Birkaç sene evvel Paris'te basılan Devlet Sözlüğü'nde “Tabiat” sözünün mânası aşağıdaki şekilde ta'rîf olunur:

“Tabiat” sözünün üç mânası vardır: Biri, tüm cisimlerin tamamının ismidir.

Diğeri her bir cismin başından beri olagelen durumudur.

Ve diğer anlamı Yüce Allah'ın; yıldız, madde ve cisimlere verdiği intizam ve düzenin tarifi ve tanımıdır.

İşte bilenler için tabiatın mânası budur.

X

(Tabiatın Sâni' ve Yaratıcı olduğunu iddia edenlere -biz de “Kim bu Tabiat?” diyerek- şu soruları soruyoruz: 

-İnsanları kim yapmıştır?

Cevap: Tabiat!

Bitkileri ve hayvanları kim yapmıştır?

Cevap: Tabiat!

-Güneşi ve seyyare (ve gezegen)leri kim tanzim etmiştir?

Cevap: Tabiat!

-Yıldızları semaya kim dizmiştir?

Cevap: Tabiat!

Bu ve benzerî (yani bunlar gibi) soruları sormaya devam ederek, Tabiat'ın yaptığı iddia edilen şeyleri hayâlen bir tarafa ayırdığımızda; ortada Tabiat diye bir şey kalmıyor.

Eğer Tabiat bu saydığımız şeylerin mecmuuna (tamâmına) deniliyorsa; biz ona Kâinat diyoruz ve zaten onun Sâniini, Yaratıcısını soruyoruz.

Yok şayet Tabiat'tan, yukarıda saydığımız şeyler cinsinden olmayan; yani mahlûk olmayan bir zât kastediliyorsa, o zât Cenâb-ı Hak'tır. Ve kendi isim ve sıfatlarını Kur'an-ı Kerimiyle insanlara bildirmiştir.

Bu isimler arasında “Tabiat” diye bir isim mevcut olmadığı gibi, Cenab-ı Hakk adına böyle bir isim uydurmak da kimsenin haddi değildir. -Mehmet Kırkıncı-)

X

(“Kısaca söylemek gerekirse, Tabiiyyunların / herşeyi Tabiat yapıyor inancında olanların, kuruntu mahsûlü ve hakikatsiz, Tabiat dedikleri şey; olsa olsa ve maddî bir gerçekliği var ise, ancak bir san'at olabilir. Sâni' / Yaratıcı olamaz. Bir nakıştır, Nakkaş / Nakış Yapıcı olamaz. Ahkâmdır / Hükümlerden ibarettir. Hâkim / Hüküm Koyucu olamaz. Bir Yaratılış Kanunu'dur. Kanun Koyucu olamaz. Yaratılmış olanlar bir yücelik perdesidir. Allahı gösteren vesîlelerdir. Yaratan olamaz. Tesirle harekete geçen bir yaratılıştır. Yoktan Yaratan Bir Fâil / Yapıcı olamaz. Kanundur. Kudret değildir. Kadîr / Sonsuz Kudret Sahibi Allah olamaz. Cetveldir. Kaynak olamaz.”)

X

İnkârcılar için ise, bu dâvâda Tabiat sözü; yani herşeyi Tabiat'tan bilmek ve Tabiat yapıyor demek; isabetsizlikten çıkmış, mânasız bir hayâldir. Yerinde bir deyim ile “Tabiat” inkârcıların Anka'sı; olmadığı hâlde var kabul edilen kuşudur.  

İnsaf olunsun. (s. 21) Bir emir, bir irade ve istek, Rabbanî bir emir olmadıkça; insan gibi akıllıca hareket eden Felekler, Gökler gibi muntazam makineler, saat gibi işleyen varlıklar meydana gelebilir mi idi?

(Abidin Paşa'nın (1843 – 1908) “Terceme ve Şerh-i Mesnevî-i Şerif” adlı eserinden sadeleştirilerek alınmıştır.)