ANKARA - Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, Hindistan'dan gelen gazeteci ve sivil toplum kuruluşu temsilcilerini kabulünün ardından, gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını yanıtladı.

"İzleme Heyeti'ne ilişkin bir gelişme var mı?" sorusu üzerine Kurtulmuş, "Çözüm süreci dediğimiz irade ve bu anlamda şimdiye kadar alınan mesafe, Sayın Cumhurbaşkanımızın başbakanlığı döneminde ortaya konulan kesin bir siyasi iradeyle başlamış olan süreçtir" ifadelerini kullandı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın, her türlü siyasi riski alarak, zaman zaman karşılaşılan provokasyonlara rağmen "Biz bu işin altına elimizi, ruhumuzu, bütün bedenimizi koyduk" dediğini anımsatan Kurtulmuş, geçen dönemde de bu konuda fevkalade olumlu mesafeler alındığını söyledi.

Sürecin devam ettiğini ve asla akamete uğramayacağını vurgulayan Kurtulmuş, şunları kaydetti:

"İzleme Heyeti'nin fonksiyonları nasıl olur, ne şekilde olur, bundan sonra bu heyetin vazifeleri ne olacaktır, bütün bunlar kamuoyuyla da paylaşılacak. Tabii bu konuda Sayın Cumhurbaşkanımızın tecrübesine, tavsiyelerine, yol göstericiliğine de her zaman ihtiyacımız var. Bu çerçevede önümüzdeki günlerde zaten İzleme Heyeti konusunda bir karar noktasında, yani kimler olacak, nasıl olacak noktasında henüz de bir karar verilmediği için önümüzdeki günlerde bu konu netleşecektir ve süreç devam edecektir diye düşünüyorum. Çünkü Türkiye'ye, halka mal olmuş bir süreçtir. Bu sürecin bir şeklide kesintiye uğraması asla düşünülemez."

Kurtulmuş, kimsenin kriz ve kaos beklentisi içinde olmaması gerektiğini ifade ederek, şöyle devam etti:

"Bundan mahcup olurlar, elleri boş kalır, birincisi budur. İkincisi, zaten seçim ortamları, seçimlere gidilen süreçler doğal olarak siyasetin doğası gereği lafın çok olduğu, söylenen lafların da çoğaltılıp başka noktalara çekildiği dönemlerdir. Yine seçim dönemlerinde bir takım anlaşmazlıkların ve fitnelerin ortaya çıkmasından medet umacak olan bir takım çevreler de her zaman olur, her seçim döneminde olur. Burada benim bu siyasi hareketin bir mensubu olarak bütün arkadaşlarımıza tavsiyem ve beklentim şudur, hiç kimsenin maksadını aşan sözlerle konuşmaması. Bu süreç içerisinde yanlış anlaşılmalara mahal teşkil edecek kişisel kanaatlerin ifade edilmemesinin en doğru olduğu kanaatindeyim."