Ekonomi; ekoloji ve ekosistem ifadeleri ile aynı kökten gelir.
Ekoloji; doğa bilimi, canlıların birbirleri ve çevreleri ile ilişkilerini anlatır.
Ekosistem ise; canlı ve cansız çevrelerdir.
Kelime köklerini Yunanca oikos’tan alırlar.
Oikos ve oikia; cansız olarak ev, bahçe, toprak, su, hava, iklimi, canlı olarak da üreteni ve tüketeni ifade eder.
Günümüzde ekonomi; canlıların yani üreten ve tüketenlerin para ya da onu ihtiva eden değerler karşılığında, toprak, su, hava, iklimden faydalanarak üretilen ürünlerin para karşılığında ticaretini, yönetimini anlatır.
Geçmişte; üretim ve tüketim faaliyetleri karşılıklı malların takası ile gerçekleşirdi.
Birinin üzüme ihtiyacı varsa elinde de kavun varsa, kavunu verip üzümü alırdı.
Bu sayede evinin, ailesinin yeme-içme, barınma ihtiyacını karşılardı.
Bu sistem düzenli ve yeteri kadar üretmeyi sağlarken, birikime imkân vermezdi.
Ya da kısıtlı birikim sağlanabilirdi.
Aile bireylerine, kendine daha zaman kalırdı. 
Ardından “para” keşfedildi.
Ekonomi, para ile ifade edilmeye başlandı.
3000 yıl önce Mezopotamya’da Asurlular parayı buldu ama Lidyalılar parayı altın sikke yaparak ticaretini ve parayı tüm dünyaya yaydı.
Artık üzüm ihtiyacın varsa karşılığında “para” gerekliydi.
En önemlisi de; para’nın keşfi ile “birikim yapma” imkânı doğdu.
Yarınını güvence altına almak isteyen insanoğlu, sonraki günlerinin yaşam maliyetini biriktirmeye başladı.
Yiyemeyeceği kadar fazla birikimler oldu.
Belli bir süre sonra birikimini diğerlerinden daha fazla artıranlara “güçlü” denildi.
Güç, hırs ve kibiri de yanında getirdi.
Güç yani birikim için; bugünden, yarın gelmeden ama  “yarın için” fazladan çalışmak, yemeden biriktirmek, içinde bulundukları zamanı yaşayamamalarına ve yaşadıkları anın kıymetini bilmemelerine sebep oldu.
Ama fark etmediler!..
Para birikti fakat geçen zaman bir yerde birikmedi. 
Zaman, yaşanamadan tükeniyordu.
Diğer insanlardan daha güçlü, zengin olanlar oldu ama onların yaşam için zamanları yoktu.  
Çocukları, onlar fark edemeden büyümeye başladı. 
Neredeyse ilgisiz, kısmen başıboş büyüyen bu çocuklardan, daha acımasız bir nesil türedi.
Her seferinde, değişim göstermiş farklı nesiller geldi.
Tek sorun zaman değildi elbette...
Her bir biriken paranın karşılığı mal ya da hizmettir.
Daha fazla para biriktirmek için daha fazla mal satmak, daha fazla mal satabilmek için daha fazla üretebilmek gerekir.
Fazla üretim için sağlıksız üretim keşfedildi.
Yeme-içmenin, aynı miktardaki topraktan daha fazla ürün alabilmek için genetikleri ile oynandı.
Barınma dersen demiri çimentosu sağlıksız ve eksik kullanıldı.
Hastalanan insan; sağlığı bozulan insan oldu. Böbreği, karaciğeri bozuluyordu.
İnsan, bozulabilen bir robot muamelesi görmeye başladı.
Paranın birikmesi ile üretimde gelişme sağlandı, gelişme teknolojiyi getirdi.
Günümüz koşullarında “para” insanlığın tek hedefi.
Hepimizin tek hedefi “yarın”...
Paranın keşfi ile birikim sağlandı. Birikim, gelişme; gelişim, değişim; değişim, olgunlaşma getirdi.
Fakat unutmayalım ki olgunlaşan her şey çürür...
Özet ile;
Para gelir; Yaşamımız, zamanımız, duygularımız, dünyamız gider ya da çürür.  
Terör de, savaş da, barış da maliyet hesabı neticesinde olur ya da olmaz.
Neden Rusya 3500 km yol katedip Suriye’ye Esad’a yardım için savaş uçağı göndersin? Oraları bombalasın? 
Neden IŞİD doğsun?
Neden Rusya, Türkiye hava sahasını ihlal etsin?
Neden 3,5 yıl önce keşif uçağımız Hatay yakınlarında Akdeniz’e düşürülsün?
Neden dün Rus savaş uçağı Suriye’de düşürülsün?
Hepsi maliyet hesabının neticesi...
Arkadaşlıklarımız, aile bağlarımız, evliliklerimiz bile maliyet hesabına bağlı.
Duygusal bağlarımızın, birlikteliklerimizin parasal değeri olur mu? Maalesef oluyor.
21’inci yüzyılda karşılaştığımız namus cinayetlerinin kökeninde başlık parası var...
Yarın için hedeflerimiz, programımız, planlarımız var.
Hep yarını yaşıyoruz...
Bu yüzden, ailemizle, sevdiklerimizle çok az yaşayabildiğimiz güzel dakikalar rüya gibi...
Ekonomi; yolun en başında doğal yaşam, ev, aile sürecini anlatırken, paranın devreye girmesiyle; birikim endişesi, hırs, genetiği oynanmış, sağlıksız, yapay, aileden uzak yaşam sürecini anlatır oldu...