İSTANBUL - Partisinin il başkanlığınca Abdi İpekçi Spor Salonu'nda düzenlenen bayramlaşma törenine katılan MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Türkiye'nin ateşle çevrili bir coğrafyanın ortasında olduğunu söyledi.

Türk İslam aleminin sürekli kan kaybettiğini, tehditlerin sürekli derinleşip genişlediğini dile getiren Bahçeli, şöyle devam etti:

"Masa başında Türklüğe ve Müslümanlığa idam hükmü yazanlar vicdansızdır, ahlaksızdır. Yaşadığımız onca hadise ve şahit olduğumuz kanlı vaka, küresel operasyonların bölgemizdeki yeni tezgahıdır. Sahnelenen acıdır, gösterime giren vahşettir, ısrarla gündemde tutulan parçalanma ve bölünme projesidir. Dört parçalı Kürdistan ihalesi yapılmış, küresel ve bölgesel terör işletmecileri faaliyete koyulmuştur. Silahlı terör çeteleri, yüce dinimizi istismar eden ölüm taburları geleceğimizi perdeleme amacındadır. Dünyanın su ve enerji varlıklarına ulaşmak isteyen sömürgeci güçler, Kuzey Afrika'da, Ortadoğu'da ve Asya'nın stratejik noktalarında kiraladığı canavarlar eliyle kaos üretmektedir. Anlaşılan odur ki petrol bitmeden felaketler son bulmayacaktır, gaz tükenmeden, sular kesilmeden, iblis durmayacaktır. İslam toplumlarının günahkar ve nefislerine teslim olmuş yöneticileri tövbe etmeden, pişmanlık duymadan küresel vesayet hız kesmeyecektir."

Milyarlarca insan demokrasi ve özgürlük için çileye katlanıyor

Küresel fitne kampanyasının Türk ve İslam alemine diş bilediğini, Afrika'dan Asya'ya kadar milyarlarca insanın hayatta kalma, haysiyetli bir ömür sürmek için çırpındığını vurgulayan Bahçeli, insanların bir dilim ekmek, bir parça özgürlük ve demokrasi için çileye katlandığını söyledi. 

Bahçeli, şunları kaydetti:

"Terörizm, içinde bulunduğumuz bereketli toprakları sömürmenin, sınırları değiştirmenin, insanları birbirine düşürmenin, huzuru biçmenin bahanesi olarak kullanılmaktadır. Küresel güçler tarafından önce şiddet çıkartılıp, sonra da şiddetle mücadele ediyor görüntüsü altında olmadık oyunlar tertip edilmektedir. IŞİD maşası, PKK ve PYD caniliği bu kapsamda ele alınmalıdır. Bugün karşımıza çıkan tehlikeleri sadece günümüzün şartlarıyla yorumlamaktan kaçınmak durumundayız. Aslında yaşananlar tam bir hesaplaşmadır. Tükenmemiş husumetlerin, unutulmamış yenilgilerin hesabı sorulmak istenmektedir. Fakat unutulan bir şey vardır, o da Türkiye'nin AKP'den ibaret olmadığı gerçeğidir. Türk milleti biçilen kefeni yırtacak güçtedir. Türk milleti teslimiyeti ezecek azim ve yeterliliktedir. Türk milleti işbirlikçilerden ibaret değildir."

Mustafa Kemal'in mirası size zimmetli

Bahçeli, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Başbakan Ahmet Davutoğlu'nu eleştirerek, "Bugün kurtuluş yıl dönümü olan İstanbul'un esaretine tahammül edemeyerek, işgalcilere 'Geldikleri gibi giderler' diyerek, Anadolu'da bağımsızlık meşalesini yakan Mustafa Kemal'in mirası size zimmetlidir. Bu vatan sahipsiz değilidir. Türkiye'yi tekrar istikrara, esenliğe kavuşturmak durumundayız" şeklinde konuştu. 

IŞİD terör örgütü 

Devlet Bahçeli, Türkiye'nin çok riskli, çok sıkıntılı ve çok aktörlü vahim bir dönemin, çözülmesi zaman alacak çok değişkenli bir denklemin ortasında bulunduğunu vurgulayarak, şöyle devam etti:

"Sınır güvenliğimizin denetim ve dengesi bıçak sırtındadır. Türk milleti ve komşu ülkeler barbarların, barış ve insanlık katillerinin hedefindedir. Bölgesel ayak oyunları anormal bir seviyededir. Çevremizdeki ülke ve coğrafyalar ateşin, asayişsizliğin ve anlaşmazlığın merkezindedir. Bekamıza dönük tehditler gittikçe büyümekte, her geçen gün kökleşmekte, günbegün katılaşmaktadır. Sınırlarımızın hemen dibinde IŞİD, PKK, PYD ve farklı terör örgütleri kümelenmiş ve değişik alanlarda konuşlanmıştır. İnsan canından geçinen katiller, sınır güvenliğimizi ve millet varlığımızı aşırı ölçüde riske sokmaktadır."

IŞİD terör örgütünün, Suriye'nin Rakka ve Halep şehirlerinden Irak'ın Tıkrit ve Samarra kentlerine kadar uzanan geniş bir alan boyunca kan döktüğünü ve Irak'ın üçte birlik bölümünü, Suriye'nin önemli yerleşim birimlerini ele geçirdiğini belirten Bahçeli, "Mazisi çok eski olmayan bu örgütün bir yıllık zaman zarfında bu kadar büyük bir kuvvete ulaşması elbette ayrı bir incelemenin konusudur. Evvela şunu ifade edeyim ki, IŞİD'i doğuran, besleyen ve teşvik eden sebepler zinciri doğru ve detaylı analiz edilmeden atılacak her adım boşlukta kalacaktır" dedi.

Bu itibarla IŞİD ve benzeri örgütlerin kaynak ve zemini kurutulmadan, militan ve lojistik kanalları kesilmeden, bunlara karşı yapılan ve yapılması düşünülen her saldırının ters tepeceğini aktaran Bahçeli, hatta hava harekatı destekli kara operasyonunun bölgenin sosyolojik, kültürel ve siyasal yapısını tümden bozabileceğini, Ortadoğu'yu cehenneme çevireceğini söyledi. 

IŞİD mezhep çalkantısının ibretlik bir sonucudur

IŞİD'in Suriye ve Irak'ta 20-31 bin 500 arasında militanı bulunduğunu ve bu örgütün rejimlere meydan okumasının, bunun yanı sıra devlet kurup halifelik ilan etmesinin etnik ve mezhep çalkantısının ibretlik bir sonucu olduğunu ifade eden Bahçeli, şunları kaydetti:

"Ayrıca BOP'u anlamadan, küresel senaryoları kavramadan ve bölgesel çıkar kavgalarının seyrini tahlil etmeden IŞİD'i bitirme çabaları akla ve gerçeğe aykırıdır. Şimdi Cumhurbaşkanı Erdoğan 'Bizim için IŞİD neyse PKK da odur' demektedir. İlk bakışta bu açıklama oldukça isabetlidir. Fakat Erdoğan ikili oynamaktadır. Bir dediği diğerini tutmamaktadır. Çünkü inandırıcılığı kalmamıştır."

Başbakan Davutoğlu'nu eleştiren Bahçeli, şöyle devam etti:

"Davutoğlu, örtülemeyecek yanlış ve sakat açıklamalara imza atmaktadır. Bir değerlendirmesinde, 'TSK’nın Kobani'ye girmesi halinde Türkmenler de haykırsa, bizi niye kurtarmıyorsunuz diye, oraya da mı girelim?' sorusunu sormuştur. Evet Davutoğlu, gerekirse oraya da gireceksiniz, lazım gelirse soydaşlarımızın varlık haklarını korumak amacıyla ne gerekiyorsa yapacaksınız. Bunun milli, tarihi ve kültürel bir mecburiyet olduğunu da iyi bileceksiniz. Türkmen kardeşlerimiz toplu infazlara kurban giderken, Türkmeneli unutulmuşluğa havale edilmişken, Başbakan ve yandaşlarının Kobani düdüğü öttürmesi, bölücülere yardım eli uzatması millet iradesine hakarettir."

Bahçeli, muhtemel saldırı ve tahriklere karşı, Türk askerinin elini kolaylaştırmak, Türk milletini olası kayıp ve mütecaviz dalgaya karşı güvenceye kavuşturmak, Süleyman Şah Saygı Karakolu'ndaki Mehmetçiğin yalnız bırakılmaması, Türkiye'nin bekasını gözetmek, sınırları emniyete almak gibi nedenlerle tezkereye "evet" dediklerini anlattı. 

Atatürk'ün partisini PKK hizasına nasıl düşürdüğünü tez elden açıklamalıdır

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'na da seslenen Bahçeli, "Bizim milliyetçiliğimizi eleştirmeye kalkan CHP liderine tavsiyem; mahcup olacağı, yüzü kızaracağı, altından kalkamayacağı konulara çok fazla girmemesidir. CHP lideri, milliyetçiliğimizle ilgili polemik yapacağına, bölücülerin talep ve dayatmalarına nasıl alkış tuttuğunu, Atatürk'ün partisini PKK hizasına nasıl düşürdüğünü tez elden açıklamalıdır" dedi. 

Türkiye'ye sığınanların sayısının 1,5 milyonu aştığını söyleyen Bahçeli, bu kişiler için 4,5 milyar dolar harcandığının Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından açıklandığını dile getirdi. 

Bahçeli, komşu coğrafyalarda yaşanan vahşetten kaçanlara kapıları açmanın insani, vicdani ve tarihi sorumluluğun bir parçası olduğuna işaret ederek, şöyle konuştu: 

"Türkiye'nin demografik yapısı, sosyal, ekonomik ve siyasal dengesi, bu kadar büyük çaplı mülteci akınını kaldıramayacak düzeydedir. Sınırlarımız enkaz yığınına dönmüş, Türkiye ilave külfetlerin altına girmiştir. Vatanımıza gelen kalabalık grupların bir kısmı, geçici barınma merkezlerinde ve konteyner kentlerde misafir edilirken, çoğunluğu da ülke geneline kontrolsüzce dağıtılmaktadır. Hükümet, Suriye ve Irak kaynaklı mülteci hareketlerine çok hazırlıksız yakalandığından, süreci yönetmekte zorluk ve acziyet içindedir." 

Öncelikle düşünmemiz gereken 77 milyon Türk vatandaşıdır

Devlet Bahçeli, kardeşlik ve dostluk hukuku gereğince darda kalanlara yardım eli uzatmanın insani ve İslami bir vecibe olduğunu ancak bunun bir sınırı olması gerektiğini anlatarak, "Öncelikle düşünmemiz gereken 77 milyon Türk vatandaşıdır. Bu yüzden, Türkiye göç dalgasını tersine çevirecek politikaları süratle planlamalıdır. Tüm mülteciler Türkiye-Suriye sınırında derinlemesine tesis edilecek güvenlik kuşağında emniyete alınmalı, ülke geneline yayılanlar periyodik olarak buraya taşınmalı ve yönlendirilmelidir" değerlendirmesinde bulundu. 

Bahçeli, IŞİD-PKK-PYD ile savaşmak amacıyla sınır ötesine geçenlerin bir daha Türkiye'ye alınmamasını isteyerek, şöyle devam etti:

"Sözde Kobani için gidenler, manen vatandan kaydını sildiren, sildirmesi gereken yersiz yurtsuzlardır. Başka ülkelerin toprakları uğruna mücadele etme tercihinde bulunan şiddet yanlılarına, Türk vatanında artık yer yoktur. Kürt kökenli Suriyelilere kucak açılmasını görmezden gelen nimet bilmeyen vatansızlar, geçen günlerde Türk askerini taş yağmuruna tutmuşlardır. HDP'nin bir kadın milletvekili de namertçe taş atanların arasında boy göstermiştir. İşte yeni Türkiye budur. Atılan taşlar yalnızca askerimize değil, Türk milletinin tamamına fırlatılmıştır."