Mübarek ramazan ayı sona erdi ve hakkımız olan bayramı idrak etmiş bulunuyoruz. Ayrıca üç günlük bayram sonrasında da vücudumuzu eski düzenine getirebilmek için bazı hususlara dikkat etmemiz gerekmektedir. Sağlığımızın korunması ve idame edilmesinde, hayatımızın her döneminde yeterli ve dengeli beslenme en önemli faktörlerden biri olarak bilinmektedir. Ancak, Ramazan ayı boyunca oruç tutan kişiler, günlük öğün sayısını azaltmaları ve beslenme düzeninde meydana gelen değişiklikler nedeniyle, bayramda normal yeme düzenine geçtiklerinde psikolojik olarak daha fazla yemek yeme eğilimine girmektedirler. Kimi kişiler hala kendilerini oruç tutuyor zannederken, kimi kişiler ise 'oruç bitti şimdi yeme zamanı' diyerek aşırı miktarda besin tüketirler. Bayram sonrası aşırı yemek yeme ile bazı problemler kaçınılmaz olmaktadır. Bunların en önemlisi hazımsızlık ve mide problemleridir.

Ayrıca, gelenek üzere bayramda tatlı tüketimi de artmaktadır. Bayramda birdenbire aşırı yemek yeme, şeker, çikolata, ağır hamur işleri ve diğer tatlıları aşırı tüketmek, sindirim sisteminde ve diğer organlarda önemli ölçüde çeşitli rahatsızlıklara yol açabilmektedir. Kişilerin bu nedenle bayram ziyaretlerinde sunulan ikramlara dikkat etmeleri ve gereğinden fazla rağbet etmemeleri gerekmektedir. Siz saygıdeğer okurlarımla, Ramazan bayramı ve sonrasında sağlıklı beslenmeye ilişkin bazı bilgileri paylaşmak istiyorum: Şöyle ki;

Yeterli ve dengeli beslenme, yaşamın her noktasında sağlığın korunması için temel teşkil etmektedir. Bu nedenledir ki, dört besin grubunda bulunan çeşitli besinler en az 3 ana ve 2 ara öğünde yeterli miktarlarda alınmalıdır. Süt grubunda yer alan süt, yoğurt, et grubunda yer alan et, tavuk, yumurta, peynir, kuru baklagiller, sebze ve meyve grubu ve tahıl grubuna giren ekmek, bulgur, makarna, pirinç vb. besinlerin her öğünde yeterli miktarlarda tüketilmesi önerilmektedir.

Beslenmenin olmazsa olmazlarından bazı ipuçlarını ise şöyle sıralamak mümkündür:

• Güne kahvaltı ile başlanmalı ve gün boyu öğün atlanmamalıdır. Besinler çok iyi çiğnenmeli, yavaş yavaş, azar azar ve sık sık yenilmeye çalışılmalıdır.
• Ramazan bayramı boyunca tatlı, çikolata tüketimine dikkat edilmeli, çevrenin ısrarcı tutumlarından ve aşırı yeme eğiliminden mümkün olduğunca uzak kalınmalıdır. Eğer tatlı tüketmek çok isteniyorsa hamurlu, şerbetli tatlılar yerine sütlü tatlılar tercih edilmelidir.
• Bayram süresince ve bayramdan sonra da sıvı alımı arttırılmalı, günde yaklaşık 2,5 litre su içilmeli, sıvı tüketimini artırmak amacıyla öğünlere sıkma meyve suyu, ayran, komposto gibi sıvı gıdalar ile takviye edilmelidir.
• Ramazan ayı süresince oruç tutma nedeniyle yaşanan kabızlık (peklik) ve diyare (ishal) gibi bazı sindirim sistemi rahatsızlıklarının önlenmesi açısından mevsiminde bol sebze ve meyve tüketimi önemlidir. Yetişkin bireylerin günde 3-4 porsiyon sebze ve meyve tüketmeleri önerilmektedir.
• Diyabet, kalp ve yüksek tansiyon hastaları ile kronik hastaların, sürdürdükleri diyete bayram süresince de özen göstermeleri önemlidir.
• Özellikle yaşlılar ve tansiyon hastalarının gün boyu kahve ve çay tüketimlerine dikkat etmeleri, bitki çaylarını tercih etmeleri, günde 2 fincandan fazla kahve tüketmekten kaçınmaları gerekmektedir.
• Ramazan boyunca önerilen sahur yemekleri ramazan sonrası gece yemek seklinde sürdürülmemeli, gece öğününde meyve, yoğurt, sütlaç, muhallebi gibi besinlerin tüketimi tercih edilmelidir.

Ayrıca bu bilgilere ilaveten, her gün düzenli yapılan fiziksel aktivite, fiziksel ve zihinsel sağlığı olumlu yönde etkilemekte, oruç tutma nedeniyle azalan metabolizma hızının artmasına olanak sağlamaktadır. Bu nedenle, "yaşam tarzı aktiviteleri" olarak adlandırılan yürüyüş, bahçe işi ile uğraşma, bisiklete binme, merdiven kullanma vs. gibi aktivitelerle aktif bir yaşama başlamaya karar verilip, yapılacak düzenli aktiviteler ile yaşamın önemli bir parçası haline getirilmesi sağlanabilir.

Saygıdeğer siz okurlarımın Ramazan Bayramını tebrik ediyor, sağlıklı günler diliyor, saygılar sunuyorum.