Ercan GÜNEŞ: Merhaba Tayfun bey. Öncelikle bilmeyenler ya da merak edenler için bir önceki şirketiniz olan Rocca Planet’ten biraz bahseder misiniz?
Tayfun İKAN: Merhabalar. Yellow Claw’ı Barong Family ile birlikte Türkiye’ye getirdik ve o çok büyük bir sükse ve de ses getirdi. Sonrasında Faik ve Emir’le masaya oturduk ve daha büyük bir oluşumu nasıl kurabiliriz diye planladık. Bunun planını çok hızlı karar alarak, Motto Space markasını oluşturduk.

Ercan GÜNEŞ:
Yellow Claw etkinliği Perşembe günü gerçekleştirildi. Bu durumun katılımcı sayısı anlamında nasıl bir etkisi oluştu?
Tayfun İKAN: Klasik şeyleri yaparsanız, onun içerisinde klasik olarak algılanırsınız ve standart yaklaşırlar. Klasiğin dışına çıkarsanız, herkesin dikkatini çekersiniz. Ve bizde onu yaptık. 2.100 bilet satıldı. 3.000 küsür insan geldi. Hafta içi gerçekleştirdiğimiz halde, konser mekanının kapasiteside göz önünde bulundurulduğunda 2015 yılının rekoru kırıldı.

Tayfun İKANErcan GÜNEŞ: Yellow Claw’ın ülkemize özel olarak hazırladığı video hakkında bilgi verir misiniz?
Tayfun İKAN: Yellow Claw’ın We Made It isimli klibini biz çektirdik. Bizim aklımıza böyle bir fikir geldi. Türkiye’ye özel bir şey yapalım istedik. Yücel FİDAN ile böyle bir fikirleri varmış. Mesleği bıraktıktan sonra son bir final yapması sansasyon yaratmıştı.

23 Ocak’tan sonra Türkiye’ye armağan edeceğimiz çok şey olacak…

WolfPack’te de bir klip niyetimiz var. Smash The House konseptini Avrupa’da İngiltere, Hollanda ve Belçika’dan sonra alan 4. ülkeyiz. Herkese bu konsepti sunmuyorlar. Bu konsepti ülkemize sunabildiğimiz için gururluyuz.

Ercan GÜNEŞ: Yeni 2 etkinlik duyurdunuz. 26 Şubat’ta ki etkinlik için sıradaki DJ kim?
Tayfun İKAN: Headliner’ı 23 Ocak konser günü Faik ve Emir ile birlikte şampanya patlatırken arkada led ekranda duyuracağız. 23 Ocak’ta ki konseptimizin içerisindeki DJ’ler çok önemli değil. Konsept önemli. Dünyada Tomorrowland denilen bir oluşum var. Ve bu oluşumun 20 saniyesinin en başındaki konsept Smash The House. Dimitri Vegas & Like Mike. Burada çalan 4 DJ var. WolfPack, Dimitri Vegas & Like Mike ve dahası... Smash The House’u almak bir güç. Türkiye’den isim hakkını alan tek şirket olarak gururluyuz.

Ercan GÜNEŞ: 23 Ocak’ta ki etkinlik alanını Space konseptine çevireceğinizi belirtmiştiniz. Space konsepti nasıl bir şey olacak? Hiç bilmeyenler için bir açıklama yapabilir misiniz?
Tayfun İKAN: Biz 2016 yılını kendimiz içinde konuşurkende uzay çağı ilan ettik. 2016 yılı bizim için uzay çağı. Motto İngilizce ve Danca slogan demek. Space uzay demek. Sloganımız uzay. Şirketimizin zaten konsepti uzay. Dolayısı ile bu slogan ile, uzay karşılığı olan Türkçe ismin altını doldurmak istedik. Girişinden içerideki loca kısmına, sahnesinden arkadaki backstage kısmına kadar uzay konseptinin altını doldurabilecek görseller, dijital uygulamalar, teknolojiden yararlanılmış bir çok çığır açıcı şeyleri kullanacağız. Yeni bir konsepti Türkiye’ye kazandırmış olacağız.

Ercan GÜNEŞ: 26 Şubat’ta ki etkinliğinizin konseptindende biraz bahseder misiniz?
Tayfun İKAN: The Lost World yani kayıp dünya konseptimiz ile insanlar müziğin atmosferi içerisinde kendileri kaybedecekler. 3 boyutlu bir şey yapmayı planlıyoruz.

Ercan GÜNEŞ: 2016 yılında 2 büyük festival yapacağınızı belirtmiştiniz. Bunlar neler olabilir? Dünyaca ünlü festivaller mi yoksa başka bir şey mi?
Tayfun İKAN: Bir tanesi zaten dünyaca ünlü. Mayıs ayındaki. İlk 10’daki festivallerden biri. Sponsorlarımızında desteği ile bu festivali 3 gün boyunca sürdürebiliriz. İkincisi ise önümüzdeki Eylül için planlamamız içerisinde var. Kendi içerimizde her gün 3 ortak konuşuyoruz bu konuyu. Yine sansasyon yaratacak bir iş o.

Firma olarak kararlarımızı şu şekilde veriyoruz; Biz kendi aramızda bütün hesaplamaları, bilgileri planlarız. Organizasyon kısmını ve yönetimini bana bırakıyorlar. Gelir, giderinden şirketin öncü vizyonunu ortaya koymaya kadar Faik üstlenir, Emir’de yönetim kurulu başkanlığı görevini yapar.

Mayıs ayında Türkiye tarihinin en büyük hip hop festivalini yapıyoruz. Uluslararası starların olacağı 2 gün elektronik, 1 gün hip hop olarak 3 günlük festival yapacağız. Alternatif müziğin en önemli temsilcilerinden birini yakında sadece bizden öğreneceksiniz.

Hip hop etkinliğinizde çok büyük bir firmanın sponsorluğu ile geliyoruz. Türkiye’de ilk defa bir etkinlik firmasına sponsor oluyorlar.
Tafkun İKAN
Yaz etkinliğini yapacağımız yeri duyurduktan sonra, içerdeki DJ’lerin önemi kalmayacak..

Ercan GÜNEŞ: 50 bin kişilik kendinize ait konser mekanı var demiştiniz. Mekan hakkında ve ne zaman açılacağı konusunda bilgi verebilir misiniz?
Tayfun İKAN: Büyükçekmece’de ülkemizin en büyük konser mekanını inşa ediyoruz. Altyapı çalışmaları devam ediyor ve yaz aylarına yetiştirmeyi planlıyoruz. Açılışı konusunda şu an konuşmak erken, ama her şeyi ile tamamlanınca açılışını gerçekleştireceğiz. Mekanın hem açık, hem de kapalı alanı var. Festival köyü gibi bir yer düşünebilirsiniz. Aslında 250 bin kişilik bir yer ama biz ilk etapta 50 bin kişi olarak yazmayı uygun gördük.

Ercan GÜNEŞ: Ahmet SAN ile olan bağlantınız nedir?
Tayfun İKAN: Ahmet SAN bizim şirketimizin özel danışmanlığını yapıyor. Kişisel olarak 10 yıllık bir danışıklığımız ve dostluğumuz mevcut. Kendisinin İhlas Haber Ajansı’na çıkıp Hürriyet ile birlikte benden sonraki adam Tayfun’dur demesi bile firmamızın vizyonu açısından büyük bir gelişme. Uluslararası yüksek bağlantıları ile yolumuzu açıyor.

Ercan GÜNEŞ: 12 yıldır etkinlik sektörü içerisindesiniz. Bundan biraz bahseder misiniz?
Tayfun İKAN: Bu zamana kadar bir çok etkinliğe imza attım. Bunlardan bazıları;

TURNELER
2005: Opet Full Force Tarkan Turnesi (İstanbul, Ankara, İzmit, Antalya, İzmir, Kayseri, Mersin, Diyarbakır)
2010: Nazan Öncel İstanbul - Bursa Ve Ankara Konserleri

BAYİ TOPLANTILARI VE MARKA LANSMANLARI
2006: 19 Mayıs Üniversitesi Festivali
2006: Opel ve Chevrolet Yeni Marka Lansmanı Organzasyonu - Samsun
2008: Adana Akyol Marketleri 61. Yıl Kutlamaları - Petek Dinçöz

BİLET SATIŞLI KONSERLER VE ETKİNLİKLER
2007: Bahçeşehir Açıkhava Tiyatrosu Konserleri - Sezen Aksu, Ferhat Göçer, Mahşer-İ-Cümbüş
2008: Lumidee İstanbul Konseri
2008: Sir Speedy İstanbul Konseri
2008: Cultere Beat Çeşme Konseri
2008: Dolapdere Big Gang Çeşme Konseri
2010: Zeynep Dizdar İstanbul Konseri
2010: Suat Ateşdağlı İstanbul Konseri
2010: Nazan Öncel İstanbul Yılbaşı Konseri
2010: Nazan Öncel İş Sanat Konseri
2010: Demet Akalın Çeşme Konseri
2010: Chris Lawyer İstanbul ve Eskişehir Konserleri
2011: Duman İstanbul Yılbaşı Konseri - Green Park
2011: Ziynet Sali İstanbul Yılbaşı Konseri - Green Park
2011: Berna Öztürk İstanbul Konseri - Green Park

BELEDİYE FESTİVALLERİ
2007: Saray Festivali - Niran Ünsal
2007: Büyükkarıştıran Festivali - Niran Ünsal
2007: Keşan Festivali - Saroz Körfezi Açılışı
2007: 40. Tatvan Doğu Anadolu Fuarı Festivali - Hüner Coşkuner, Ceylan, Hüseyin Turan
2010: Bursa Kent Gönüllüleri Kampı Festivali - Murat Boz - Atiye
2012: 48. Uluslararası Tekirdağ Kiraz Festivali - Zülfü Livaneli, Hande Yener
2012: Lüleburgaz İlke Konserleri Serisi - Zülfü Livanel, Işın Karaca, Leman Sam

ÜNİVERSİTE FESTİVALLERİ

2010: İTÜ Bahar Şenlikleri - Pitbull, Kenan Doğulu, Sıla, Emre Aydın, Dj Burak Yeter, Badem, Redd
2010: İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü Bahr Şenlikleri - Badem, Redd

SOSYAL SORUMLULUK PROJELERİ
2011: 1. İstanbul Liselerarası Kısa Film Yarışması

EĞLENCE VE KÜLTÜREL MEKAN İŞLETMELERİ
2008: Taksim Club Escape
2008: Çeşme Ontur White Room Beach
2010: Airport Club
2010: Çeşme Dokuzbuçuk Disco

Açıkçası saymakla bitmiyor…

Ercan GÜNEŞ: Etkinlik şirketine entegre ettiğiniz diğer kuruluşlar konusunda bilgi verir misiniz?
Tayfun İKAN: Danimarka/Kopenhag’da bir merkezde ofisimiz var. Uluslararası bağlantılarımızı daha hızlı ve kuvvetli kılmak için... Danimarka’dan bir mail gittiğinde, Avrupa kurallarını belirleyen, Kopenhag kriterleri normları Avrupalıların daha çok güvenini kazanıyor. Danimarka’da festivaller yapmayı düşünüyoruz. Bunun için orada ofisimiz olması gerekirdi. Başta Danimarka’da ve Almanya’da, özellikle bu yazın Haziran ayında bir iki festival yapmayı planlıyoruz.

Orada yabancı işler yapacağız. Türk starlarından birkaç kişiyide götüreceğiz.

Gerçekleştirdiğimiz etkinlikler, festivaller, gösteriler, konserler, sinema projeleri, marka yönetimi ve sosyal sorumluluk çalışmalarıyla, ülkemizin kültür ve sanatına yönelik özel projeler üreten donanımı ile sektöründe yenilikçi ve öncü bir kuruluş olarak hizmet vermeye devam etmekteyiz.

Eğlence ve etkinlik endüstrisinde yeniliklerin öncüsü olma hedefi ile 2006 yılında çıkmış olduğumuz bu yolculuğa, 2014 yılında Kopenhag/Danimarka ofisi ile de dünya çapında bir şirket olma yolunda ilerliyoruz.

Faik YILMAZ

Faik YILMAZ
: İthalat ve ihracat sektöründe şu an 2 şirketimiz faaliyet gösteriyor. Daha fazla olarak yazılım ve internet reklamcılığı üzerine çalışıyoruz. Türkiye’de en büyük Instagram ve reklam profillerine sahibiz. Ayrıca internet reklamcılığında uzun süredir faaliyet gösteriyoruz. Hastane yazılımları yapıyoruz. Türkiye’de 70 hastaneye hizmet veriyoruz. Yurtdışında yine hastane yazılımları üzerine Bakü, Moskova ve Dubai'de şirketlerimiz mevcut.

Tayfun İKAN: Türkiye’de ki etkinlik endüstrisinin gidişatı çok kötü. Türkiye’de 3,5 milyon adet bilet satış grafiği oturmuş durumunda. 50 milyon doların üzerinde cirolar yapılıyor. Sadece bilet satış firmaları. Bundan %10 primle yaklaşık 5 milyon dolar prim kazanıyorlar. Bu paralar kazanılıyorsa bu sektör ölü bir sektör değil. Çok güzel bir sektör. Sponsorluğa ayrılmış 2016 bütçesi 2.7 milyar dolar. Türkiye reklamcılar derneğinin 4 hafta önce yaptığı açıklanan raklamlar bunlar. 2.7 milyar dolar. Nereye gidiyor bu para? Ve bu paranın %10’u yani 270 milyon doları sadece etkinlik ve açık hava konserlerine ayrılmış durumda. Kaç şirket var Türkiye’de? 4 tane sayamıyorsun bizimle birlikte. Bu sektörün aslında hareketli/dinamik olmadığı, bir taraftanda organizatör/promotör yetişmediğini gösterir. Bu işten para kazanan herkes Amerika’ya gidip Miami’lerde evler aldı, devam ettirmedi. Ama Amerika’da ki Jack & Jones’a 30 yıl geçmiş mail atabiliyorsun. Kendileri hala Madonna’nın menajeri. Ama banka hesabında 1 milyar dolar var. Bizde 10 milyon doları gören sektörü bırakıyor. Dolayısı ile sektörün çıkmazı bu. Devamlılığı yok. Devamlılığı olmayıncada kitle karşısında güvenini kaybediyorsun.

Ercan GÜNEŞ: Türkiye’de bir Tomorrowland ya da Ultra gibi bir müzik festivali olabilir mi?
Tayfun İKAN: Ultra Music zaten kıtalar arası oluyor. Asya kıtasına verildi. Amerika kıtasına verildi. Avrupa kıtasında zaten yapılıyor. Burada yani orta doğu ekseninden hareket edilerek bir Ultra Music yapılabilir.

Tomorrowland’ın Türkiye’de yapılması herkes tarafından konuşulan bir durum. Tomorrowland ilgimiz ve radarımızda. Tomorrowland ile ilgili özel bir dosya hazırladık ve kendilerine sunduk. Gayet olumlu ve ılımlı bir havada ilerliyor. Türkiye'ye bu festivali kazandırmaya çabalıyoruz.

Tomorrowland yapılır mı? Yapılır. Neden yapılmasın? Ama o karlılık var mı? Çünkü 20 - 25 milyon dolarlık bir operasyondan bahsediyoruz. Bilet satışı dahil bir çok şey senin kontrolünde değil. Ama tabii ki kazancı yüksek. Türkiye’de yapılması için birkaç yıl daha geçmesi gerekir. 2016 - 2017 çok erken tarihler Tomorrowland için.

Onun yerine biz kendi konseptlerimizi çıkartıp onlarıda yapabiliriz.

Ama Tomorrowland’cılarda gördüğümüz Türkiye’ye karşı bir ilgileri var. Ama orta doğudan çekiniyorlar. Yaklaşık 286 milyon insanın olduğu yerde Tomorrowland’ın olmasını istiyoruz dediler. Raporunu gönderdiler. Türkiye’de bu etkinliği yapabileceklerine inandıkları 3 promotör var. Tomorrowland’ı biz alabiliriz. Almakta isteriz.

Sadece bilet satış kategorisi olarak 19 tane açıyorsun.

Faik’in Nevşehir’de otelleri var. İş yapmasa kapatırdı. Terör olayları yanlış bilgiler hep.

Lübnan’da gece hayatı Avrupa’yı geçmiş durumda.

Eğlence hayatı hiç bir şekilde savaş dinlemez. Bu etkilemez. Ekonomik kriz bile etkilemez. 2008’de Amerika battığında organizasyon piyasasının en hareketli dönemiydi. Etkilenen tek şey devamlılığın olmaması. Türkiye gibi ülkelerde devamlılık yok. Maalesef... Amerika’da bir şirkete bakıldığında tarihi 20 yıllık. Aynı marka, aynı isim, aynı ortaklar. Türkiye’de bak, kalıcı bir marka yok.

Ercan GÜNEŞ: Türkiyede’ki katılımcılara, bilet fiyatlarına nasıl bakıyorsunuz?
Tayfun İKAN: Şimdi yabancılar Avrupa’da konsere çıkacakları zaman önce İngiltere, Almanya, Fransa gibi ülkelere önceliği koyuyor. Kalan kırıntıları Türkiye gibi ülkelerde yapıyorsun. Fiyatları Türkiye’ye yüksek veriyorsun. Türkiye fiyatı farklı, o yüzden biletler böyle. Fiyat farkını anca bilet satışı ile kapatabilirsin. Sponsorlarda artık yeni yeni elektronik müzik ve bu tip festivallerde bizde burada olmalıyız dediler. Son 2 yıldır elektronik müziğe baya ilgi var. 2016 yılında bizimle birlikte çok hareketlenen bir piyasa var. Ölmüş bir piyasayı dinamik hale getirdik. Şubat’ta bile 2 iş yaptılar. Dinamizm getirdik.

Bizim hedefimiz 3 ortak olarak söylediğimiz sözlerin 23 Ocak’ta altını doldurmak istiyoruz. Diğer konuşulan her şey ise sonra gelişecek. Bizim ortak hedefimiz şu; Türkiye müzik endüstrisini, eğlence endüstrisini yozlaşmışlıktan kurtarmak. Amaç sadece bilet paralarını alıp sahneye DJ’i çıkartıp 2 saat sonra evinize gidin demek değil. O 2-3 saatlik zaman zarfında Yellow Claw etkinliğinizde de yaptığımız gibi başka bir dünyanın içerisine sokmak. Ki burada Space konsepti yani uzay konseptinden gideceğiz. Başka bir gezegenin içerisine koyacağız insanları. Bir saniye ritmi düşürmeden, sürekli coşkuyla dans ettireceğiz. Ve biz bunu kanıtladık zaten. 2.sinde çok daha büyük geliyoruz. Bizim hedefimiz paramızı kazanıp kenara çekilmek değil. Biz direk müzik endüstrisinin yozlaşmışlığını ortadan kaldırmak için hareket ediyoruz.

Dubai’den dahi davet alıyoruz…

Ercan GÜNEŞ: Motto Space kaç kişilik bir ekipten oluşuyor?
Tayfun İKAN: Motto Space olarak 3 ortak, 10 sabit personel ve 1.100 temsilci ile hizmet veriyoruz. 8 Ocak’ta bir tanışma partiside düzenledik.

Ercan GÜNEŞ: İleriye dönük hedefleriniz ya da hayalleriniz neler?
Tayfun İKAN: Türkiye’den bir tane star çıkartıp, uluslararası arenada boy göstermesini sağlamak. Bunu yapabilen neredeyse kimse olmadı. Bir DJ çıkarmak istiyoruz.

Dünyanın en büyük Rock festivallerini yapmak istiyoruz.

Biz teknoloji, etkinlik ve sosyal medya üçlemesini bir araya getirip bir konsept yapmayı planlıyoruz. Bir kaç yıl içerisinde bunu gerçekleştirmeyi istiyoruz. 20 Mayıs’ta Türkiye’nin en büyük etkinliğini düzenlemeyi planlıyoruz.

Dokunmatik ekranlı DJ kabinlerinin olduğu, Türk ve yabancı DJ’lerin hiçbir hoparlör sistemine gerek kalmadan çaldıkları... Bunu Hollanda’da ve Çek Cumhuriyeti’nde bir fuarda görmüştük. Ve onu dünyada uygulayan çok yer yok. Adımını attığın yerde renklerin ledler içerisinde parladığı konser ambiyansı.. Asfalt zeminin olmadığı. Tişörtünde QR kodun olduğu, biletlerin bu sayede okunduğu, giriş ve çıkışta hiçbir sıkıntı yaşamadığın bir konsept. En büyük problemde bileklikten kaynaklı oluyor. Takıyorsun, çıtkı mı yandın. Bu yeni sistemin patentini aldık. QR koda sponsorların kodlarınıda entegre ederek çok büyük bir yenilik fikri ile geliyoruz…

Ercan GÜNEŞ: Son olarak söylemek istediğiniz bir şeyler var mı?
Tayfun İKAN: Uzun vadeli olarak gerçekleştirmek istediğimiz tüm planlar için hareket ediyoruz. Maddi ve manevi tüm her şeyi ortaya koyuyoruz. Sponsorlarımız dahil herkesi bir çatı altında topluyoruz. Çünkü şunu çok net gördük. Üzerimizde çok büyük bir sorumluluk var. Sektörün lider firması olduk, daha ilk işlerimizle. Liderlik zordur. Zirvede kalmak zordur. Ve yalnızsındır. Bütün sponsorlar dahil tüm herkes bizden çok kaliteli iş bekliyor. Bu sorumluluğu taşımak kolay bir iş değil. 1.100 tane temsilci ve onların etrafındaki insanlarla birlikte müşteri kitlemiz bütün gençlerin konuştuğu kişiler. Sorumluluğumuz ağır. Hiçbir olumsuzluğun olmadığı bir etkinlik yapacağız yine. Ticari olarakta kazanımlarımızı, beklentilerimizi aldığımız şekilde görürsek çok daha büyük şeylerle devam edeceğiz. Çünkü bizim için motivasyon olacak.

Destekleyicilerimize, sponsorlarımıza teşekkür ediyoruz. Birlikte hareket ettiğimiz değerli kurumlar. Ve markalarının özleşim kurabilecekleri konseptleri beraber tasarlıyoruz ki onlarda ticari olarak ve sosyolojik olarak kazanmış olsunlar. Reklamlarınada bir katkı olmuş olsun.

Türkiye’de de çok ciddi bir genç nüfus var. Bu genç nüfus Avrupalıların bile hayalinde. Bunlara verilen kötü etkinliklere son vermeye çıktık biz. Bu yüzden herkesin ilgisini çektik. Emin olsunlar ki Motto Space Türkiye’de yaptığı her etkinliği ertesi gün tıpkı Yellow Claw’da da olduğu gibi, tıpki Smash The House’da da olacağı gibi, yine 26 Şubat’ta olacağı gibi teşekkürlerle kapatacak ve parasının karşılığını almış insanları görmek bizi daha çok motive edip mutlu edecek. Ve ailelerde rahat olsun. Genç kitle bizim bulunduğumuz ortamda. Biz her şeyden önce onların abileriyiz. Onlara gelmiş en ufak bir zarar, bize gelmiş gibi olur. 10 tane güvenlik değil, 40 tane güvenlik koyuyoruz biz ve her türlü başlarında duruyoruz. Çocuklar birbiri ile kavga etmeden eğlenerek, dans ederek, etkinliği tamamlamış ve evine gitmiş oluyor. Biz bir çok ailenin telefon açıp sizden çok memnunuz, herkes sizi konuşuyor. Oğlum çok mutlu dediği oluşumuz. Bu oluşumun ekstra manevi yönü var. Biz her şeyin bilincindeyiz. Herkes rahat olsun. Türkiye’yi müzikal anlamda dönüştüreceğiz. Etkinlik sektörü anlamında dönüştürürkende hak ettiği gelişmiş ülkelerin ilerisindeki etkinlikleri yaşatacağız onlara. Ve aynı paralarla. Normal bir organizasyonun içerisinde harcanan para ile bizim harcadığımız aynı. Fazla para harcamıyoruz biz. Farklı bir zekada olduğumuz için aynı para ile daha kaliteli bir etkinlik yapacağız. Çok daha kaliteli..

Önce Vatan Gazetesi’ne de bizimle bu röportajı gerçekleştirdikleri için teşekkür ediyoruz. İyi bir oluşumsunuz. Güçlü bir yapınız mevcut. Cumartesi günkü etkinliğimiz için 2 tane haber çıktı ve ciddi anlamda ilgi çekti. Geçen seferde Yellow Claw’da da bizi desteklediniz. Biz bundan çok memnunuz. Hedef kitlemizin takip etmediği bir yer gibi gözükebilirsiniz ama tam tersiymiş. Onuda biz öğrenmiş olduk. Hedef kiltemizin takip ettiği bir oluşumsunuz. Mutluyuz. Her zaman ki gibi bir çok önceliği size vereceğiz.

Emir TURACIKErcan GÜNEŞ: Emir bey bize biraz yaptığınız işlerden bahseder misiniz?
Emir TURACIK: Öncelikle bizim kendi sosyal medya gücümüz var. İnternet alanında yapmış olduğumuz bir çok işlerimiz var. Sosyal medya tarafında da Türkiye’nin en büyük sayfaları bize ait. İnci Caps, Şiir Sokakta, Sizden Gelenler, Turkish Super Cars, Türkiye’nin en büyük araba sayfası gibi. Toplamda 5 milyon kişiye ulaşıyoruz. Bunların haricinde 12-13 tane daha sayfamız var. 1 yılı aşkın bir süredir özellikle Instagram’da sosyal medya işleri yapmaktayız. Sosyal medyanın en güçlü olduğu alanda. Bu sayfaların büyütülmesi ve bu sayfalara reklam verenler ile iletişimini sağlıyoruz. Aynı zamanda da uygulamalar geliştiriyoruz. Şu an WhatsOnline diye bir uygulamamız var mesela. Açıldığı tarihten bu yana yani 10 gün içerisinde 500 binden fazla indirilen bir uygulama. Şu an Türkiye pazarında. Şimdi bunu yurt dışınada açıyoruz. Almanya başta olmak üzere geliştirmeler yapıyoruz. Yeni reklamlar verip, diğer ülkelerde de çıkmaya başladık. Kısa bir süre içerisinde diğer ülkelerde de iyi yerlere gelecek. Ve toplamda 10 milyon kullanıcı hedefimiz var.

Ercan GÜNEŞ: Motto Space için ne gibi başka çalışmalar yapıyorsunuz?
Emir TURACIK: Motto Space’in sosyal medya çalışmalarını biz yönetiyoruz. Gelecek olan sanatçıların kısa videolarını yani Instagram’a koyabileceğimiz 15 saniyelik videolarını buradan paylaşacağız düzenli olarak. Ayrıca gelecek olan sanatçıların bazı viral reklamlarını sayfalarımız üzerinden yapacağız. Katılımcılarda merak ve beğeni uyandırıp o konsere katılmasını sağlayacağız.

Sosyal medya gücü, son zamanlarda en hızlı Türkiye’de ve hatta tv haberlerinden bile daha hızlı yayılabilecek bir güce sahip. En hızlı haberleşme yolu sosyal medya.

Motto Space'e 1-2 ay önce dahil oldum. Son zamanlarda katıldığım konserlerle bizimde böyle bir şey yapabileceğimizi uyandırdı bana. Elimizdeki o genç sosyal medya kitlesini kullanarak, büyük bilet satışlarını yapacağımızı düşündürdü bize. Hani yazılım işi ilede uğraştığımız için. Burada özellikle bilet satışlarını arttıracak, bilet satış ekibini yani Motto Players denen kitleye daha hızlı anketler yaptırıp, hangi sanatçıyı getirelim, hangi tarih sizin için uygun, hangi konser alanını daha çok beğeniyorsunuz gibi bir data toplayıp çok daha doğru insanları getirip, doğru yerlerde etkinlik yapmayı planlıyoruz.

Bu alana girmemizin en büyük sebebi bizde müziği çok seviyoruz.

Amacımız her zaman top DJ listesindeki isimleri getirmek.

Bu 23 Ocak ve 26 Şubat konserlerimiz aslında bir deneme. Kendimizi daha iyi görüp, eksiklerimizi tespit edip, tecrübe edeceğiz. Ondan sonra daha büyük konserleri getirme peşindeyiz.

Bu zamana kadar Türkiye’de yapılan etkinliklerde, etkinlik şirketleri kendi kar amacını güderek bir şeyler yapmaya çalışıyorlar. Ve bundan doğan sıkıntılar oluyor. Biz ise 16 sektörde iş yapıyoruz. Bu sektöre girmemizin asıl amacı bu sektörde bir kalite oluşturmak. Gerçekten insanların eğleneceği, para için değilde etkinlik sektörüne kalite katmak için.

InstaAgent adlı bir uygulama yapmıştık. Oda 10 gün içerisinde 1,5 milyon indirildi ve 16 ülkede top listesinde 1. sıradaydı. O uygulama sansasyon etkisi yarattı. Kahve falı uygulamamız, uygulama mağazalarında yerini aldı. Daha bir çok mobil uygulamamız mevcut.

Özet olarak bizim çalıştığımız bir çok sektör var. Güzel isimleri Türkiye’ye getirmek, ilkleri yapmak amacımız. Kar amacı tabii ki güdüyoruz ama 2 kat daha fazla güvenlik kullanıyoruz. Ve organizasyon işlerine yeni bir boyut getiriyoruz.