Diyafram karın ile göğsü birbirinden ayıran ince bir kastır ve yapısal olarak mide diyaframın altındadır. Mide fıtığı, herhangi bir zorlamadan dolayı midenin üst bölümünün yemek borusuna doğru, diyaframdan yukarı doğru sarkması sonucu oluşmaktadır. Bu olay neticesinde midenin üst kısmında bulunan vana görevini yapamaz. Midede bulunan sindirim asidi yemek borusuna doğru çıkar ve başta reflü olmak üzere çeşitli hastalıklara sebep olabilir ve hastanın hayat kalitesini düşürür.
Mide fıtığı; kayma (sliding) tipi mide fıtığı, yemek borusu yanından (paraözofageal) mide fıtığı, birleşik tip mide fıtığı olmak üzere 3 gruba ayrılır.
Kayma (sliding) Tipi Mide Fıtığı:  Yemek borusunun mideye bağlandığı bileşke göğüs boşluğuna doğru yer değiştirir yani mide göğüs boşluğuna kayar. En sık görülen fıtık türüdür.
Yemek Borusu Yanından (paraözofageal) (rolling) Mide Fıtığı: Mide yemek borusunun yanından göğüs boşluğuna fıtıklaşır.
Birleşik Tip Mide Fıtığı: Daha çok tedavi edilmeyen kayma tipi fıtıklarının ilerlemesi ile meydana gelir. Hem bileşke yer değiştirir, hem de mide kubbesi göğüs boşluğuna kayar.
Mide Fıtığı Nedenleri
Karın içi basınçta meydana gelen artış mide fıtığının en yaygın sebepleri arasında gösterilmektedir. Bu basınç ağır kaldırma, kusma, öksürme, aşırı bağırsak hareketleri esnasındaki gerginlik vb.  sebeplerle artış gösterebilir. Hamile ve obez kişilerde bu basıncın daha fazla olduğu görülmüştür. Özellikle obez veya aşırı kilolu insanlardaki sıkışma mide fıtığı ataklarını kolaylaştırmaktadır. Obez insanlardaki fazla kilolar nedeniyle karında oluşan yağlar mideyi sıkıştırarak fıtık oluşturur.
Mide Fıtığının Belirtileri ve Tanısı
Çoğu kez hastada belli bir şikayete neden olmaz ve genellikle rastlantısal olarak teşhis edilirler. Radyolojik çalışmalara göre görülme sıklığı yaşla birlikte artan mide fıtığı, yetişkinlerin yaklaşık olarak %10′ unda (%3-20) görülmektedir. 60 yaşın üzerindeki insanların hemen yarısında değişik derecelerde mide fıtığı bulunmaktadır. Hiatal hernisi(mide fıtığı) olan yetişkinlerin ancak 1/4 kadarı göğüste yanma hissinden ya da mide içeriğinin ağıza gelmesinden (gastroözofagial reflü) şikayetçidirler. Göğüste ve boğazda meydana gelen şiddetli ağrılar mide fıtığının en belirgin özelliğidir. Bu ağrılar yemeklerden sonra, eğilirken veya yatarken daha da şiddetlenir. Ağrılar bazen öyle bir hal alır ki hasta kalp krizi geçirdiği hissine kapılablir. Midede bulunan mide asitinin sürekli yukarı doğru çıkması hasara yol açıp, yemek borusu ülserinin oluşmasına zemin hazırlayabilir. Ayrıca geceleri şiddetlenen öksürük, boğulma hissi, sesin kısılması, tedavi edilemeyen boğaz enfeksiyonları, dişlerde erozyon, sık sık boğaz temizleme ihtiyacı ve uykuda solunum bozukluğu görülebilir.
Tanı çoğu zaman başka bir nedenle tetkik yapılırken tesadüfen konulmaktadır. Mide  fıtığında şikayete yol açan neden daha çok reflüdür. Hasta çoğunlukla reflü belirtilerinden şikayetçidir. Mide fıtığı tanısı basit bir ilaçlı ( baryum) pasaj filmi ile rahatlıkla konulabilir. Diyafragma üzerine çıkarak göğüs boşluğuna giren mide bölümü, ilaç ile dolduğunda çok net olarak fark edilir. Ayrıca baryumlu pasaj grafilerinde bileşkenin yeri de belirlenebilir. Böylece mide fıtığı tip sınıflaması da yapılabilir.

Tedavisi
Mide fıtığının tedavisi öncelikle çeşitli ilaçlarla yapılmakta ve bu sayede mide asidinin oluşturduğu tahribat önlenmeye çalışılmaktadır. Aynı reflüde olduğu gibi mide fıtığı ratahatsızlığı olanların bazı gıda ve içeceklerden uzak kalmaları gerekmektedir. Bunlar arasında tereyağı, kahve, çikolata, asitli yiyecek ve içecekler bulunmaktadır. Mide fıtığı olanların mide boşalmasına ve asit salgısına neden olan sigarayı bırakmaları da tedavi sürecinde oldukça yararlı olmaktadır. Bunların yanısıra hastaların gece yatarken midelerinin bulunduğu gövdelerinin üst kısımlarını yüksekte tutmaları ve biraz dik yatmaları önerilmektedir.
Ameliyat mide fıtığında başvurulan son tedavi yöntemidir. Uzun yıllar tedavi görmemiş hastalarda hücrelerde bazı değişikliklerin olması veya hastanın endoskopi veya röntgen ile belirlenmiş büyük bir fıtığın olması veya ilaç tedavisine cevap alınamaması gibi durumlarda, hastalara ameliyat önerilmektedir. Son yıllarda bu ameliyat laparoskopik (kapalı) yöntemle yapılmaktadır. Uygun teknikle yapılan cerrahi girişim sonrasında şikayetlerin düzelme oranı %90’nın üzerindedir.
Açık ya da kapalı mide fıtığı ameliyatı, yemek borusu ile mide arasındaki kapakçık mekanizmasını yeniden oluşturmak için yeniden doğal anatomide anlamlı değişiklikler yapılmasını gerektirir. Bu ameliyatta, göğüs boşluğuna taşan midenin eski yerine çekilmesi ve yeniden kaçmayı önleyici bariyerlerin oluşturulması amaçlanır. Ameliyatı takiben bir gece hastanede kalınması gerekir, bazı durumlarda bu süre biraz daha uzayabilir.