Uluslararası Bodrum Bale Festivali, 12. senesinde de yine zengin bir programla izleyicileriyle buluşuyor. Devlet Opera ve Balesi Genel Müdürlüğü tarafından DenizBank’ın katkılarıyla gerçekleşen festival, 19 Temmuz – 6 Ağustos 2014 tarihleri arasında Türkiye’den ve dünyadan seçkin bale yapıtlarını, Bodrum Kalesi’nin tarihi atmosferinde izleyicilerin beğenisine sunuyor.
 
Türkiye’nin ilk bale festivali olarak, ülkemizin kültür sanat yaşantısında özel bir noktada konumlanan Uluslararası Bodrum Bale Festivali, 19 gün boyunca sanatseverlere 6 bale prodüksiyonu ve toplam 9 temsil ile unutulmaz anlar yaşatacak; İspanya’dan Carlos Saura Gösteri Topluluğu ve Moskova Akademik Klasik Bale Tiyatrosu gibi dünyaca ünlü bale topluluklarını konuk olarak ağırlayacak.

Ülkemizde opera ve bale sanatlarını toplumun tüm kesimlerinin yararına sunmak misyonuyla faaliyetlerini sürdüren Devlet Opera ve Balesi Genel Müdürlüğü’nün, Türkiye’nin kültür sanat yaşamına destek vermek amacıyla hareket eden DenizBank’ın ana sponsorluğunda organize ettiği Uluslararası Bodrum Bale Festivali’nin tanıtım toplantısı 18 Temmuz 2014, Cuma günü gerçekleştirildi.

Bodrum, LVZZ Hotel’de düzenlenen toplantıya; Devlet Opera ve Balesi Genel Müdür ve Genel Sanat Yönetmeni Prof. Rengim Gökmen, DenizBank Genel Müdürü Hakan Ateş Bodrum Belediyesi Belediye Başkanı Mehmet Kocadon ve Festival Sanat Yönetmeni Zeynep Sunal katıldı. 

Türkiye’nin ilk bale festivali olarak öne çıkan ve 12 yıldır Türk ve dünya balesinin özgün yapıtlarını sıra dışı dekor, kostüm ve koreografiler ile sanatseverler ile buluşturan Festival, 19 gün boyunca, 6 prodüksiyon ve toplam 9 temsil ile sanatseverlerin karşısında olacak. Festival kapsamında; Mersin, İstanbul, İzmir ve Ankara Devlet Opera ve Balesi yapımlarının yanı sıra, İspanya’dan Carlos Saura Gösteri Topluluğu ve Moskova Akademik Klasik Bale Tiyatrosu gibi bale sanatının uluslararası arenada başarılı temsilcilerini de izlemek mümkün olacak. 

Bodrum Kalesi’nde görkemli festival

Bu yıl 12.’si düzenlenen Uluslararası Bodrum Bale Festivali; tarih, kültür ve doğanın aynı potada eridiği turizm kenti Bodrum'da, tarihi Bodrum Kalesi’nde seyircisiyle buluşuyor. Festival kapsamında Bodrum Kalesi, Türkiye’den ve dünyadan bale sanatına ismini yazdırmış yıldız topluluklara ev sahipliği yaparak, izleyicilere gerçek bir sanat şöleni yaşatıyor.

Prof. Rengim Gökmen: “Bale sanatı uluslararası arenada toplumumuzun yüzünü ağartan, en önde gelen alanlardan biridir”

Devlet Opera ve Balesi Genel Müdür ve Genel Sanat Yönetmeni Prof. Rengim Gökmen tanıtım toplantısında şunları söyledi:

“Bale sanatı uluslararası arenada toplumumuzun yüzünü ağartan, en önde gelen alanlardan biridir. 60 yılda böyle bir seviyenin yakalanmış olmasından kıvanç duyuyoruz. Sahne sanatları içinde folklordan bale sanatına kadar geniş bir yelpazeyi kapsayan dans, her milletten, her dinden, her mezhepten insanı doğrudan etkilemesiyle insana en yakın sanat dalıdır. Ülkemizde, bu sanat dalının ilk festivalinin, Bodrum gibi dünyaya açılan bir kapı olan bu beldede olması aradan geçen 12 yılda festivalimize ayrı bir önem verdi. Bodrum’un Akdeniz coğrafyasında artan turistik önemine sanatla, baleyle büyük bir katkı sunulduğunu düşünüyorum. Festivalimizin biletleri sanatseverlerin yoğun ilgisiyle günler öncesinden tükeniyor ve tüm temsiller %100 doluluk oranı ile gerçekleşiyor. Geçen yıl festivalimizde yer alan 5 yapım ve 7 temsille 9.000 izleyiciye ulaştık. Başta sanatseverler olmak üzere, bizlere destek veren ve emeği geçen herkese teşekkür ediyorum.”

Hakan Ateş: “Kültür sanat alanındaki başarılı çalışmalar uluslararası arenada da yüzümüzü güldürüyor”

DenizBank Genel Müdürü Hakan Ateş; Uluslararası Bodrum Bale Festivali’nin tam 12 yıldır, ülkemizin kültür yaşamını zenginleştirirken, uluslararası arenadaki marka değerine de önemli katkı sağladığına dikkat çekti. Ateş, “Her zaman ve her yerde ‘Sanata Evet’ diyen bir Banka olarak, ülkemizde kültür-sanata duyulan ilginin artmasına büyük önem atfediyoruz. Sadece ülkemizin değil, uluslararası bale sanatının da başarılı temsillerini izleme olanağı sunan festivalimiz, her yıl olduğu gibi bu sene de sanatseverler tarafından büyük ilgiyle karşılanıyor.  Geçtiğimiz ay 11 bin sanatsever tarafından takip edilen, bizim de ilk günden bu yana desteklediğimiz Uluslararası İstanbul Opera Festivali’nin ardından, değerli bir organizasyonu daha Devlet Opera ve Balesi ile birlikte hayata geçirmekten büyük mutluluk duyuyoruz. Kültür yaşamımızda değer yaratan, iz bırakan etkinliklere imza atmaya devam edeceğiz. ” dedi.

Bu yıl 12.’si düzenlenecek Festivalin açılış temsili 19 Temmuz Cumartesi günü “Çalıkuşu” Balesi, kapanış temsili ise 6 Ağustos’ta “Kamelyalı Kadın” ile yapılacak. Festivalin bilet fiyatları 20 TL - 60 TL arasında değişiyor.

 

FESTİVAL PROGRAMI

TARİH                                        PROGRAM                       

    

19-20 Temmuz 2014

Çalıkuşu

23 Temmuz 2014

Flamenco Hoy by; Carlos Saura

26 Temmuz 2014

Afife

29- 30 Temmuz 2014

Kerbela

2 Ağustos 2014

Tango’s

5-6 Ağustos 2014

Kamelyalı Kadın



 

Çalıkuşu

Usta koreograf Merih Çimenciler tarafından, ünlü Çalıkuşu romanından baleye uyarlanan “Çalıkuşu”, çoğunluğu Türk müziği sazlarından oluşan bir orkestra tarafından canlı olarak icra edilen Geleneksel Türk Sanat Müziği eşliğinde Mersin Devlet Opera ve Balesi’nin bir prodüksiyonu olarak sahnelenecek. Türk edebiyatında çığır açan büyük yazar Reşat Nuri Güntekin’in ölümsüz eseri Çalıkuşu’nun dans ve müzikle yorumu 20 Temmuz 2014 Pazar gecesi de sanatseverlerle buluşacak. Aslında Reşat Nuri Güntekin, Çalıkuşu'nu önce İstanbul Kızı adıyla dört perdelik bir oyun olarak yazmıştır. Yapıtı, 1922'de Vakit gazetesinde Çalıkuşu adıyla roman olarak yayınlanınca büyük ilgi çekmiştir. Ağırlıklı olarak Anadolu'da geçen ve arka planda Osmanlı'nın son yıllarını anlatan bu romanın başkahramanı Feride, o dönemde birçok kızın cesaret edemeyeceği işler yapar, meselâ her teneffüs okullarındaki ağaca tırmanır ve daldan dala atlar. İşte bunu gören muallim ona “Bu kız insan değil çalıkuşu” diye bağırmış ve o günden sonra Feride’nin adı Çalıkuşu olarak kalmıştır. İşte adını bu takma isimden alan bale eseri de duygusal bir olayı anlatmakla birlikte Türkiye'de yeni ve modern bir dönemin başlamasını dans diliyle seyirciye aktaran bir eserdir.

 

Flamenco Hoy by; Carlos Saura

Ünlü İspanyol sinema yönetmeni, senarist, aktör ve yapımcı Carlos Saura’nın yönetmenliğini yaptığı ilk canlı dans performansı olan, dâhi koreograflar Rafael Estevez ve Nani Paños’un güç ve enerji dolu parlak çalışması Flamenco Hoy’un biletleri temsile 15 gün kala tükendi. “Flamenko’nun vitrini” olarak tanımlayabileceğimiz bu esere bilet bulabilenler, nefes kesen dansları, dinamik müziği ve insanın ruhunu fetheden şarkıları, her biri kendi alanında tanınmış isimler olan müzisyenler ile sıradışı dansçılardan izleme fırsatı bulacaklar.

 

Afife

İstanbul Devlet Opera ve Balesi tarafından 26 Temmuz 2014 Cumartesi gecesi sahnelenecek eser, 1919 yılında Müslüman kadınların sahneye çıkmasının yasak olduğu bir dönemde, bütün olumsuzluklara karşın sahneye çıkan ilk Müslüman Türk kadını olan Afife Jale’nin hayatı üzerine kurulu modern bir bale prodüksiyonudur. Günümüze kadar yüzlerce, belki binlerce kadını etkilemiş, Türkiye’nin ‘sahne’ tarihinde bir mihenk taşı olmuş Afife Hanım 13 Nisan 1919 tarihinde, Hüseyin Suat'ın "Yamalar" adlı oyununda, Emel rolü ile ilk kez sahneye çıkıyor. Asıl ismi Afife olan sanatçı, bu oyunda "Jale" takma ismini kullanmış ve daha sonraları Afife Jale adıyla anılmaya başlanmıştır. Babası onun tiyatrocu olmasına karşı olduğundan ve oyunculuğu hafiflik olarak gördüğünden evden ayrılmak zorunda kalan Afife’nin ailesiyle bağını ünlü yazar Selim İleri şöyle ifade ediyor; "Aileden koptuğu düşünülemez Afife Jale’nin. Sonuna kadar aileyle bağı devam ediyor. Sonuçta aile tiyatrocu olması dolayısıyla ona karşı yadırgayıcı bir yaklaşım göstermiş ama sonuna kadar bırakmamış. Çünkü en düşkün zamanlarında da yine erkek kardeşinin evinde kalıyor. Tabi aile her hâlde, mecburi olarak biraz uzak durmuş ama sonuna kadar onu koruduklarını zannediyorum." Ülkemizde bütün kadın sanatçıların yolunu açan ilk adımı atma cesaretini gösteren Afife Jale’nin hayatının 4 ayrı dönemini 4 ayrı sanatçının canlandırdığı, müziğini Turgay Erdener’in yazdığı, koreografisini Beyhan Murphy’nin yaptığı bu bale eseri, bir ustalar şaheseri olarak gerçekten izlenmeye değer.

 

Kerbela

Kerbelâ Olayı; ülkemizde yazılmış birçok edebi esere konu olmasına rağmen, tiyatro eseri olarak ilk kez Ali Berktay tarafından yazılan bir oyunla 2009 yılından itibaren 4 yıl süreyle Ankara Devlet Tiyatrosunda kapalı gişe oynamıştır.  Bu kez,  İslâm tarihi içerikli ilk bale eseri olarak İzmir Devlet Opera ve Balesi tarafından dünya prömiyeri yapılan, bestesi Can Atilla’ya, koreografisi Mehmet Balkan’a ait olan Kerbela bale eseri, Bodrum Bale Festivali’nde 29-30 Temmuz 2014, Salı ve Çarşamba günleri iki temsille sahnelenecek. Konusunu peygamberler döneminden alan, “Kerbela” eserinde dünya dinler tarihi bakımından da önemli bir trajedi olan Kerbela hadisesi anlatılıyor. Bu eser, olayların birebir aktarıldığı bir belgesel değil, aksine sanatsal bir kurgu niteliğinde sanatseverlerle buluşacak. Kerbela olayı folklor ve müziğe de konu olmuş, Türk din musikisinde muharrem ilâhileri ve mersiyeleri ile yerini almıştır. Ancak, ilk kez bu konuda çağdaş bir uslupla yazılan olağanüstü bir müzik eşliğinde sunulan bu bale eserinin sadece müziğini bile dinlemenin verdiği his anlatılamaz; yaşanır.İçinde insan sesi de kullanılan bu müzik seyirciyi mistik bir dünyaya götürüyor. Tabii üzerine sahnedeki müthiş performans da eklenince; seyirciler olayı yaşar gibi oluyorlar.  Bodrum’da olup da izlememek büyük bir kayıp olur; başka söze gerek yok.

 

 Tango’s

Eser, Ankara Devlet Opera ve Balesi tarafından 2 Ağustos 2014 Pazar gecesi festival izleyicisi ile buluşacak. Üç bölümden oluşan programda 5 Tango’s, Bolero ve Entre Dos Aguas adlı koreografiler izlenebilecek.  5 Tango’s adlı bölümün koreografı Hans van Manen, tangonun, tıpkı vals gibi yenilikçi şekilde yorumlanabileceğini, klişe kavramlardan kurtarılabileceğini, Astor Piazzolla'nın beş tınısından ilham alarak sanatseverlere gösteriyor. Koreograf Uğur Seyrek tarafından sahneye konulan ikinci eser olan ve Ravel’in Bolero’su eşliğinde oynanan Bolero, hayata dair her şeyin olduğu bir dünyanın yansıması olarak izlenmeye değer bir eser Koreografide; varoluş, kararlılık, gurur, ilgi, aşk, rekabet, çatışma, uyum, meydan okuma, kırgınlık ve ısrar gibi insana dair tüm olgular sahneye taşınıyor. Son performans ise, “iki suyun arasında” anlamına gelen ve iki nehrin birleşerek girdap oluşturduğu yerin, dansçıların salınma, dönme ve kaldırma hareketleriyle yansıtıldığı Entre Dos Aguas. Koreograf Robert North, orijinal Flamenko dansından çıkarılan duruşlarla ve adımlarla kendi hareket stilini oluşturduğu koreografisinde, Simon Rogers ve Paco de Lucia'nın müziklerini birleştiriyor.

 

Kamelyalı Kadın

Oğul Alexander Dumas’nın (fils’in) başyapıtı olan “Kamelyalı Kadın” (“La dame aux camélias”) isimli roman daha sonra yazarın kendisi tarafından oyun haline getirilmiştir. İngilizce’ye “Camile” ismiyle adapte edilen yapıt, Verdi’nin 1853 tarihli La Traviata isimli operasına da kaynaklık etti. Bu ölümsüz eser, bu kez bale formatında G.Verdi ve P.Salnikov’un müziği eşliğinde Moskova Akademik Klasik Bale Tiyatrosu tarafından 5 Ağustos 2014 Salı ve 6 Ağustos 2014 Çarşamba geceleri Bodrum Bale Festivali’nde sahnelenecek. Natalia Kasatkina ve Vladimir Vasilyov’un kurucusu olduğu, Rusya'nın 3 önemli bale topluluğundan biri olan Moskova Akademik Klasik Bale Tiyatrosu, eseri büyük Rus ekolüyle ve bale-melodram olarak sahneye aktaracak. “Yıldızlar Topluluğu” olarak da tanınan konuk topluluk, geleneksel ve modern öğeleri kaynaştıran kendine özgü bale stili ile 1984 senesinde Moskova Devlet Akademik Klasik Bale Tiyatrosu unvanına layık görüldü. “Marguerite Gautier” rolünü oynayan Rusya Federasyonu Halk Sanatçısı unvanlı Ekaterina Berezina ve “Yaşlı Baron” rolüyle izleyici ile buluşacak olan Rusya Federasyonu’nun Onurlandırılan Sanatçısı unvanlı Sergey Belorybkin eserde rol alarak 12. Bodrum Uluslararası Bale Festivali’nde yer alacaklar. Uluslararası Yarışmalarda büyük ödülleri olan her iki sanatçı da aynı zamanda “Dansın Ruhu” (Spirit of Dance Award) ödülü sahibidir.