ASILSIZ ERMENİ İDDİALARI
VE ERMENİLERİN TÜRKLERE YAPTIKLARI MEZÂLİM


Ermeniler, 4.000 yıl boyunca Anadolu topraklarında yaşadıklarını, 1915 yılında uygulamaya konulan Tehcir kararı ile vatanlarından kovulduklarını ve mecburî göç uygulamaları sırasında 1.500.000 Ermeni’nin soykırıma tâbi tutulduğunu iddia ediyorlar. Bu iddiaya dayanarak:

1-Türkiye Cumhuriyeti’nin kendilerinden özür dilemesini,
2-Mağdur edilen ailelere tazminat ödenmesini,
3-Kovuldukları toprakların kendilerine iade edilmesini istiyorlar.

İstedikleri topraklar;

3.1-18 Ocak 1919 tarihinde yapılan Paris Barış Antlaşması toplantısına verdikleri dilekçeye göre; Mersin, Tarsus, Kayseri, Sivas, Ordu, Giresun, Trabzon, Rize, Artvin, Ardahan, Kars, Iğdır, Van, Bitlis, Siirt, Diyarbakır, Kahramanmaraş, Gaziantep İskenderun ve Adana illeri ile bu illerin iç kısımlarında kalan Malatya, Erzincan, Bayburt, Erzurum, Muş ve Gümüşhâne illerimiz.

3.2-10 Ağustos 1920 tarihinde yapılan Sevr görüşmeleri toplantısına verdikleri dilekçeye göre;  Gümüşhâne, Trabzon, Rize, Artvin, Ardahan, Kars, Van, Bitlis Erzincan, Erzurum ve Bayburt illerimiz.

Başbakanlık Osmanlı Arşivleri’nin kurucu Genel Müdürü, Arşiv Uzmanı, Kütüphâneci, Öğretim Görevlisi ve Mutasavvıf-Araştırmacı Yazar İsmet Binark, yerli ve yabancı yüzlerce kaynak ve binlerce belge üzerinde yaptığı incelemelerin neticesini; ‘Asılsız Ermeni İddiaları ve Ermenilerin Türklere Yaptıkları Mezâlim’ isimli kitabında Türk ve dünya kamuoyuna sunuyor.

İncelenen belgelere göre ortaya çıkan gerçekler şunlar:

1-Ermeni târihçiler dahi kendi aralarında fikir birliği içinde değillerdir. Bu da, anayurtlarının neresi olduğu ve kökenleri konusunu tartışmalı kılmaktadır. Birbiriyle çelişen görüşler karşısında, Ermenilerin iddia ettikleri gibi Doğu Anadolu’da 3–4.000 yıldır mevcut olduklarını kabullenmek ilmî olarak mümkün değildir.

2-Türkler Anadolu’ya geldiklerinde Anadolu’da bir Ermeni devleti yoktu. Bizans İmparatorluğu vardı. Dolayısıyla topraklarının ellerinden alındığı, vatanlarından kovuldukları iddiaları asılsızdır.

3-1915 öncesi ve sonrasında Osmanlı Devleti, Ruslarla savaş hâlinde idi. Ermeniler vatandaşı oldukları Osmanlı Devleti’ne ihânet etmişler, kadınlar da dâhil olmak üzere eli silah tutan her Türk’ün vatan müdafaasında olduğu bir dönemde, küçük çocuklarla yaşlı insanların yaşadıkları şehir ve köylerde katliam yapmışlar, evlerini yakmışlar veya mallarını gasbetmişlerdir. Osmanlı Devleti, bölgede düzen kurmak ve bölgede yaşayan insanların can ve mal güvenliğini sağlamak maksadıyla; âsi, kaatil ve soyguncu Ermenileri, savaş alanı dışındaki bölgelere yerleştirme kararı almış ve bu kararı, kimsenin zarar görmemesi için titizlikle uygulamıştır. Harp yıllarıdır. Gıda ve ilaç sıkıntısı vardır. Ulaşım ve iletişim imkânları son derece sınırlıdır. Her türlü ihtimama rağmen istenmeyen olaylar cereyan etmiştir. O yıllarda Ermeniler kadar, hatta onlardan daha çok Türk, bölge ve dönem şartları sebebiyle zarar görmüş veya ebedî âleme intikal etmiştir.

4-Ölen Ermenilerin sayısı, iddia edildiği gibi 1.500.000 değildir.

5-Milletlerarası hukuk kurallarına göre ‘soykırım’ kavramı, genel kabul gören bir târife kavuşturulmuştur. Bu târife göre, 1915 olayları soykırım değildir.

*  *   *
‘Türk’ün Mâvi Kitabı’ adını taşıyan eserinde İsmet Binark bütün bu gerçekleri ve daha fazlasını, tarafsız ve inandırıcı bir üslupla ortaya koyuyor.

Ermeni komite ve çeteleri tarafından akla hayale gelmeyecek işkencelerle öldürülen şehitlerimizin aziz hâtıralarına, rahmet dilekleri ve saygı ile ithaf olunan kitap; 15 X 20,5 santim ölçülerinde, birinci hamur kâğıda açık mâvi zemin üzerine koyu mâvi harflerle basılıdır ve 342 sayfadır. Eser 2005 yılında Ankara Ticaret Odası tarafından üçüncü defa bastırılmıştır. Dönemin Ankara Ticaret Odası Yönetim Kurulu Bakanı Sinan Aygün ve Ankara Ticaret Odası Meclis Başkanı görevine günümüzde de devam eden Nuri Gürgür ‘Sunuş’ ve ‘Önsöz’ başlıklı yazılar yazmışlardır. Bu yazılar, ilmî makale değerindedir ve birer manifesto mâhiyeti taşımaktadır.

Eser, Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından da bastırılmıştır.  

İsmet Binark ‘Kitap Hakkında Açıklama’ başlıklı yazısında; ‘Türk milleti olarak kan dâvâsı gütmek, cinâyetler işlemek ve intikam almak gibi hareketlere başvurmak, inancımıza da tarihî şeref ve asâletimize de yaraşmaz. Bu kitap; bir milleti, bir topluluğu, kin ve nefret duygusuyla karalamak ve yere vurmak için yazılmış değildir. Ancak, hakikatleri ortaya koymak, unutulmamalıdır ki, yerine getirilmesi gereken millî bir vazife ve aziz şehitlerimize ödenmesi icâbeden mânevî bir borç ve sorumluluktur.’ Diyor.

Sorumluluğun gereği yazar tarafından en mükemmel şekilde îfa edilmiştir. Sonrası, Türklerle Ermeniler arasındaki anlaşmazlığa müdâhil olan veya müdâhil olmayı düşünen devletlerin yöneticilerinin iz’an, idrak ve anlama kabiliyetlerine kalmıştır.    

ANKARA TİCARET ODASI:

Söğütözü Mahallesi 2180 Cadde Nu:5/A  Çankaya 06530 Ankara Telefon: 0.312-201 81 00 Belgegeçer: 0.312-201 80 46 Çağrı Merkezi: 444 0 286 e-posta:  HYPERLINK "mailto:[email protected]" [email protected]   HYPERLINK "http://www.atonet.org.tr" www.atonet.org.tr  


İSMET BİNARK:


Kütüphaneci – Arşiv Uzmanı. Millî Kütüphane'de Başuzmanlık yaptı. Başbakanlık Cumhuriyet Arşivi'nin kurulmasına öncülük etti. Sırasıyla Devlet Arşivleri Genel Müdür Yardımcılığı ve Genel Müdürlük görevlerinde bulundu.

Genel Müdürlüğü döneminde, Osmanlı Arşivi'ndeki tasnif çalışmalarının hızlandırılması ve tasnifi tamamlanan fonların kataloglarının yayınlanması yanı sıra; Cumhuriyet Türkiye’sinden gelecek kuşaklara sahip olmakla gurur duyacakları Cumhuriyet Arşivi'nin müesseseleşmesi konusunda büyük hizmetleri olmuştur.
Modern arşivcilik, Türk arşivcilik târihi ve Osmanlı arşiv belgeleri konusunda çok sayıda telif, tercüme ve tıpkıbasım eseri Türk arşivciliğine kazandırmıştır.

1930’lu yıllarda Bulgaristan'a kilo ile satılan Osmanlı arşiv belgelerinin kopyalarının Devlet Arşivimize geri getirilmesini ve katalogunun yayınlanmasını sağlamış; devlet arşivimizin müesseseleşmesi ve hizmet fonksiyonlarını yerine getirmesi konusunda büyük gayretleri olmuş, Türk arşivciliğine yurt içinde ve dışında itibar kazandırmıştır.

Türk kitapçılık, kütüphânecilik, arşivcilik ve kültür târihi konularında kitapları, inceleme yazıları, millî ve milletlerarası kongrelere sunulmuş tebliğleri vardır. Bâzı yazıları yabancı dillere de tercüme edilmiştir. Ayrıca, yayınlanmış çeşitli bibliyografik çalışmaları bulunmaktadır.

Türk ilim ve kültür hayatına, Türklüğe ve Türk milliyetçiliğine yaptığı hizmetlerden dolayı, 1993 yılında Türk Ocakları Merkez Heyeti'nce ‘Prof. Dr. Osman Turan Türklük Armağanı’, 1997 yılında Türkiye - Azerbaycan Dostluk Derneği'nce ‘Üstün Hizmet Plâketi’ ; aynı yıl, Kubbealtı Akademisi Kültür ve Sanat Vakfı, Türk Ocakları Genel Merkezi, Aydınlar Ocağı Genel Merkezi, Türk Dünyası Araştırmaları Vakfı, Türk Edebiyatı Vakfı, Türk Petrol Vakfı, Türk Kültürüne Hizmet Vakfı, İstanbul Fetih Cemiyeti, İslâm Tarih-Sanat ve Kültür Araştırma Vakfı, Avrasya Bir Vakfı, Kıbrıs Millî Koordinasyon Komitesi, Altay Vakfı, Batı Trakya Türkleri Kültür - Eğitim ve Sağlık Vakfı ve Boğaziçi Yayınları tarafından ‘Üstün Hizmet ve Şükran Beratı’; 1988 yılında da Ankara Aydınlar Ocağı tarafından ‘Şükran Plâketi’ ile ödüllendirilmiştir.

Genel Müdürlüğü döneminde :
'Osmanlı Belgelerinde Ermeniler (1915-1920)', 1994; 'Armenians In Ot-toman Documents (1915-1920)', 1995; 'Hüseyin Nâzım Paşa: Ermeni Olayları Tarihi', 2 cilt, 1994; 'Arşiv Belgelerine Göre Kafkaslar'da ve Anadolu'da Ermeni Mezâlimi (Armenian Violence And Massacre In The Ca-ucasus And Anatolia Based On Arc-hives, (1906-1919)', 2 cilt, 1994-1995 ad ve basım tarihli yayınların proje yürütücülüğünü yapmış; bir dizi halinde yayınlanan bu kitaplarla, Türklerin Ermenilere soykırım yapmadıkları, aksine Ermeniler'in Türklere soykırım uyguladıkları, bütün açıklığı ile orijinal arşiv belgeleri ışığında inkâr edilemeyecek bir şekilde ortaya konmuştur.

1988 yılında Türk Ocakları Genel Merkezi'nce yayınlanmış, 'Ermenilerin Asılsız Soykırım İddialarına Cevap!..' adlı kitabın da yazandır.
 

KUŞBAKIŞI:


ERMENİ OLAYLARI KRONOLOJİSİ:


13,5 X 21 santim ölçülerinde, birinci hamur kâğıda basılı 144 sayfalık eser, 2006 yılında yayınlandı. ‘Ermeni Meselesi’nin; emperyalist güçlerin kışkırttığı Ermeniler tarafından ortaya atılan dayanaksız yaygaralar olduğunu ısrarla söyleyen ve yazdığı eserlerle bunu ispat eden Hüdavendigâr Onur,  hazırlayıp yayınladığı ve ‘Millet-i Sâdıka’dan Hayk’ın Çocuklarına’ adını verdiği serinin 3. kitabı olan ‘Ermeni Olayları Kronolojisi’ isimli eserinde; Ermeni tarihine ait en eski bilginin 301 yılına ait olduğunu belirtiyor. 11 Temmuz 552 tarihinde Ermeni takvimi kabul ediliyor. 1018 yılında Çağrı Bey komutasındaki Selçuklu orduları, fetih maksadıyla geldikleri Van bölgesinde Ermenilerle karşılaşırlar. Böylece Türk-Ermeni ilişkileri başlamıştır. Hüdâvendigâr Onur, adım adım ilerleyerek ve bütün detayları vererek, çevre hâdiselerle birlikte ilişkileri, 23 Ocak 2006 târihine kadar getiriyor. 1700 yıllık tarihin özetini başarı ile okuyucuya sunuyor.

BİLGEOĞUZ YAYINLARI:

Alemdar Mahallesi Molla Fenarî Sokağı Nu: 35/B Cağaloğlu, İstanbul. Telefon: 0.212-527 33 65
Belgegeçer: 0.212-527 33 64  e-posta:  HYPERLINK "mailto:[email protected]" [email protected]   HYPERLINK "http://www.bilgeoguz.com.tr" www.bilgeoguz.com.tr  
 
SORULARLA ERMENİ MESELESİ:


Ermeni Meselesi, neredeyse bir buçuk asır önce kucağımızda bulduğumuz, bugüne kadar da taşımak mecburiyetinde bırakıldığımız bir meseledir. Muhataplarının dışında pişirilen ve geliştirilen bu mesele, bin yıldır birbirine el kaldırmamış iki milleti ikiye ayırmış, sönmeyen bir kin ve düşmanlık ateşini yakmıştır.

15,5 x 23 santim ölçülerinde sert kapak içerisinde iplik dikişli 471 sayfalık eserde Errmeni meselesinin bir Müslüman devlet olan Osmanlı’daki hukuk sistemi yani İslam Hukuku açısından değerlendirilmektedir. Prof. Dr. Ahmet Akgündüz, Doç. Dr. Said Öztürk ve Dr. Recep Kara, eseri hazırlarken, yerli ve yabancı kaynaklardan faydalanmışlardır. Eser 17 bölümde 181 sorunun cevabını vermektedir.

OSMANLI ARAŞTIRMALARI VAKFI (OSAV):

Zeynep Sultan Camii Sokağı Nu: 29 Gülhâne, Fatih,34410 İstanbul. Telefon:0.212 513 40 33 Belgegeçer: 0.212 511 34 78   HYPERLINK "http://www.osmanli.org.tr" www.osmanli.org.tr  
e-posta:  HYPERLINK "mailto:[email protected]" [email protected]


ERMENİ MESELESİ ÜZERİNE ARAŞTIRMALAR:


Prof. Dr. Erhan Afyoncu’nun editörlüğünde hazırlanan kitapta sekiz tarihçinin çeşitli boyutları ile Türk-Ermeni ilişkilerini incelediği dokuz makalesi yer almaktadır.

Bu makaleler okunduğunda 1915 öncesi ve sonrası Ermeni meselesinin gerçek yüzü net olarak görülecektir. Bilhassa 1878'den sonra gelişen olaylara dikkat edilecek olursa, 1915 mecburi göçüne nasıl gelindiği ve Ermenilerin devamlı olarak dünya gündeminde tuttukları bu hadisenin, aslında dile getirdikleri biçimde gerçekleşmediği anlaşılacaktır.

TARİH VE TABİAT VAKFI:

Tunusbağı Caddesi Kefçe Dede Sokağı Nu:23 Üsküdar, İstanbul Telefon: 0.216-492 62 86 Belgegeçer: 0.216-492 62 87 e-posta:  HYPERLINK "mailto:[email protected]" [email protected]   HYPERLINK "http://tarihtabiatvakfi.org" http://tarihtabiatvakfi.org  


DERKENAR:


ERMENİ MESELESİ NEDİR?


Ermeni meselesinin tarihî anlamı Osmanlı Cihan Devleti’nden alınacak topraklar üzerinde bağımsız bir Ermenistan kurulması teşebbüsleri ile Osmanlı idaresinin bunlara karşı çıkmasının oluşturduğu anlaşmazlık ve çatışmalardır. Bu maksatla Rusya’nın tahrik ve destekleriyle Osmanlı dönemindeki Ermeni isyanları bastırılmış, Rus toprakları üzerinde kurulan Ermenistan da 1920 yılının sonunda Türk güçlerine yenilmiştir. Ayrıca Türkiye-Ermenistan sınırı 1921 yılında imzalanan Moskova ve Kars Antlaşmaları'yla belirlenmiştir. Böylelikle bugün Ermenistan'ın Türkiye'den toprak talebinde bulunması imkânsız hale gelmiştir. 1922'de imzalanan Lozan Antlaşması da, genel hükümleriyle, kişilerin ve bu arada Osmanlı Ermenilerinin, olabilecek mal ve diğer taleplerini çözüme bağlamıştır. Böylelikle Ermeni meselesi önce Moskova ve Kars, sonra Lozan Antlaşması'yla hukuken sona ermiştir.
     İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra Sovyetler Birliği'nin Türkiye'den Ermenistan ve Gürcistan'a verilmek üzere toprak istemesi Ermenistan'da genişleme arzularının doğmasına yol açmıştır. Aynı dönemde Ermenistan dışındaki Ermenilerin, göç ettikleri ülkelerde asimile olmaya başlamaları Ermeni kimliğinin korunması meselesinin ortaya çıkmasına sebebiyet vermiştir. Buna çare olarak da, Yahudi Holokostu'ndan esinlenerek, 1915 sevk ve iskânı sırasında Ermenilere soykırım uygulandığı iddiası ortaya atılmıştır. Ermeni kiliseleri, siyasi partileri ve hayır demeklerinin desteklediği bu iddianın Ermenistan dışındaki Ermeniler tarafından benimsenmesi, onların Türk ve Türkiye düşmanlığı etrafında birleşmesine ve bunun sonucu olarak da Ermeni kimliğinin, bu düşmanlık temelinde korunmak istenmesine yol açmıştır.
     Ülkemizde genellikle Ermeni probleminin incelenmesi tarihî olayların anlatılması şeklinde yapılmaktadır. Problemin temelinde bazı tarihî olayların kasten Türkiye aleyhine yorumlanması bulunduğundan o dönem tarihinin doğru bir şekilde bilinmesi incelemeler için ön şarttır. Ancak bu gün karşılaştığımız problem, sadece tarihî hâdisenin aydınlatılması değildir. Bugün Türkiye'den, neredeyse bir asır önce vuku bulmuş bir olayı soykırım olarak tanıması, tazminat ödemesi ve sonra da, mümkün olursa, toprak vermesi istenmektedir. O itibarla tarihin yanında günümüz milletlerarası ilişkilerinin, milletlerarası hukukun ve özellikle soykırım hukukunun ve önemli bir etken olan Ermenilerin psikolojik durumunun da incelenmesi gerekmektedir. Diğer yandan günümüzde Türkiye ve Azerbaycan'ın Ermenistan ile ilişkileri de Ermeni meselesinin önemli bir parçasını oluşturmaktadır. Kısaca Ermeni probleminin çok yönlü olarak incelenmesi gerekir.

ÖMER ENGİN LÜTEM: ERMENİ SORUNU TEMEL BİLGİ VE BELGELER. ASAM Ermeni Araştırmaları Enstitüsü.  İstanbul, 2007 S: 1,2

KISA KISA…


1-ERMENİ MESELESİNE OBJEKTİF BAKIŞ: Halil Ersin Avcı / Doğan Kitap
2-OSMANLI’DAN GÜNÜMÜZE ERMENİ SORUMU: 11 yazarın makaleleri / Ozan Yayıncılık
3-BELGELERLE 1915 ERMENİ MESELESİ: Mustafa Öztürk / Bilge Karınca Yayınları
4-TÜRKİYE ERMENİLERİ TARİHİ: Levon Panos Dabağyan / IQ Kültür, Sanat Yayıncılık
5-ERMENİ MESELESİ: Bilal Şimşir / Bilgi Yayınevi