SUMRU AYDIN   

Kalp Ritminizin Uyarılarını Önemseyin!

İnsanlar, ‘Sinüs ritmi’ denilen bir atım ritmiyle doğarlar, bu ritim dakikada 60 ile 100 arasındadır.

Kalp atımlarının düzensiz olması halinde ortaya ritim bozuklukları ortaya çıkar ve bu ciddi bir problemdir. Farklı düzeylerde ritim bozuklukları vardır. Bunlardan en sık görüleni de insanlarda ‘artriyal fibrilasyon’ denilen kalp kulakçıklarının düzensiz atması nedeni ile ortaya çıkandır.

Türkiye’de yaklaşık yüzde 3 oranında görülüyor ki bu rakam oldukça önemli bir boyuttadır. Bir kişiye kalp ritim değişikliği tanısı konulursa, hiç vakit kaybetmeden tedavi yoluna gidilmelidir. Çünkü kalp ritim bozukluğunun en önemli riski, “inme” denilen hastalıktır. Kalp atımları düzensiz olduğu takdirde kalp içerisinde kan akımının normal boşalması sağlanamadığından kan akımında tıp dilinde ’staz’ diye adlandırılan bir durağanlık oluşur. Bu da pıhtılaşmayı artırır. Pıhtılaşma artınca da inme riski o oranda artar.

Kimler Kalp Krizi Riski Altında?

Kalp şikayeti olmayan kişilerin dahi 30 yaşından itibaren kalp kontrollerini 5 yılda bir yaptırmaları önerilir. Kalp damar hastalığı açısından risk faktörü taşıyan, ailesinde birinci derece akrabalarında kalp hastalığı olan veya sigara içen, tansiyon ve kolesterol yüksekliği olan veya şeker hastası olan kişilerde de check-up’ı yılda bir defa yaptırmaları önerilmektedir. Ailesinde erken yaşta (50 yaşın altında ) kalp hastalığından ölümler olan ya da sebebi açıklanmamış ani kayıplar bulunan kişiler, şikayeti olmasa dahi 30 yaşından itibaren en az bir kez kalbini kontrolden geçirmelidir. Bu sayede ani ölüme yol açabilecek bir kalp rahatsızlığının olup olmadığı anlaşılabilir ve erken tanı sayesinde hayatı kurtarılabilir.Aynı zamanda yapılan tetkikler sonucunda doğumsal bir kalp rahatsızlığının tanısı da konulabilir. Burada ailesel kolesterol yüksekliği ya da damar içinde pıhtı oluşmasına zemin hazırlayan bazı nadir görülen doğumsal hastalıklarda erken tanı sayesinde tedavi edilebilir ve ağır geçirilen kalp krizlerini engelleyebiliriz.

Bu meslekler düzenli Check-up yaptırmalı!

Bazı meslek grupları ki bunlar özellikle stres altında çalışanlar örneğin toplu ulaşım araçları kullananlar, pilotlar, doktorlar, yöneticiler ve gazetecilerin yıllık check-up yaptırmalarını öneriyoruz. Aktif spora başlayan ya da spor yapan kişiler ile profesyonel sporcular da spora başlamadan evvel ve başladıktan sonra yıllık kalp kontrolünden geçmeleri önerilir.

Kalp check-up’larında ne tür incelemeler yapılıyor?

Check-up paketleri kişinin özelliklerine ve yaşına göre değişiklik göstermekle birlikte temelde bazı standart tetkikler vardır . Kalp ve damar hastalığı gelişimine, damar içinde pıhtı oluşumu ihtimaline yönelik tarayıcı kan çalışmaları vardır ki bunların başında iyi ve kötü huylu kolesteroller, trigliserid dediğimiz kan yağı ve açlık kan şekeri gelmektedir. Kalp ultrasonografisi yani ekokardiyografi ile kalbin yapısı, kalp boşluklarında büyüme olup olmadığı, kalbin kasılma gücünün ne düzeyde olduğu, geçirilmiş bir kalp krizinin veya kalp romatizmasının varlığı, bununla birlikte kalp kapaklarının yapısı ve işlevi, duvar kalınlığı, kalp zarı ile kalpten çıkan büyük damarlarlar incelenmektedir. . Kalp krizi geçiren kişilerde ekokardiografi ile kalp krizinin şiddeti, yarattığı hasar, kalp yetmezliğine neden olup olmadığı sorularını yanıtlamak mümkündür. Koroner kalp hastalıklarına bağlı gelişen kalp yetmezliklerinde pil tedavisinin gerekliliği de yine Eko-Kardiografi ile ortaya konulabilmektedir. Bunun yanında “Efor testleri” dediğimiz kişinin programlı bir şekilde artırılan egzersiz sırasında çekilen elektrokardıografısı sayesınde kalp damarlarındaki tıkanıklarının ve bazı kalp ritim bozuklukların tanısı konulabilir ve kalp damar ( koroner) anjiyografiye yönelik ileri bir araştırma için ön tanı konulabilir, bununla da bir kalp bypass ameliyatı ya da balonla damar açılmasına ihtiyacının olup olmadığı tespit edilebilir.

Kalp check-up'ı hangi durumlarda hayat kurtarır?

Çağımızın hastalığı olarak bilinen ve toplumda en fazla ölüm sebebi olarak belirlenen kalp damar hastalıklarında kişiler her zaman yakınma duymamaktadır. Hissedilen şikayetler de ne kişi tarafından kalp hastalığı şikayeti olarak yorumlanmayabiliyor. Bu gibi durumlarda checkup yaptıran hastalarda kalp hastalıkları riski önceden saptanabildiği için hastanın hayatı erken teşhis sayesinde kurtarılabiliyor.