"Rising Star ve O Ses Türkiye’de okuduğu şarkılar ile jüriyi kendine hayran bıraktıra Ünlü Sanatçı Fırat Erek yakında single bir albümle sevenlerin karşına çıkmaya hazırlanıyor " 

Yol Arkadaşım ! 

2007 yılının temmuz ortalarıydı. Küçükçekmece sahilinde "Roza" adlı tatlı ve salaş bir mekanda haftanın 6 günü sahne yapıyordum. Bir gün bana eşlik eden piyanist arkadaşım bana telefon açarak, çok hasta olduğunu, gelemeyeceğini söyleyince bende yana yakıla yerine bir piyanist aramaya koyuldum. Cumartesi günü olduğundan dolayı bütün müzisyen arkadaşlar genellikle hafta sonları dolu olurlardı. Uzun bir uğraşın ardında çok şükür bir arkadaşımın vasıtasıyla o gün bir piyanist bulduk. Sahneden bir kaç saat önce bir araya geldik tanıştık ve akşamına eşlik etti bana. Yüreğime o kadar işledi ki notalara dokunuşu abi dedim ve hep abim oldu.

Sevgili Fırat Erek' ten bahsediyorum. Yol arkadaşım, Can dostum, Abim...

Birlikte çok sahneler yaptık. Bir çok mekanda çalıştık. Çok şeylere göğüs gerdik. Hatta günü geldi sahne aldığımız yerlerden iş olmadığı için yevmiyelerimizi paylaştık.

Bir keresinde bana gelmişti. "Mehmet ali ben bir müzik yaptım ama sözleri yok buna söz bulabilirmisin ? " dedi. O esnada bende ütü yapıyordum. "Aç abi" dedim ve dinledim. Bu bir ayrılık şarkısı, ismi "Hoşcakal" olsun dedim ve orda hemen sözlerini yazdım. Tabi sadece "Hoşcakal" değildi birlikte yaptığımız besteler. Gümbür gümbür, Akdeniz gözlüm,Bağışla beni, Hüzün sokağı ve son olarakta Yürek sızım daha niceleri.

O kadar güzel bir yüreği var ki asla "hep ben" demez. Maneviyatı resmen kalbine işlemiş ve "biz" der...

Onunla ne zaman dertleşsem huzur bulur yüreğim. Çünkü sohbetlerimiz hep maneviyatla ilgili. Zamanın ne kadar hızlı bir o kadar da değerli olduğunu, kısa denilen ömür yolculuğunda,ardımıza nasıl güzel şeyler bıraka biliriz diye konuşuruz. 

Koskoca 35 yılını vermiş sanata Fırat erek. Gelin birlikte  zamana yolculuk yapalım ve tanıyalım kendisini.

Piyano benim ilk oyuncağım oldu 

Ocak ayının 11' de 1973 senesinde İsranbul Yedikule de dünyaya geldim. İlk öğrenimimi, Yedikule İlk öğretim okulunda, orta, lise eğitimimi ise Yedikule lisesinde tamamladım. Müziğe olan merakım İlk okul yaşlarında başladı.

Tabi öncesi de var. Benim rahmetli babam Müzisyendi. bağlama ve ud çalardı. Bazı geceler türkü gecesi, bazı geceler ise Sanat müziği gecesi yapardı. Müzikle ilk tanışmam Babamın bana aldığı oyuncak piyano ile oldu. O piyano benim sürekli baş ucumda dururdu. Okulda yapılan etkinliklerde ise öğretmenlerim beni seçerdi. 


Gökhan Semiz benim Çocukluk Arkadaşımdı 

Çocukluğum, Grup Vitaminin kurucusu olan ve 17 Ocak 1998 de elim bir trafik kazasında yitirdiğimiz Rahmetli Gökhan Semiz ile birlikte geçti. Aynı mahallenin Çocuklarıydık. Yediğimiz, içtiğimiz ayrı olmazdı. Müziği çok sevmeme ve heves etmeme o vesile olmuştur.

Çeşitli  Musiki cemiyetlerinde o ud dersi alırdı, ben ise piyano dersi. Bizim bir arkadaş grubumuz vardı. Okul sonrası hep bir araya gelir, akşama kadar birlikte gezerdik. Hep birbirimize tabir-i caizse eşek şakaları yapardık. Malesef hayat o kadar acımasız ki sevdiklerimizi elimizden alıyor zamansız. Burda Rahmetli Müzisyen Murat Çilli kardeşimide anmak istiyorum. Çünkü onlar benim gerçekten hayatıma çok değer katmış insanlar. ALLAH ikisine de rahmet etsin. 

Hem annemiz hemde babamızdı ! 

Rabbim uzun ömürler versin Annem yaşıyor ama Babamı 1998 yılında kalp yetmezliği sonucu malesef 49 yaşında kaybettik.  Rahmetli babam her zaman "oğlum" derdi "Gerine güzel şeyler bırak " Tabi çocuktum anlamıyordum ne demek istediğini. Lakin büyünce anladım. Biz iki kardeşiz birde benim canımın içi kız kardeşim var. Bizi gerçekten güzel yetiştirdiler.  Annem hala üzerime titrer oğlum der başka bir şey demez. Rabbim onu bize bağışlasın. Babamın ölümünden sonra Hem Annemiz hemde Babamız oldu. 

Çocuklarımda benim gibi 

Onur ve Uğur adında iki erkek evladım var.onları çok seviyorum ve onlara çok düşkünümdür. onlarla hiç baba oğul ilişkimiz olmadı daha çok arkadaş gibiyizdir. gurur duyuyorum ikisiyle de babalarının yolundalar. En büyük olanı Onur davul çalıyor. Uğur ise bas gitar. Hatta Grupları bile var. 

Menajerliğimi eşim yapıyor 

2021 senesinde ikinci baharımı yaşadım. Müstakbel eşim Özlem ile  2014 senesinin sonunda tanışıp 7 sene bir birliktelikten sonra hayatlarımızı sonsuza dek birleştirme kararı aldık. ve bu zaman zarfı içinde hep benim yanımda oldu. Şuanda da Menajerliğimi yapıyor. 

Jüri üyeleri hayran kaldı ! 

Rising Star ve O ses Türkiye gibi ses yarışmalarına katılıp önemli dereceler elde ettim. Hiç unutmam bütün yarışmacılar çıkıp  performanslarını gösterdiler. Ben ise en sona kaldım. Tamam dedim bitti bu iş. Oy filanda alamam kesin o duvarı kaldıramam dedim. ama işte ALLAH o kadar büyük ki o dönemin bütün juri üyeleri Mustafa sandal, Gülben ergen, Mfö grubunun solisti Fuat,Murat Boz " Eşkiya dünyaya hükümdar olmaz "  performansıma hayran kaldılar ve hepsi bana döndü. O gece ve ertesi gece bütün ana haberler de ve Sosyal medyada yer aldım. 

İkinci Canlı performansım da ise " Gönül yareler içinde" eserini okudum. Sağolsun Rafet el roman benim bu performansımı çok beğenmiş bir arkadaşın vasıtasıyla bana hem başarı dileklerini hemde Uğur getirmesi açısından şapkasını ve yeleğini göndermişti. Tabi yarışmada üçüncü oldum. Daha sonra Menajerliğimi yapan eşimin ısrarıyla O ses Türkiye ye de katıldım.  Yıldız Tilbe'nin  takımındaydım. Orda ise üçüncü turda elendim. Aslında burda amaç elenmek filan değil. Önemli olan yarışma sana ne kattı ve sen yarışmada ne aldın? Bu çok önemli. Benim için gerçekten çok güzeldi. İyikide katılmışım diyorum.

  

Cüneyt Arkın'ın filminde oynadım 

1982 senesinde Rahmetli Cüneyt Arkın hem yönetmenliğini hemde başrol oyunculuğunu üstlendiği "Kanije kalesi" filmin çekimleri için Yedikule zindanlarında geldiler. O dönem arkeolog olan Rahmetli amcam sayesinde zindanların içinde çekilen sahnelerin bir kısmında bende efsane ile aynı filmde oynama şerefine nail oldum.. sanata olan merakım ve hevesim o zamanlara dayanıyor muş demek Unutulmaz bir anı oldu benim için.

Ardından yine 2013 senesinde "Kurt Kan" adlı bir sinema filminde Papa 7. Gregory rolünü üstlendim. Hepsi çok güzel projelerdi. 

Sürpriz bir projemiz var 

Çok Yakında sevenlerimize sürprizim olacak. Single bir çalışma ile bomba gibi geliyoruz. Malasef artık albüm çıkarmak pek o kadar da tüketilmiyor. Çünkü her şey artık dijital platforma döndü. Bizde artık piyasaya göre hareket ediyoruz.

Güzel bir şarkı ve güzel bir klip yetiyor artık.