Sevgili Serenciğim öncelikle bu özel röportaja zaman ayırdığın için sana çok teşekkür ederim. Bilmeyen Z kuşağı için Seren Fosforoğlu'nu kısaca bir tanıyalım mı?

Ben teşekkür ederim Kıvanç :) Seren Fosforoğlu sinemacı ve tiyatrocu bir ailenin son oyuncu ferdi diyelim kısaca. İlk tiyatro oyunum 7 yaşında. Profesyonel olarak da 16 yaşından beri sahnedeyim. Ardından Tv dizileri, tv programcılığı, tiyatro yönetmenliği ve oyunculuk eğitimleri… Anneliğim dolayısıyla bir dönem daha rölantide geçen bir zaman var ama şimdi yeniden tam hız işlere sarıldım. İstersen sorularınla devam edelim.

Oyunculukta en kalabalık, nam salmış en geniş oyuncu Aile pörtföyü sizinki galiba? Ben biliyorum ama bilmeyenler için senden dinlesek birde?

Ah evet. Ticaretle uğraşıyor olsaydı ailemin fertleri sanırım şimdi ülkenin en büyük holdinglerinden birine sahip olurduk. Herkes oyuncu :) Saygın gurur duyduğum ve sevilen bir aileye sahibim. Dedem Renan Fosforoğlu, Babaannem şehir tiyatrosu sanatçısı ve yine sinema oyuncusu Mualla Kavur. Amcam Ferdi Merter. Babam Enis Fosforoğlu’nun teyzesi Belkıs Dilligil, eniştesi Avni Dilliğil. Avni beyin kardeşi Aliye Rona. Kuzen Rahmi ve Çiçek Dilligil. Amcamın kızı Almula Merter falan derken … Ben yoruldum saymaktan :)

Sen çok küçük yaşlarda baban rahmetli Enis Fosforoğlu'nun Trt'de nerdeyse her yapımında vardın. Peki sonra ne olduda bu yapımların devamı gelmedi?

Evet başta sahnede de , tv çalışmalarında da beraberdik. Sonra ben kendim bir yol izlemek istedim.

Baban Rahmetli Enis Fosforoğlu Sanat Camiasına biraz kırgın mı gitti sence?

Sanat camiasına mı bilmiyorum ama genel bir kırgınlığı vardı. Babam çok değerli çok yönlü bir sanatçıydı. Yazar, yönetmen, oyuncu, eğitmen… Bizim tiyatromuz aile gibiydi. Çalışanları genelde öğrencilerinden oluşurdu. Çocuklarından ayırmazdı onları. Tv’den kazandığını hep tiyatroya yatırdı.

Bildiğimiz gibi sen çocuk denecek yaşta Oyunculuğa adım attın dolayısıyla tüm duayenlerin bir çoğuyla çalıştığını görüyoruz. Seni çok çok etkileyen tanışmaktan ve beraber çalışmaktan en keyif aldığın Usta oyuncu , yönetmen kimdi?

Çok şanslıyım bu anlamda. Bir çok değerli isimle çalıştım. Okul gibi… Bir kere 4 yaşında Hamlet izliyorsun düşünsene. Eve giten çıkan herkes tüm çevren çok büyük oyuncular, yönetmenler. Tiyatroda hocam tabiiki babam. Öyle doğal bir oyuncuyduki. Kadın oyuncu olarak Suna Keskini, Suna Pekuysalı izleyerek ve karşılıklı oynayarak büyüdüm.

Sinemada da Fatma Girik ve yönetmen Ömer Kavur’la çalışmak büyük bir ders büyük bir şanstı benim için.

Peki öncesinde çok sevdiğin ve sonrasında tanıdıktan sonra hiç sevmediğin bir oyuncu oldu mu?

Bunu cevaplamasam olur mu? Sevmediğim değil de hayal kırıklığına uğradığım bir isim oldu evet. Hayranlık duyduğum sanatçı özel yaşamında tanıdığımda konuşamayan ürkek biri çıktı. İsim vermem.

Bu arada sen artık bir annesin maşallah kızın Nil var hayatında, peki çocuğunun sanat camiasında olmasını istermisin yada hiç bu konuda bir çalışması oldu mu?

Nil 8 yaşında oldu. Aynı benim gibi sanatın içine doğdu. Ben sanatevine derslere giderken kucağımda benimle geliyordu. 1,5 yaşındayken tv programında ünlü ve çocuklu bölümünde yanımda mikrofon tuttu. 2 yıl önce yine benimle bir tv programı sundu. Ona sorsan veteriner olacak ama çok esprili bir çocuk. Gözlemci ve yetenekli. Bazen babamın mimiklerini görüyorum onda da. Genler mi ağır basıyor bilmem ama isterse oyuncu olmayı tabii desteklerim. Yeterki mutlu olsun.

Yeri gelmişken hemen burada birşey sormak istiyorum. Ünlüler arasında Anne olan ve  ve hemen sonrasında Anne, Çocuk, Sağlık ve Kadın programı yapıyor ve  bu kervana sende katıldın. Sende  bir kadın kuşağı programı sundun ve sonrası gelmedi Neden?

Aslında evet önce Anne Olmak diye bir programla başladım. Sonra Kadın Olmak ve Kadın Dokunuşu adında iki ayrı program daha yaptım.  Kendi yapım şirketimi kurup yaptığım yapımlardı. Herşeyi ile ben ilgileniyordum. Hem kamera önünde olmak hem hazırlamak hem işin ticari boyutunu düşunmek yordu biraz beni. Sadece yaratıcı kısmında olmak daha sevdiğim kısmı. Bu yüzden devam ettirmedim. Aslında 3 ayrı kanal ‘da konusunda yeterli geldi belki de

Oyunculuğun dışında sende maşallah 10 parmağında 11 marifet var. Yönetmenlikde bunlardan birisi bunlardada biraz bahsedelim mi?

Yönetmenlik beni çok mutlu eden bir yönüm. Kendi hayalimi gerçekleştiriyorum. Bu heyecanımın en güzelini bir of Broadway müzikalini izledikten sonra gerçekleştirdim. 2008-2009’ da Seni seviyorum mükemmelsin şimdi değiş adlı oyunun haklarını alıp, çevirisisini yaptırdım ardından hem yönettim hem de oynadım. Sibel Tüzün, Murat Evgin, Deniz Arcak, Ali Otyam gibi isimlerle çalıştım. Hem Tiyatromuz adına hem de kendi adıma bir  farklı adım ve anı oldu. Aklımda oyunlar var sahnelemek istediğim ama hep bütçesel kısmı korkutuyor beni.

Son günlerde Kanal D'de Pastel yapım imzalı Hamdi Alkan'ın yönetiminde Hülya Avşar, Zafer Algöz ve Büşra Pekin'inde jüri koltuğunda oturduğu ''Yıldız De Bana'' adlı yarışma programında sende Oyuncu Koçluğu yapıyorsun. Bu serüven nasıl başladı? Sen program formatını nasıl buluyorsun? Buradan gerçekten bir Yıldız doğar mı?

Pastel yapım benim eski çalıştığım şirket. Fatma Girik’in gelinini oynadığım Oğlum İçin dizisini çekmiştik. Çocuk büyüyüp yeniden işlere dönmek istediğimde ilk Pastel’in kapısını çaldım. Aslında bir dizi için görüşmüştük. Aradan zaman geçti beni bu iş için aradılar. Sanat yönetmeni olarak işin başında da sevgili dostum Hamdi Alkan olunca kabul ettim. Gençlerle olmak , oyunculuk eğitimi çok sevdiğim birşeydi zaten. Program henüz çok yeni. Sahne gerçeği ve tv gerçeği işleyişleri, zamanlamaları, tekniği farklı işler. İkisini birleştirerek yapmak zor iş. Heleki tecrübesi olmayan 20’li yaşlardaki oyuncularla çalışıyoruz. Seyirci bunu göz önüne alarak izlerse ve onların heyecanına ortak olursa başarılı olur.  Daha önce Beren Saat ve Engin Akyürek gibi isimler böyle yarışmalardan çıktı. Eminim bu işten de yeni yıldızlar çıkacak.

Oyuncu koçluğunun yanısıra Kadıköy Moda'da  bir ara kızınında adını verdiğin Nil Sanat Evi vardı. Burada Oyunculuk, Diksiyon, Artikilasyon vb. eğitimleride veriyordun. Yeniden bu tarz bir hocalık yapacakmısın yada yapmaya devam ediyormusun?

Bir kuruma bağlı olarak yapmıyorum şu anda eğitimlerimi ama çok yeni bu konuda gelen bir teklif oldu. Değerlendireceğim. Nil Sanat Evi kendi yuvamdı tabii. Onun tadı başkaydı. Oyunculuğuk eğitiminin yanısıra söyleşiler, resim sergileri , imza günleri, sosyal sorumluluk projeleri yaptığım mutlu olduğum bir yuvaydı benim için. Hatta bir Yeşilçam sergisi de açmıştık. Sen de gelmiş desteklemiştin.

Oyunculuk yapmak isteyen gençlere tavsiyelerin neler olur? Nasıl bir yol izlemelerini öneriyorsun?

Bol gözlem derim ben hep. Çok çalışmak, çok oyun izlemek… Bir de vazgeçmemek ;)

Hiç yakında dizi yada sinema filmi projelerin varmı?

Bir Festival filminde yer aldım. Distopik bir film. Adresi Olmayan Ev. Boran Kuzum, Zeynep Tuğçe Bayat, Janset ve çok değerli oyunculardan kadrosu oluşan farklı bir iş. Ayrıca dizi görüşmelerim sürüyor.

Son dönem digital platformların artmasıyla Sinema Sektörü bayağı bir ivme kazanarak çok fazla proje ve projeler üretilmeye başlandı. Bu sektör adına senin düşüncelerini alsak?

Digital platformlar özellikle pandemi dönemi oyuncular ve seyirci için büyük bir alternatif oldu. Yine de ben bilet alıp topluca sinemada büyük perdede film izlemenin tadı başka diyorum. Ama özgürlük de tanıdı insanlara digital platformlar.

Peki ya Tiyatro ne alemde Seren Fosforoğlu için? Oyun varmı oynamayı hiç düşündüğün? Bugüne kadar toplam kaç tane oyunun oldu?

Oyunları saymadım :)) Çok diyelim. Tiyatro turnesiz olmuyor. Uzak kalmamın sebebi sanırım aileme öncelik vermem oldu. Ama aklımda hep oyunlar, projeler var. Belki de doğru zamanı bekliyorum.

Şuan aklıma geldi hemen sesli düşünerek hemen sormak istiyorum. Bu kadar köklü bir sanatçı ailesinden gelen birisi olarak bir belgesel yapmayı düşündün mü?

Evet düşünüyorum. Babamı anlatan bir belgesel planım var. Gencay Gürün babam için Türk Tiyatrosu’nun Prensidir Enis demişti. Hiç unutmam. Ailesinin tamamı oyunculardan oluşan ama onun hariciyeci olmasını istedikleri Galatasaray Lisesi mezunu, Konservatuar yüksek mezunu, janti, kibar, kimseyi kırmadan yol alan, onurlu, dürüst bir duruşu olan Cumhuriyetçi, aydın bir sanatçı olan Enis Fosforoğlu’nu yeni nesillere anlatmak istiyorum.

Çok klasik olacak ama senin sette yada tiyatroda başından geçen ve hiç bir zaman unutamadığın çok enteresan gelecek bir anın varmı bizlerle paylaşmak istediğin?

Çok var ama sen sorunca ilk aklıma gelen; Rolünün tamamını unutan bir oyuncu arkadaşımı kurtarmak için sahneye girip babamla göz göze anlaşarak neredeyse oyunu yeniden yazıp oynadığımız ve seyirci hiçbir şey anlamadan bitirdiğimiz bir gece vardı :) O oyuncunun son oyunu oldu. Benim de unutamadığım bir anı.

Sana gerçekten çok ama çok teşekkür ediyorum bu özel ve güzel röportaj için. Son sözü sana bırakıyorum söylemek istediğin ve eklemek istediğin şeyler varmı?

Ben teşekkür ederim Kıvanç. Son olarak güzel emek ister. İyi şeyler kolay elde edilmez. Gençlere tavsiyem yılmayın ve çok çalışın. Babamın çok kullandığı bir sözdür : Akarsular birgün biryerden fışkırır. Yeterki siz akarsu olun.

Saygılarımla...

Sağlıcakla Kalın ama Sevgisiz Kalmayın...