Bir kurban bayramını daha geride bırakırken, tüm İslam âlemine hayırlara vesile olmasını dilerken, birlik ve kardeşliğimizi pekiştirmesi temennilerimle kutluyorum.
Her bayram, biz büyükler eski bayramları hep özlemle anarız. Nerede o eski bayramlar derken bazen gözlerimiz buğulanır hüzünleniriz. Gerçekten eski bayramlar çok mu güzeldi, bayrama özel alınan ayakkabı ve elbiseleri, rengârenk topladığımız şekerler belki biraz bozuk üç beş kuruş topladığımız paralar. Komşu ziyaretleri eş öpmeler bayramları güzel ve özlenir kılan bunlar mıydı acaba. 
Günümüzde eskiye göre imkânlar genişlemiş, harçlıklarda eskiye göre daha fazla. Daha eğlenceli lunaparklar, bin bir çeşit oyunlar, gezecek yerler çoğalmış imkânlarımız daha bir artmış. Biraz daha hali vakti yerinde olanlar yurt içi ve yurt dışı geziler, tüm bunlara rağmen neden eskiler daha güzeldi diye hep anarız. Kim bilir belkide andığımız bayramlar değil, bir daha göremeyeceklerimizdir. Kiminin annesi, kiminin babası, kardeşi, halası, teyzesi, eş, dost, akraba ve komşularımızdı özlediklerimiz. Onlarla geçirdiğimiz güzel günlerdir.
Onları bir daha görememek özlem duymaktır. Bayramın hatırlattıkları bu yüzden bir yandan hüzün duyarken, bir yandan hayatımıza giren çocuklarımız, torunlarımız, yeğenlerimiz, aileye yeni katılan bireyler gidenlerin yerini dolduran, yaşantımızın içerisine giren, bizlerden bir parça olanlar bayramlarımız renkli kılmaktadır yinede.
Aslında eski bayramları özlemek çocukça düşünmek hırstan, kin ve nefretten uzak, çocukluğun verdiği saf duygumuzu içimizin sevgiyle dolu yanını özlüyoruzdur kim bilir.  Birazda büyüdükçe hayatın zorlamaları, geçim zorlukları, kapitalist düzenin yarattığı düşünce kirliliği, bizden alıp götürdüğü o sevimli çocuksu yanlarımızı özlüyoruzdur.
Dini ve milli bayramlarımız bizi biz yapan millet olma şuurumuzdur. Onları yaşatmak, değer vermek geleceğimize sahip çıkmak anlamı taşımaktadır bir bakıma. Bayramlarımız kutlarken, uzakta olanların sms ile değil telefonla arayarak seslerini duyalım, seslerimizi duysunlar. Ziyaret etme imkânımız olanları evlerinde ziyaret edelim. Büyüklerin ellerinden, küçüklerin yanaklarından öpelim, dokunmanın hazzını sıcaklığını hissedelim. Bu bayram birlikte olduklarımızla başka bir bayramda birlikte olma şansını bulamayabiliriz maalesef. Ne kadar yoğun iş tempomuz olsa dahi aile, akraba, eş, dosta ayıracak vaktimizden daha önemli olmamalı iş hayatımız.
***    ***  ***  ***
Kurban; Hz. İbrahim verilen söz üzerine oğlu İsmail’i Allah’a kurban edecekken gökten bir nida ve görevli melekler tarafından,“sen sözünde durdun ey İbrahim, aşılması zor imtihanı geçtin. Bizde kesmen için göklerden bu koçu kurban etmen için getirdik. Bizde sana güzel bir şans nasip ettik” derler görevli melekler.
Kurban bayramı Hicri takvime göre Zilhicce ayının onuncu gününden itibaren dört gün kutlanır. Hicri takvim bir ay takvimi olduğu üzere, her yıl 11-12 önce gelmektedir. Kurban Bayramı, aynı zamanda İslam âleminin hacı adaylarının Mekke’de hac farizasını ifa ettikleri vakittir.  Kurban, Allah için her şeyimizi feda edebileceğimiz teslimiyeti temsil etmektedir.
Hac suresinde Allah (c.c.) şu şekilde hitap etmektedir;
“Onların etleri ve kanları asla Allah’a ulaşmaz. Allah’a ulaşacak olan ancak, sizin O’nun için yaptığınız, gösterişten uzak amel ve ibadettir.” (Hacc 22/36;37)  
Kurban bayramı farklı dillerde ve ülkelerde farklı şekillerde anılmaktadır.
Arapça İyd-el Adha şeklinde, Türkçede  Kurban Bayramı olarak anılırken, Hindistan ve Pakistan’da bayrama genellikle Bakra Eid denir ki bunun anlamı “Keçi Bayramı”dır. Bu ülkelerde sıklıkla kurban edilen hayvan keçidir. Bakra Eid,Güney Afrika’da da kullanılan bir isimdir. Bangladeş’te kullanılan yaygın isimlerse Id-ul-Azha ve Korbani Id’dir. Türkçe ismine benzer bir şekilde Bosna-Hersek, Bulgaristan da Koç bayramı, Arnavutluk’ta Kurban Bajram şeklinde anılır. Nijerya’da Babbar Sallah, Somali’de ve Kenya ile Etiyopya’nın Somalice konuşan bölgelerinde ise Ciidwayneey.
Her gününüz bir bayram havasında geçmesi dileklerimle 
Saygıyla kalınız.