alerjiden reflüye, psikolojik sebeplerden gırtlak tümörlerine kadar pek çok hastalığın ortak belirtisi olabiliyor. ENT Tıp Merkezi’nden KBB Uzmanı Op. Dr. Hamdi Yakut, günümüzde sık karşılaşılan sağlık sorunlarından olan “ses kısıklığı” hakkında önemli açıklamalarda bulunuyor.
Akut  Larenjit:
Genellikle burun, sinüsler ve yutakta başlayan enfeksiyonun gırtlağa yayılmasıyla olur. En sık adeno ve influenza virüsleri ile oluşup, damlacık yoluyla bulaşır. İklim değişiklikleri, vücut direncinin düşmesi, fiziksel veya psikolojik stres olayı başlatabilir.
Ses kısıklığı, gırtlakta ağrı ve rahatsızlıkla kendini gösterir. Bu şikayetlere çoğu zaman öksürük de eşlik etmektedir. Ses tamamen kaybolmaz, ancak kaba bir ses vardır. Muayenede ses tellerinin beyaz görünümünü kaybettiği ve şiştiği gözlenir. Tedavide ses istirahati ve buhar tedavisi önerilir. Sigara, kirli hava, asitli ve alkollü içeceklerden kaçınılmalıdır. Koyu ve iltihaplı balgamın varlığı, bakteri dediğimiz mikropların da var olduğunu gösterir. Bu durumda tedaviye antbiyotikler ve balgam yumuşatıcı ilaçlar eklenmelidir. Bu tedavi ile akut larenjitler birkaç gün içerisinde düzelir.
Kronik Larenjit: 
Kronik akıntılı sinüzit, farenjit, boğaz enfeksiyonları, sigara, hava kirliliği, endüstriyel gaz-duman, reflü varlığı, sesin kötü kullanımı, devamlı ağız solunumu yapılması; gırtlak ve ses tellerini uzun süre tahriş ederek kronik larenjit oluşturur. Uzun süreli ses kısıklığı, boğazda gıcık hissi ve öksürük başlıca şikayetler arasında yer alır.
Muayenede ses telleri beyaz renklerini kaybetmiş, matlaşmış, hafif pembe-kırmızı bir renk almıştır. Ses istirahatı, kirli ortamdan uzaklaşma, sigara ve alkol yasağı ve uygun medikal tedavi ile iyileşme sağlanabilir. Ancak gırtlak mukozası pürüzsüz ve düzenli özelliğini kaybetmişse, lökoplaki veya keratoz denilen beyaz lekeler oluşmuşsa, şişlik, kitle varsa mutlaka biyopsi uygulanmalı sonuca göre de tedavi protokolü düzenlenmelidir.

devamı bir sonraki sayıda...