AYDIN - Aydın İstasyon Meydanı'nda partisinin düzenlediği mitingde halka seslenen Cumhurbaşkanı adayı ve HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, cumhurbaşkanının her kesimi kucaklayan, sorunlara kulak veren bir kişi olması gerektiğini belirtti.

Tüm halkın cumhurbaşkanlığı koltuğuna oturacak kişi için, "İşte benim cumhurbaşkanım" diyebilmesi gerektiğine işaret eden Demirtaş, cumhurbaşkanının herkese eşit mesafede durabilmesi gerektiğini aktardı.

"Halkın başkanı olacak kişinin halk gibi kaygılanmasının şart" olduğunu vurgulayan Demirtaş, konuşmasında şunları söyledi:

"Öyle bir cumhurbaşkanımız olsun ki, bir başörtülü kadın hor görülüp hakaret görürse onun yanında olsun. Nerede bir Alevi hakarete uğrar, cemevine sokulmazsa Alevi'nin yanında olsun. Öyle bir cumhurbaşkanımız olsun ki, herkesin içi, yüreği rahat olsun. Herkes, 'İşte benim cumhurbaşkanım' diyebilsin. Yeterince devlet adamı var zaten. Kendinin, etrafındakilerinin çıkarını düşünen, gece gündüz koltuk hayali görüp koyacak yer bulamayacak kadar para biriktirenler var. Bize bir halk başkanı lazım. Cumhurbaşkanlığı seçimi bunun fırsatıdır."

Demirtaş, hedeflerinin barış ve kardeşlik dolu bir Türkiye olduğunu, bunun gerçekleşmesi durumunda kazanmış olacaklarını ifade etti.

Çankaya koltuğunda oturacak kişinin Türk ya da Kürt olmasının fark etmeyeceğini kaydeden Demirtaş, "Kürt'lükten, Türk'lükten önce insan olması lazım. Dürüst olması lazım, namuslu olması lazım. Halktan yana, vicdanı olması lazım. Eğer bu düşünceler, bizim bu kardeşlik mesajımız Türkiye'nin dört bir tarafında, yüreklere nakşedilirse, inanın ki biz kazanmış olacağız. Koltuktan daha kıymetli bir şeyi kazanmış olacağız. Bizim için Çankaya sevdasından daha büyük bir sevdaya ulaşmış olacağız ve o zaman kardeşlik ve barış dolu bir Türkiye yaratmış olacağız. Bu bizim için bin tane Çankaya koltuğundan kıymetlidir" diye konuştu.

"Bütün devlet onun olmuş, ülkeye el koymuş"

Konuşmasında cumhurbaşkanı adayı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ı eleştiren Demirtaş, seçim sürecinde adaletli bir yarışın olmadığını ileri sürerek şöyle devam etti:

"Bütün devlet onun olmuş, ülkeye el koymuş. Gözünü toprak doyursun senin ya. Daha nereye götüreceksin? Biz sizin yaptığınız kuruş kuruş bağışlarla bu kampanyayı yürütüyoruz ve kim ne kadar bağış yapmış toplam her gün açıklıyoruz. 'Para bu kadar' diyoruz, 'Harcadığımız bu kadar, şuralara harcadık' diye her gün bunları açıklıyoruz. Beyefendi kendi hesaplarını gizli tutuyor. 'Açıkla' diyoruz, senin cumhurbaşkanlığı kampanyana ne kadar yatmış? Açıklayamıyor çünkü biliyoruz ki her ilde valiler iş adamlarını çağırıyor. Tek tek çağırıyor makamına. 'Git' diyor, başbakanın hesabına bağış yap. İşte zorunlu bağış toplatarak kendi kampanyasını, kasasını güçlendirmeye çalışıyor. Bakın ihtiyacı olsa anlarım. Parasız, pulsuz olsa anlarım. Ya parayı koyacak yeriniz yok. Artık dolarları, avroları sığdıracak yeriniz kalmadı. Halen kampanya adı altında iş adamlarından zorla bağış topluyorlar. Bizler kendi halkına cebindeki parayı açıklayamayan bir kişiyi nasıl halk başkanı yapacağız?"