Alper Alp

• Orhan Gencebay’ı Tanıyalım…
4/08/1944 yılında Samsun’da doğdum. 6 yaşında Klasik Batı değerlerini öğrenerek müziğe başladım. Hocam kemanist Emin Tarakçı idi. 7 yaşında bağlamayı,11 yaşında tanburu kucakladım. 10 yaşında beste yapmaya başladım. Cemiyetler, halkevleri, dernekler, İst. Konservatuarı vb. birçok müzik kuruluşunda, icracılık, yöneticilik yaptım. Birçok müzik aleti çalmayı öğrendim. Dünya müziğini anlamaya öğrenmeye çalıştım. Asıl ağırlığı Türk Müziğiydi, Türk Müziğini ileriye götürmek için çalıştım. Teknik olarak icrada, beste formlarında zenginlikler, değişiklikler yaptım. Türk Müziğinin buna çok ihtiyacı vardı.
Orhan Gencebay müzik adamı, ses, saz, yorumcusu, aranjör, şair, besteci, fikir adamı,aktördür.
• Müziğe merakınız ne zaman başladı?
Yukarıda belirttiğim. 6 yaşımda Klasik Batı Müziği dersleri alarak mandolin, kemanla başladım.
• İstanbul serüveniniz nasıl oldu? Kim teşvik etti nasıl karar verdiniz?
İstanbul ile 6 yaşımdan itibaren serüvenim başlamıştı. Yani ben hem Samsun, hem İstanbul’daydım her zaman. Ortaokulu İstanbul’da bitirdim. Liseye İstanbul ve Samsun’da devam ettim. Konservatuar’da İstanbul’daydım vb.
• Yüzlerce beste yaptınız. Unutamadığınız bir beste var mı? 
Her bestemin ayrı ve unutmadığım değerleri ve olayları vardır.
• Ailenizin müziğe olan tepkisi ne oldu? Sizin seçiminize olan tavırları nasıldı…
Ailem tam bir demokrattı. İnançlı, sevgi ve saygı dolu, son derece anlayışlı, uyumlu bir ailem vardı. Biz  dört kardeş ailemizle mutlu büyüdük. Beni müziğe teşvik ederlerdi.
• Siz bir psikolog, sosyolog gibi toplumu incelemiş, gözlemlerinizle ve deneyimlerinizle, duygularınızla efsane olmuş şarkılar yazmış bir sanatçısınız, yıllarca dillerden düşmeyen, gönüllere taht kurmuş şarkılarınızdan da yola çıkarak, sormak istiyorum, aşka ne oldu? İnsanlar günümüzde daha mı az saygı duyuyor acaba aşka, kendine, karşısındakine, neden sabun köpüğü gibi yaşanıyor aşklar, ilişkiler?
İnsan nesli devam ettiği sürece aşk hiçbir zaman bitmeyecektir. Aşkın icrasının yorumları değişmiş olabilir ama aşk bütün haşmetiyle ortadadır. Aşkların en büyüklerinden evlat aşkı, Allah aşkı, sevgiliye olan aşk ki sevilen her değer ve kişi sevgilidir. Pirimiz Mevlana Hazretleri bu yüzden “Bu dünyada nasibin, sevdiklerinle mutlu olduğun anlardır” der. Değerlerin kıymetini bilmek, adaletli olmak demektir. Bilen kişi saygı ve sevgi doludur. Bilen daha mutludur. Şimdiki yaşanan devir geçecek, yerini başka bir dönem alacaktır. Fakat değerler her zaman aynı değerdedir, yerini bulurlar. Kendimizin, tek başına olduğumuz zaman bir hiç olduğumuzu, fakat bütünden bir parça olduğumuz zaman değerli olduğumuzu kavradığımızda değerler yerini bulmuş demektir.
• Türk Tarihi ve Kültürümüze duyarlısınız, bu kalptan gelen ilgi nasıl doğdu, gelişti, paylaşır mısınız?
Türk Müzik Tarihini öğrenmeye çalışırken karşıma Dünya tarihini öğrenmek gereği çıktı. Ben de önce kendi tarihimizi sonra dünyayı öğrenmeye çalışıyorum. Ayrıca atalarımızın her gittiği yere götürdükleri var, aldıkları,hatta asimile oldukları da var. Aslına bakılırsa dünya bir tane temel değerler de bir tane, asıl adımız da insan.
• Televizyon programlarında, genç yeteneklerin müzik yarışmalarında, başarılı jürilikler yaptınız, nasıl buluyorsunuz bu yarışmaları, sizce katılanlara, izleyenlere neler katıyor?
Pop Star gibi Programların gereği gibi yapıldığında çok faydalı ve yararlı olduğuna inanıyorum.
Ülkemizin müzik değerlerinin anlatılması, ortaya çıkması, sunulması, müzik sanatının işlevlerini sergilemek ve bunları milyonlarca izleyicisi olan Tv’ler ile halkımızla paylaşmak çok önemli. Bilinmeyen biliniyor, aynı zamanda eğleniliyor vb. Müzik eğlendirir, yaşama farklı bakış açıları sağlar, dinlendirir, düşündürür, ulvi duygular verir, tedavi eder, adrenalini en üst seviyelere taşır. Yani müziğin işlevleri çoktur fakat çok kişi müziği eğlence olarak tanır ki yalnız böyle değildir.
• Siz hiçbir zaman arabesk müzik yapıyorum demediniz, ama müziğiniz hep böyle değerlendirildi…
Arabesk başlığı yaptığım müziği anlatabilecek kavram olmadığı ve hiçbir zaman da olamayacağı için böyle söyledim. Bu ismi başlık olarak ben koymadım birileri koydu. Benim yaptığım Türk müziğinin devamıdır. Son 40-50 yıldır oluşan ve değişim kuralının gereği olan değişmeyen tek şey değişimdir’in icrası gereği oluşan yeni olgulardır, serbest çalışmalardır.
• Peki Orhan Baba’nın ‘keşke’leri var mı?
Keşke 1930’larda Batı Müziği Konservatuarı kurulurken Türk Müziği Devlet Konservatuarı da kurulaydı ülkemizde.
Keşke Tanzimatlardan beri Batılılaşma yerine çağdaşlaşma anlayışı ve kararıyla yaşasaydık.
Keşke Atatürk’ün söylediği ve gösterdiği Muasır Devletler kavramını kavrayabilseydik.
Daha çok keşkeler var.

• Sizin için muhteşem bir albüm yapıldı ve çok beğeni aldı… Neler hissettiniz ve nasıl karar verdiniz böyle bir projeye?
Tüm katkıda bulunan sanatçı dostlarıma sonsuz teşekkür ediyorum. Dünya çapında bir projeydi. İlk defa böyle bir çalışma yapıldı. Biz bu projeyi manevi hazzı için yapmıştık. Hep beraber gururlandık, mutlu olduk. Böyle projeleri ve başarıları yaşamak kolay kolay mümkün değildir.
• Ülkemizdeki müziğin durumunu nasıl değerlendiriyorsunuz?
Ülkemizde müzik sektörü çökmüştür. Baş nedeni internet düzensizliğidir. Dünyada da aynı sorunlar vardır fakat gelişmiş ülkeler önemli çareler bulmuşlardır. Çok önemli ölçüde haklarını almaktadırlar. Fakat bizde tamamıyla tersidir. Hiçbir hak gereği gibi geriye ve yerine gelmemektedir. Asıl tehlike üretim durmaya doğru gitmekte ve Türk sanatı, sanatçısı, üretimi, kültürü ileride daha da kötü olacaktır. Haklar yerini bulmuş olsa, Türk sanatçılarının dünya çapında olgulara, olaylara girdiğini görebiliriz.
• Sevim Hanım ile 40 yıllık bir birlikteliğiniz var. Oldukça mutlusunuz. Bunun sırrı nedir? 
Biz 40 yılın nasıl geçtiğini fark etmedik.
• Ülkemizde son zamanlarda tatsızlıklar var.. Orhan Baba’nın tavsiyesi var mı?
Ülkemiz tarih boyu ne olaylar yaşayarak varolmuştur. Böyle de devam edecektir. Aslında tüm dünyada böyledir ama sonunda daima sağduyu galip gelmiştir. Yine öyle olacaktır. Ülkemizde yaşayan insanlar nerdeyse hepsi binlerce yıldan beri yaşayan insanların torunlarıdır, devamıdır. Fakat yaşanan olaylara bakarak tarih boyu olaylar zengini bir ülke olduğumuz gerçeği doğrudur.
• Yeni bir peroje var mı?
Var.Fakat zamanı gelince açıklayacağım.