ALPER ALP


İSTANBUL
Muhteşem Yüzyıl’ın yakışıklı erkek oyuncuları GQ Dergisi için poz verdi. Dizinin yakışıklıları, Halit Ergenç, Mehmet Günsür, Ozan Güven, Serkan Altunorak, Sarp Akkaya, Aras Bulut İynemli, Engin Öztürk, Tolga Sarıtaş ve Selim Bayraktar’dan oluşan dokuz kişilik grup samimi açıklamalarda bulundu. Projenin en başından en sonuna görev almış yegâne kişi olan Halit Ergenç, bu sakalları değirmende değil, seferlerde ve haremde ağarttı malum. Dizi finale doğru ilerlerken halet-i ruhiye ne âlemde? “Yordu tabii, uzun ve zor bir işti” diyor: “Bizi pek çok noktada zorladı ama bir sürü de şey öğrendik. Sanki hiç bitmeyecekmiş gibi yaşıyorum. Son bölümler en çok asılmamız, temponun en yüksek olması gereken bölümler. Maratonun son düzlüğü; hepimiz depara kalkacağız. Bu işten alnımızın akıyla çıkacağız. Durumumuz bu.” Serkan Altunorak, Muhteşem Yüzyıl’ı ömrü boyunca unutmayacağı bir iş olarak anıyor: “Mustafa’nın ölümünü ele alan iki bölümü, 140’ar dakika çektik. Titanic gibi... Herkesin tetikte olduğu, canla başla çalıştığı bir işti. Meslek hayatımda bir şeyler değişti yani. Ben böyle bir ekip, bu ülkede görmedim; nerede kaldı içinde çalışmak...” Ozan Güven “Bizim yerimize başka bir kast olsaydı yine aynı şey olacaktı elbet, işin çapı o” diyor: “Ecnebi babalar iki ayda, dört katı bütçeyle, rahat rahat çekiyorlar bunu; üstelik 140 dakika da değil. Burada yapılana mucize olarak bakıyorlar. Amerika’dan, Avrupa’dan herhangi bir oyuncuyu getir buraya, yapsın hadi. Bir kere duygu olarak ağır bir iş, canlandırdığımız karakterlerin sorumluluğu var. Ezberimizden çıkıp bir şey yapamıyoruz; tarih söz konusu.” Mehmet Günsür, “Kafalar farklı, daha vahşi bir dönem” diyor: “O devirde yaşayan bütün insanlar da dönemin vahşetinden nasibini alıyor. Bir de saray ve hanedan kafasını bugünün kafasıyla algılamak zor. Tabii ki özünde baba-oğul-kardeş ilişkileri var; ama bu ilişkileri etkileyen dış faktörler farklı. Sancak beyi ya da müstakbel padişah olmak gibi tuhaf dinamikler var.