İnsanoğlu doğar, büyür ve çeşitli sebeplerden ölür. Bu ölüm sebebi enfaktüs olabilir, kanser, trafik kazası vs olabilir ama günümüzde ölümlerin %55-60’ı damar sertliğinden oluyor.
‘İnsanoğlu atardamarı kadar yaşıyor.’ Diyor Kardiyoloji , Kalp ve Damar Hastalıkları uzmanı Prof. Dr. Faruk Erzengin, ülkemize 2.Nobel ödülü kazandırabilecek değerde bir buluş ile Tıp Dünyasına adını altın harflerle yazdırdı. Hazırladığı ilaç gruplarıyla damar içi sertliğini söküp atıyor, ayrıca birçok kronik hastalığa da deva oluyor.
Önce Vatan Gazetesi olarak, tüm insanlığa bu haberi ilk kez duyurabilmenin haklı gururunu yaşıyoruz.
Prof. Dr. Faruk Erzengin hocam, insan olarak çok donanımlı, yıllarca kendini geliştiren, sürekli yetiştiren azimli, yüreği önce Allah sevgisi, Ülkemiz, Halkımız ve sonra da insanlığın iyiliği için çarpan, gece gündüz insanlığa fayda için çalışan, az uyuyup çok, çok çalışan( Faruk Hocam buna; “ Örneğin yüz yaşasak gece geçer ellisi, uyursak boşa gider bu ömrün bellisi” diyor), 2 dönem üst üste İ.Ü. İstanbul (Çapa) Tıp Fakültesinde seçimle kazanarak Fakültesi tarihinde en genç ve en yüksek oy alarak maksimum sınır olan  toplam 6 yıl Dekanlık yapan çok özel bir insan. Ben başta olmak üzere, yüzlerce, binlerce insanın hayatını kurtaran, tüm halkımız ve dünya tarafından çok iyi bilinen mükemmel bir insandır, O’nu tanımak şansımızdır. Önce Allah’a sonra da Prof. Dr. Faruk ERZENGİN’ e kendimizi emanet ediyoruz.
 
Sayın Faruk Erzengin Hocam, siz mesleğinizde müthiş bir insansınız, özel hayatınızda da mükemmel bir insansınız, çok donanımlısınız. Hep insanlığın yararına olabilecek çalışmalara kendinizi adadığınızı biliyorum. Asrın buluşu ve bir devrim olan damar sertliğini giderecek ve bunun yanında Fakülteniz’de TÜBİTAK’ta bulduğunuz bu ilaçlarla birçok kronik hastalığı da tedavi eden, ilaçlar kombinasyonu  buldunuz, hazırladınız. Gerçekten bir mucize bu! Devrin Mucizesi demek lazım… Size Nobel Ödülü getirebilecek önemdeki bu buluşunuzu ilk olarak Önce Vatan Gazetemizden, okurlarımızla ve tüm dünyayla paylaşır mısınız? 

Memnuniyetle, şeref duyarım.

Faruk Hocam, 1. Ve 2. Grup ilaçlar beraber mi kullanılmalı, faydaları nasıl olur? 

Kesinlikle solüsyon ve kapsüllerden, tabletlerden oluşan bu ilaçlar hastaların hastalığına göre (zira tıpta hastalık yok hasta var deriz) birlikte kullanılmaktadır. Bu grup ilaçlar bir taraftan atar damarlarların duvar katmanlarındaki (İntima, Lamina Elastika İnterne, Media, Lamina Elastika Eksterna ve  en dış katman Adventisya’ da) birikmiş olan yağları, kireçleri, tıkayıcı sonradan olan yapıları vb. tıkayıcı oluşumları (ateromatöz komponent diyoruz) moleküler düzeyde (eriyik seviyede)  çözerek kemiklere gömerken, diğer yönden aynı anda kılcal damarlar (en ince damarcıklar)  düzeyinde (arteriolo-venül kompleks ve hücre seviyesinde) vasodilatasyon ve damar sertliğinin (ateriolosklerozun ve aterosklerozun) kalıcı olarak durdurulması, geriletilmesini sağlayarak ve hatta sıfırlayarak bu öldürücü tablonun kalıcı olarak önlenmesini sağlayarak tedavi ediyor.  

Bu ilaçlar damar sertliğini gidermek gibi olağanüstü bir çözümün, tedavinin yanında başka hangi kronik hastalıklara da iyi geliyor?

İlginçtir sürpriz derecede Kronik Obstrüktif Akciğer Hastalığı (KOAH), Parkinson ( özellikle senil tremor), Diyabetik Ayak, Aterosklerosis Obliterans, Burger Hastalığı, İnme ve beyin-boyun arterlerinin aterosklerotik darlıkları ve felçler, prostat hipertrofisi, tüm atar damar hatalığı ile ilgili hedef organ hasarı yapan hastalıklar ve benzerleri gibi.

Sizi ayakta alkışlıyorum hocam, bu buluşunuzu kimler kullanabilir? 
Bu tür hastalıklara tutulan her insan başarıyla kullanabilirler. Ben ve ekibim bu çok yeni tedavinin hiçbir yan tesirine rastlamadık. Biz 1997 de bu çalışmaya başladığımızda hazırladığım protokolde ön planda kalp damarlarının (Koroner damar tıkanmalarının, aterosklerotik koroner kalp hatalığının) tedavisi mevcut idi, giderek bu diğer saydığım grup hastalara da çok faydalı olduğunu sürpriz bir şekilde gördük ve bizlerde şaşırdık.
İlaçların güvenirliliği, yıllar içerisinde kanıtlandı, gönül rahatlığıyla kullanan, size müteşekkir kalan, hayatlarını borçlu olan, dualar eden, şanslı hastalardan ve söylemlerinden örnekler verebilir miyiz? 

Memnuniyetle. Bu konuda pek çok (binlerce diyebilirim) örnekler mevcuttur. 




Ünlü ozan bu yöntemle tedavi oldu

Tıpta çığır açan bu yöntemle sağlığına kavuşan ünlü halk ozanı Hilmi Şahballı tedavi sürecinde neler yaşadığını anlattı. 
Şahballı, “Kalp ameliyatı oldum 4 damarım değişti. Fakat sonra tekrar rahatsızlandım. Bir kez daha ameliyat olmam gerekiyordu. Bu tedavi sayesinde ameliyata gerek kalmadan damarlarım açıldı” dedi.
Şahballı, “Türküleri okurken nefes alamıyordum. Şu anda gayet rahatlıkla türküleri seslendirebiliyorum. Sesim yerine geldi” diyerek duygularını ifade etti. 
Ünlü ozan Hilmbi Şahballı hayatını kurtaran Prof. Dr. Faruk Erzengin’e bir türkü yazarak teşekkür etti. 


NATTO MUCİZESİ

Natto mucizesini Atv habere anlatan Prof. Dr. Faruk Erzengin, “Natto maddesi, besinlerin içinde bulunan bir madde tıkalı damarları açıyor ve hastaları krizden ameliyattan kurtarıyor. Natto damar duvarındaki lipiti, kireçi alıp kemiklere gömüyor” dedi. Prof. Dr. Erzengin, “Kalp Damar hastalığında mucizenin adı. Yeşil mercimek veya soya fasülyesi, semiz otu, kırmızı biber ve sumak bunların içerisinde omega 3 ve natto var. Natto, Uzakdoğu’nun avuç avuç tükettiği bir madde ve hiçbiri kalp hastası olmuyor. Bu madde damarın duvarını temizleyen maddedir.”
Prof. Dr. Erzengin ve ekibi Uzakdoğu’da kalp ve damar hastalıklarının yok denecek kadar az görüldüğünü saptadı. Nedenini araştırdıklarında karşılarına bir çok besinde bulunan natto maddesi çıktı. Prof. Dr. Erzengin, “Ben de kalp hastasıydım. Dekanlığım sonrasında damarlarım tıkanmıştı. İlaçlarla birlikte bu maddeleri kullandığımda 8 ay sonra damarlarım pırıl pırıl olmuştu” diyerek nattonun faydasından bahsetti.  Ekip hastalarına natto içeren bu doğal besinleri yemelerini önerdi.
Hastalardan biri “Yeşil mercimek, semiz otu sayesinde kapalı olan damarlarım açıldı. Top oynama seviyesine geldim” diyerek duygularını ifade etti.