Geçen yıl bir TV programında  “Türkiye’yi terör değil paçozluk bitirecek” diyen yazar Alev Alatlı, “Sıradanlığın zaferi üniversiteleri perişan etmiş durumda” demişti. “Topluma sıradanlık ve paçozluk hakim olursa kişinin bütün değerini pazarın dengelerinin belirleyeceğini söylemişti. Allame-i cihan olsanız pazarda karşılığınız yoksa hiçbir değeriniz yok” diyordu. Paçozluğu “Çıkarları için her yolu mübah sayan, küstah, beş para etmez, sokak kurnazı, zevzek, müptezel, basmakalıp, palavracı, rüküş, hoyrat, içtensiz, pespaye, nekes, terbiyesiz, aşağılık, ahlaksız, kalleş” şeklinde tanımlıyordu. “İlkokul düzeyindeki soruların içinden çıkamayan üniversite mezunları Türkiye’nin hangi sorunuyla başedecekler” deyip,  Paçozluğun dini, ırkı, sınıfı, cinsiyeti olmadığını ve giderek Türkiye'ye yerleştiğini söylüyordu.
“Elalem gider Mersin’e, biz gideriz tersine” misali her gün enteresan örnekler görüyoruz. Bilimde ilerlemiş ve teknoloji üreten ülkelerde insanlığın sağlığı, refahı ve ilerlemesine yönelik çalışmalar yapılırken, biz her yıl eğitim ve sınav sistemini değiştirmekle oyalanıyoruz. Bilimde ve teknolojide uluslararası başarılarımız, buluşlarımızın olmadığı gerçeğini görmemiz gerekirken, ilkokul birinci sınıftaki kız çocuklarının başlarını örttürme derdindeyiz. Bir kaç yıl önce de değil ilköğretim veya lise, üniversiteye türbanlı girilemiyordu. Okullarda karma eğitimi tartışmaya açıyoruz ama aile içindeki ensest ilişkileri, çocuk gelinleri, kadına şiddetin ve hatta cinayetlerin yaygınlığını görmezden geliyoruz.
Geçen yıl “Hamileler sokağa çıkmasın” sözüyle tepki toplamış olan birinin, TBMM’de meclis personeline verdiği konferansta “Bu memlekette inkilap (köpekleştirme) yapılmıştır.” Sözleriyle harf ınkılabına(devrimine) atıfta bulunarak kendince hakaret etmiştir. Ama matbaanın Osmanlı’da kullanılmaya başlamasından 1928’e kadar geçen sürede  basılan kitap sayısı 25.000 iken, sonrasında basılan kitap sayısı milyonlarca olduğunu söylememiştir. Eğer olaylara farklı bir maksatla ve puslu bir pencereden bakarsak, gerçekleri görmek zor olur.
Türkiye, eğitim verimliliği açısından 30 ülke içinde 21.nci sırada. OECD ülkeleri arasında maetmatik, fen ve okuma düzeylerini ölçen PİSA testlerinde Türkiye 64 ülke arasında 42.nci sırada!!!(1)
Uluslarası Şeffaflık Örgütü tarafından yayınlanan Yolsuzluk Algılama Endeksinde Türkiye, 2013 yılında 53.ncü sıradayken, 2014 yılında 11 sıra gerileyip 64.ncü sıraya düşmüş...
Prof.Dr. Nevzat TARHAN, insanların tembelleşmesi, lüks ve eğlencenin yüceltilmesi, görev ve sorumlulık duygusunun azalması, israfın, aç gözlülük ve doyumsuzluğun yaygınlaşması, sosyal ilişkilerde saygının ve empatinin değerni yitirmesi, bencilliğin teşvik edilmesi sonucu toplumda bazı değerler geriledi. Sevgi saygı, merhamet ve sorumluluk değerleri zarar gördü, derken haksızmı? Gerçekten paçozlaşıyormuyuz, ne dersiniz?

KAYNAK..........:
Mehmet YILMAZ......Hürriyet gazetesi(29.09.2014)