TBMM

Davutoğlu, TBMM’de yeni yasama döneminin açılması nedeniyle veriyen resepsiyonda gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını yanıtladı.

Davutoğlu, HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş ile görüşmesine ilişkin soru üzerine, “Sayın Demirtaş’ın randevu talebi bir nezaket ziyaretiydi. Güzel bir örnek teşkil etti. Hayırlı olsun ziyaretiydi, Başbakanlık ve Genel Başkanlık için" diye konuştu.

Görüşmeden bir gün önce, çözüm süreciyle ilgili çıkarılan yasa çalışmasını Bakanlar Kurulu kararıyla metne bağladıklarını anımsatan Davutoğlu, şunları kaydetti:

 "Bu aslında ileride inşallah çözüm süreci başarıldıktan sonra en önemli dokümanlardan biri olarak tarihe geçecektir. Bir görev dağılımı, temel felsefemizi yansıtan çözüm süreciyle ilgili bir metindi. Sayın Demirtaş ile bu metnin çıkması sonrasında görüşmüş olduğumuz için çözüm süreci üzerine detaylı olarak görüştük. Ayrıca bir taraftan da Kobani’den gelen kardeşlerimizle ilgili de konuştuk."

"Biz her zaman söylediğimiz gibi hiçbir insani konuda şu ana kadar etnik ve mezhep temelli bir ayrım yapmadık" diyen Davutoğlu, şöyle devam etti:

"Nasıl Arap ve Türkmenlerle önceki üç yıl içinde Suriye'den kaçtıklarında bağrımızı açıp her türlü imkanlarla yanlarında olmuşsak şimdi Kürt kardeşlerimiz, Kobani'de IŞİD'den kaçarken de aynı tavrı sürdürdük, sürdüreceğiz. Bizim tabii arzumuz ve beklentimiz herkesin bu mülteciler konusunda ilkeli ve eşit bir tavır takınmasıdır. Yani bir mülteci geldiğinde benim akrabam deyip sahip çıkmak, başka mülteci grup geldiğinde ona sahip çıkıldığında eleştirmek, bu doğru bir şey değil. Hepimizin bilmesi gereken şey kardeşlerimizin hepsinin aynı değerde bizim akrabamız, komşumuz, kardeşimiz olduğudur. Bunları tabii Sayın Demirtaş ile paylaştık. Olumlu bir görüşme oldu."

"Hataların bedelini şimdi Kobani'de Kürt kardeşlerimiz ödüyor"

Davutoğlu, başka bir gazetecinin, PYD ile Türkiye'nin diyalog kurma taleplerine ilişkin de şunları kaydetti:

"PYD ile biz geçen sene hatırlayacaksınız, diyalog da kurduk. Yani benim Dışişleri Bakanlığım döneminde Salih Müslim ile konuştuk. Aslında o dönemde yapılan hataların bedelini şimdi Kobani'de Kürt kardeşlerimiz ödüyor. Çünkü o zaman PYD'ye söylenen çok açık bir mesaj vardı; Özgür Suriye Ordusu ile birlikte davranın, bu kuzey kuşağında, teröre ve rejime izin vermeyin, birlikte çalışın. Suriye rejimi ile aranıza mesafe koyun ve Türkiye ile iyi ilişkiler geliştirin. Eğer bunlar yapılmış olsaydı, geçen sene, Özgür Suriye Ordusu ile PYD, Suriye muhalefetine katılmış olsaydı, rejim ile işbirliği yapmak yerine bugün IŞİD alanda böylesine bir güç bulamazdı. Ama maalesef daha sonra bize verilen sözlere rağmen PYD rejim ile işbirliğine devam etti ve Özgür Suriye Ordusu ve ılımlı Suriye muhalefetine tavır aldılar. Daha sonra bu iç çatışmalardan IŞİD kendisine geniş bir alan buldu. Bugünkü duruma böyle gelindi."

"Geçen seneki fırsatı PYD kaçırdı"

"Son dönemde de takip ediyorsunuzdur, Özgür Suriye Ordusu IŞİD'e karşı Kobani'yi korumak için destek geldi. Burada önemli olan Suriye'de halk iradesine inanan herkesin aynı safta buluşması" diye konuşan Davutoğlu, sözlerine şöyle devam etti:

"PYD, eğer bu tutumunu sergilerse, biz hiçbir Suriyeli Kürt grubu, Kürt veya Arap veya Türkmen grubun, sürecin dışında tutulmasını istemeyiz ama tutumların net olması lazım. O bakımdan geçen seneki fırsatı PYD kaçırdı. Bugün bir sene sonra yaşananlardan sonra, kimse Türkiye'yi sorumlu tutamaz. Türkiye'nin bu konuda hiçbir zaman da Suriye'de olayların, herhangi bir etnik veya mezhebi çatışmada payı olmamıştır, olmaz da."

"IŞİD’e karşı tutumumuz tabi açık ve nettir" ifadesini kullanan Davutoğlu, "Yarın gelecek tezkere de bu tutumumuzun göstergesidir. Kendisine (Demirtaş) de söyledim, Kobani'ye yardım etmemizi bekliyorsanız, bu tezkereye hayır dememeniz lazım. Bu tezkere Suriye'de IŞİD'e karşı ve benzer terör örgütlerine karşı, tek bir örgüt değil bütün terör örgütlerine karşı çıkartılan bir tezkere. Bu konuda biz bir şekilde bir tutumu belirlemişken ve tezkere böyle bir amaç güderken o tezkereye 'hayır' demelerini anlamak mümkün değil” şeklinde konuştu.

Davutoğlu, şöyle konuştu:

"Türkiye daha önce hiçbir silah yardımı yapmadığı halde, üç senedir Türkiye’nin oradaki muhalif guruplara yaptığı lojistik yardımları bile gıda yardımları bile eleştirilirken şimdi bunun gelmesi tabi ayrıca ayrı bir çelişkili tutum. Önemli olan artık uluslararası toplumun, Suriye'deki bu trajediye 'dur' diyecek adımları atması. Türkiye de bu hususta, eğer rejimin yada herhangi bir terör unsurunun orada hakimiyet kurmasını engelleyecek ne tür adımlar atılırsa, biz o adımlara destek vereceğimizi beyan ettik. Kobani'den gelen kardeşlerimiz de diğer yerlerden, diğer bölgelerden Türkiye'de en iyi şekilde ağırlanacaktır. Herkesin bilmesi lazım, özellikle bu konuyu istismar edenlerin bilmesi lazım ki, dünyada hiçbir başka örnek yok ki üç günde 138 bin kişi alınmış olsun. Suriye'den 1.5 milyon kişi aldık ama hiçbirisi üç gün içinde bu kadar yoğunlukta gelmemişti. Bizim bu tutumuz sürecek. Ümit ederiz Türkiye'de de bütün taraflar mültecilerin kabulünde aynı ilkeli tutumu sürdürür."

"Hepsi yönlerini Türkiye'de görüyor, Türkiye'ye sığınıyorlar"

HDP'den, Arap ve Türkmenlerin Suriye rejiminden kaçarken ve 250 bin insan öldürülürken aynı hassasiyeti göstermelerini beklediklerini anlatan Davutoğlu, "Onlar bizim akrabamız, bizim kardeşimiz deyip, onlara da bu hassasiyeti gösterselerdi çok ilkeli bir tutumu bugün görmüş olurduk. Ama biz geçmişte onlara kucağımızı açtık diye, bana verilen bir takım gensorularla, Dışişleri Bakanlığındayken eleştirilirken şimdi Kobani'den gelenlerle ilgili bu talep gündem geliyor. Biz hepsine bağrımızı açarız. Kobani'den gelen kardeşlerimizin de Suriye'deki Kürt kardeşlerimizin de eğer bir hamisi olacaksa, hamisi Türkiye Cumhuriyeti Devleti'dir. Kürtlerin de Arapların da Türkmenlerin de nihayet onlar onu gördükleri için hepsi yönlerini Türkiye'de görüyor, Türkiye'ye sığınıyorlar. Gidecekleri başka merhamet yüklü bir kapı yok. Onun için herkesin özen göstermesi lazım” şeklinde konuştu.

Davutoğlu, bir gazetecinin de CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun tezkereyle ilgili açıklamalarını hatırlatması üzerine, şunları söyledi:

"Benim Sayın Kılıçdaroğlu'nda gördüğüm bir özellik var; bir şeyi ezberledi mi terk etmesi mümkün olmuyor. Yani bir şeyi bir şekilde eski kerahet cetveli ezberler gibi ezberliyor. Ne söylerseniz aynı şeyi tekrar ediyor. Şimdi Allah aşkına, biz IŞİD’e karşı, IŞİD ve benzer terör örgütlerine karşı mücadele için tezkere gönderiyoruz, Kılıçdaroğlu, AK Parti'yi IŞİD'i desteklemekle itham ediyor. 1.5 sene önce tam da bugünlerde, 10 Ekim 2013’te IŞİD'İ terör örgütü ilan etmişiz, bir CHP milletvekili çıkıyor, böyle bir metin yok, diyor. Ertesi gün, bizim Hükümet Sözcümüz gösteriyor, metni. Resmi Gazete'yi açıp okumadan yorum yapıyorlar."

"Yarın CHP için ve HDP için sınav günüdür"

Resepsiyonda, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'ye tezkereyle ilgili tutumundan dolayı teşekkür ettiğini anlatan Davutoğlu, şöyle dedi:

"Şimdi açık söyleyeyim yarın, biraz önce Sayın Bahçeli'ye söyledim, kendisine de ilettim, teşekkür ettim, tezkere tutumları dolayısıyla. Destek vereceklerini ifade ettiler. Benzerleri olabilir, her partinin görüşü olur, saygı duyarım ama yarın CHP için ve HDP için sınav günüdür. Kim IŞİD'in yanında kim karşısında göreceğiz. Bizi aylardır rehinelerimiz, Musul’da çok zor şartlardayken IŞİD için açıklama yapmaya neredeyse zorlayan Kılıçdaroğlu şimdi karar vakti gelince yarın eğer bu tezkereye 'hayır' derse bu şu anlama gelir; IŞİD'e dönük Türkiye'den yapılabilecek herhangi bir IŞİD veya benzer törer örgütlerine karşı Türkiye'den gelebilecek şeye hayır demektir. HDP, hayır derse o da bir daha Kobani'de IŞİD'e karşı oradaki Kürtleri destekleyin deme hakkına sahip olmazlar. Bunları şimdiden uyararak söylüyorum, CHP'ye, Kılıçdaroğlu'na özellikle söylüyorum, tezkereye 'hayır' derse tarihe IŞİD'in yanında yer almış biri olarak geçecektir ve kendisiyle o kadar çelişkili bir duruma düşecek ki biz sürekli bunu gündemde tutacağız. Yarın CHP için bir sınav günüdür."

"Aylardır itham ettikler AK Parti hükümeti bir tezkere getiriyor ve Suriye'deki bütün terör gruplarına karşı olabilecek, yapılabilecek her faaliyeti yapma konusunda karar beyan ediyor" ifadesini kullanan Davutoğlu, şöyle konuştu:

"Birisi buna 'hayır' diyorsa esas IŞİD yanlısı odur. Zaten Sayın Kılıçdaroğlu'na dikkat edin, mezhepçi politika izleyerek ve diğerlerini baskı altında tutup IŞİD'in çıkmasına yol açan Maliki'yi gidip Bağdat'ta ziyaret etti, milletvekilleri aynı şekilde kendi halkını katleden Esad'ı ziyaret etti ve o katliamlardır ki o mezhepçi politikalardır ki IŞİD gibi bir yapıyı çıkardı. Şimdi de IŞİD'e karşı getirilen bir tezkereye Kılıçdaroğlu buna karşı çıkıyor. Gerçekten bu açıklamasını duyduğumda üzüldüm. Yarın bir sınav günüdür. Herkesin ne yapacağını göreceğiz. O sınavdan çıkacak neticeyi de Türk halkı da Suriye'deki rejimden ve terör örgütlerinden kaçan mazlum Suriyeliler hiç unutmayacak. Kimin ne tutum alacağını göreceğiz."

Davutoğlu, Suruç'taki gelişmelerle ilgili bir soru üzerine de "Suruç'a Başbakan Yardımcımız da diğer bakanlarımız da gittiler. İnsani durum en elzem olanıdır. Kobani'ye her türlü insani yardım yapılmıştır, yapılacaktır. Daha ötesi adımlar yarın tezkere alındıktan sonra tabi ve bu herkesin tutumuna da bağlı, bu anlamda göreceğiz. Ondan sonra değerlendirmeler yapılacaktır" diye konuştu.