Kırca Ali belgeseli seyirci ile buluştu. Bulgaristan Stratejik Araştırmalar Merkezi (BGSAM) ve Bulgaristan Türkleri Kültür ve Hizmet Derneği (BULTÜRK) işbirliğinde ve İçişleri Bakanlığı Sivil Toplumla İlişkiler Genel Müdürlüğü’nün destekleriyle büyük bir bölümü Bitlis/Ahlât’ta çekilen “Kırcaali Efsanesi Belgeseli”nin ilk gösterimi Bayrampaşa Belediyesi Mehmet Akif Ersoy Kültür Merkezi’nde gerçekleştirildi. 

Belgeselin ilk gösteriminde yaptığı konuşmasına, Atatürk’ün “Tarih yazmak, tarih yapmak kadar mühimdir. Tarih yazan tarih yapana sadık kalmadıkça ortaya çıkan hakikat çok şaşırtıcı bir mahiyet doğurabilir” sözleriyle başlayan ve Kırca Ali’yi ve belgeselin çekim hikayesini anlatan Bulgaristan Stratejik Araştırmalar Merkezi Başkan Yrd. Eğitimci-Yazar Nevzat ÖZTÜRK konuşmasında özetle şunları söyledi:

 “Tarihimizin tozlu raflarında sadece akademisyenlerin araştırmalarına konu olan kahramanlarımızın milletimizle buluşturulması, gelecek nesillere tarihi kahramanlarımızı tanıtmak, onların kendi kahramanlarını rol model almalarını sağlamak amacıyla bir ilke imza atarak Gazi Kırca Ali’nin hayatını belgeselle anlatmaya çalıştık.

Bu belgesel bir ilktir. Türklerin Orta Asya’dan Özbekistan’da bulunan Buhara kentinden Ahlat’a Ahlat’tan da Anadolu’ya ve oradan Balkanlara uzanan tarihi yolculuğuna şahitlik eden Kırcaali’yi milletimizin dikkatine sunmaya çalıştık. Bilindiği üzere Buhara İslam tarihinde Kubbet-ül İslam olarak adlandırılan şehirlerden biridir.

Çünkü Buhara İmamı Maturidinin aklı esas alan ve insanı merkeze alan, şiddetten uzak İslam anlayışının, itikadi bakış açısının, aynı zamanda Ahmet Yesevi Hazretleri’nin tasavvufi anlayışı ile dünyaya sevgiyi, kardeşliği ve müsamaha’yı haykıran ve oradan Anadolu’ya, Anadolu’dan da dünyaya yayılan insan merkezli, Müslüman kafir olmasına bakmaksızın herkese hoşgörü ve müsamaha ile bakabilmeyi öğütleyen tasavvufi anlayışın yeryüzüne dağıldığı bir merkezdir.

Ahmet Yesevi Hazretleri’nin dergahında yetişen Horasan Erenleri, hocalarının işaretleri ile ilk olarak Anadolu’da Ahlat’a ayak basmışlar, Ahlat’ta kurdukları Yesevi dergahlarıyla belde insanını İslam’la, İslam’ın hoşgörüsü ile tanıştırmışlar ve büyük bir teveccüh görmüşlerdir.

Ahlat’ta bir müddet kaldıktan sonra artık yeni beldelere, yeni yerlere İslam’ı İlay-ı Kelimetullah’ı Güneşin Battığı yere götürebilmek için aralarında toplanan Horasan Erenleri, yeni bir istikamet göstermişlerdir. Buna göre; bir grubu Hazar kıyılarına, bir grubu Karadeniz, bir grubu da Akdeniz oradan Balkanları istikamet göstererek oralara İslam’ın güzelliğini, İslam’ın sevgi ve hoşgörüsünü, insanı merkeze alan, insana değer veren anlayışını o beldelere ulaştırma görevi verilmiştir.

Kırcaali hocası ve babası Gıyasettin Hüsrev hocanın önce Akdeniz’e oradan da Balkanlara yolculuğa çıkmasını istikamet olarak göstermesi üzerine yola çıkmış, Anadolu’yu yayan geçerek ve geçtiği her bir beldede camilerde halkla buluşarak davasını anlatmış ve onun üzerine kendisiyle yolculuğa çıkmak isteyen erenler onunla birlikte yolculuğa devam etmişlerdir.

Nihayet önce Alanya, daha sonra Gelibolu, Gelibolu’dan zorlu ve salla karşıya geçtikten sonra Edirne’ye Edirne’de de Bizans’la yapılan Çimbe Savaşı sonrasındaki galibiyet sonunda Balkanlara ulaşmış ve bugün Kırcaali denilen yerde 1434’ün sonbaharında vefat etmiştir. Kırcaali kasabasının ismi Gazi Kırcaali’den gelmektedir. Dolayısıyla böyle bir kahramanın torunlarına, bu kahramanı tanıtmak bir görev olarak görülmüş ve bu belgesel çekilmiştir.

Bu belgeselin çekilmesinde ve böyle bir eserin ortaya çıkmasında büyük emeği olan Sayın Bakanımız Süleyman SOYLU’ya buradan şükran borçlu olduğumuzu ifade etmek isterim.

(…) Böyle bir eserin galasında bizleri yalnız bırakmadığınız için siz kıymetli misafirlerimize, her daim bizlerin yanında olan Bayrampaşa Belediye Başkanı Sayın Atilla Aydıner’e, STK’larımızın çok kıymetli temsilcilerine, bu belgeselde bizatihi görev alan, rol alan yönetmen Mustafa Şahin’den başrol oyuncumuz Hakan Tepe ve belgselde rol alan bütün ekibe, Ahlat’ta bizleri yalnız bırakmayan ve bu belgeselde gönüllü rol alarak katkı sunan Ahlat halkına  teşekkür ediyoruz. Ahlat Kaymakamımıza, Ahlat Belediye Başkanımız Av. Mümtaz ÇOBAN’a ayrıca teşekkür ediyoruz.”

RAFET ULUTÜRK: “TARİHİMİZİ ve KAHRAMANLARIMIZI TANIMALIYIZ”

BULTÜRK Genel Başkanı Rafet Ulutürk de, konuşmasında, Kırca Ali belgeselinin çekim aşamalarını anlattı:

“Bul-Türk organizasyonu olarak İçişleri Bakanlığı’mızın işbirliği ile düzenlemiş olduğumuz tarih ve kültür turları ile yaklaşık 500 kişiyi Türkiye’den Bulgaristan’ın değişik şehirlerinde (Kırcaali, Plovdiv, Şipka, Kazanlık, Eski ZARA, Burgaz, Varna, Balçik, Dobriç, Razgrad ve Şumnu) ağırladık ve bilgilendirdik.

Bu organizasyon esnasında fark ettiğimiz en önemli şey, birlikte gittiğimiz çoğu vatandaşımızın ve soydaşımızın eserlerimizi, tarihimiz ve kahramanlarımız hakkındaki bilgileri çok eksik olduğunu öğrenmiş olduk. Örneğin, Çoğu misafirimiz, Filibe’ye ziyaretimizde İmaret Camisi’ni Lala Şahin Paşa’nın oğlu tarafından yaptırdığını orada öğrendi. ‘Bin atlı akınlarla çocuklar gibi şendik’ şiiri kimin için yazıldığını bilen dahi yoktu.

Durumdan vazife çıkarmalıydık ve çıkardık. Gezilerin tamamlanmasıyla yaptığımız değerlendirme toplantılarında, yeni neslin tarihle bağlarının zayıfladığını ve bu konuda BULTÜRK olarak neler yapabileceğimiz hususunu komisyon kurduk ve araştırmaya başladık. Öncelikle Bulgaristan’da en çok Türk’ün yaşadığı Kırcali’ye adını veren büyük kahramanın hayatını Osmanlı tarihinin tozlu sayfalarından gün ışığına çıkarmalı ve yeni nesillere bu bilgileri en doğru bir şekilde aktarmalıydık.

(...)Kırcali’den geriye doğru tarihin izlerini sürdüğümüzde o zamanlar Türkistan olan bugün Özbekistan’da bulunan Buhara şehrine kadar gittik. Kırcı Ali’nin Buhara’dan yola çıkarak Ahlât’a ve dahası bugünkü Türkiye haritasında 19 ilden ve 80 köyden geçerek tarihe ayak izi bırakarak Kircaali’ye kadar gittiğini öğrendik. Bu yolculuğumuzda bizler de bir şey anladık ki; aslında bu iki şehir Kırcaali ve Ahlât’ın tarihsel bağları olan 2 kardeş…

Ayrıca tarih değiştiren iki büyük savaşın kahramanlarından olduğunu Rum-eli topraklarına ilk geçen birinin de Kırcıların Ali olduğunu sonrasında buraları Türk-eli yaptıklarını öğrendik. Edirne’de 800 kişi ile 70 bin kişiye karşı savaşarak, savaşın kaderini değiştiren komutanlardan birinin yine Kırcıların Ali olduğunu fark ettik; tarihimiz ve kahramanımız ile gurur duyduk. Kircaali’ye yerleşimin bir tesadüf değil, o dönem Sultan Murad’ın emri ile olduğunu öğrenmiş olduk.

1878 den sonra yeni Bulgar yönetimlerinin uyguladıkları asimilasyon politikalarıyla, özellikle de Türklerin dilini, dinini ve kültürlerini yaşamasına engel olarak tarihi miraslarımızı yok etmeye çalışmışlardır. Türk, aydınlarını yok edip, sürgüne göndererek dili, gelenekleri, inanç ve ibadetlerini engelleyip, sistemli zulüm politikası uygulamışlardır.”

Bu belgeselin Türk Dünyası gençliği için tarihi bir uyanış, başlangıç ve armağan olmasını temenni ederim.

(…)Projemizi İçişleri Bakanlığı yetkililerine anlattık. Bize inandılar, teveccüh gösterdiler ve bizleri bu konuda desteklediler. Özellikle İstanbul Valiliği İl Sivil Toplumla ilişkiler Müdürü Bayram Ali ÇAKIROĞLU bizim bu projemizi desteklemesi ve bizlere güç vermesi bizleri te teşvik etti. Kırca Ali Efsanesi belgeseli Anadolu’yu aydınlatan meşalelerinden biri olan Kırcıların Ali’ye karşı ihmal edilmiş bir görevi yerine getirme sorumluluğudur.

Ayrıca Bu filmi Kırcıların Ali ve kahraman dava arkadaşlarına gecikmiş bir vefa borcumuz olarak, onların şahsında tüm şehit ve gazilerimize atfediyorum. Belgeselin gerçekleşmesinde bizi cesaretlendiren ve destekleyen Öncelikle eski içişleri bakanımız Süleyman SOYLU’ya ve şimdi yeni Bakanımıza da huzurunuzda teşekkür ederiz.”

ATİLLA AYDINER: “UNUTULMUŞ TARİHİN KAHRAMANLARIYLA TORUNLARININ BULUŞMASI”

Bayrampaşa Belediye Başkanı Atilla AYDINER de, yaptığı konuşmada, “Toplum geçmişini, tarihi gerçeklerini bilmediği müddetçe başkalarının yanlış bilgilerini kabul etmek zorunda kalır” diyerek başladığı konuşmasına şöyle devam etti:

“Bu, aynı zamanda onların sunduğu kahramanları alkışlamayı, hayranlığı da beraberinde getirir. O nedenle şanlı tarihimizin bir kesiti de olsa unutulan kahramanları ortaya çıkarmak, kendi kahramanlarımızla gurur duyan, onları örnek alan bir toplum oluşturabilmek amacıyla Gazi Kırca Ali’yi önce “KIRCAALİ EFSANESİ BELGESELİ” olarak modern çağın araçlarıyla toplumun önüne koymak, sonrasında aynı temayı filmleştirerek unutulmuş tarihin kahramanlarıyla torunlarını buluşturma hedeflenmiştir.

Başkalarının kahramanlarından ilham alarak zihinleri bulandırmak yerine, zihninizi açmak, yeni bakış açıları kazanmak için kahramanlarımızın yaşamlarını okumaya, onları daha yakından tanımaya, tanıtmaya ihtiyacımız var. Kendi kahramanlarımızın öykülerini yazdığımızda ve yolculuğa çıktığımızda çevremizdekilere biz ilham kaynağı olabiliriz.

Belgesel, AHLAT’ta çekilmiştir, çünkü AHLAT; Türklerin Anadolu’ya ilk ayak bastıkları yer olduğu gibi, Türkistan’dan gelen Maturidi itikadını ve Ahmet YESEVi tasavvufi anlayışını dünyaya yayan Horasan Erenlerinin ilk uğrak yerdiir, Burada bir müddet kalarak İslam’ın kök salmasını sağlayan erenlerin İLAY-I KELİMETULLAH’ı anlatmak, KIZILELMA’ya ulaşmak için yollar düştükleri; Hazar Kıyılarına, Karadeniz’e, Akdeniz ve Balkanlara İslam’ın götürülmesinin planlarının yapıldığını, istikametin buradan başladığı çok önemli bir yerdir.

Ahlat tarihi kaynaklarda, Türklere Anadolu’nun kapılarını açan 1071 Malazgirt Zaferi’nde Sultan Alparslan’ın karargahını kurduğu yer olan Ahlat, 24 Oğuz boyunun Anadolu’ya yayılması, Ertuğrul Gazi’nin doğduğu yer olduğundan Osmanlı Devleti’nde “Ata şehir” olarak anılması, yetiştirdiği mimar ve zanaatkarlarca ününü tüm dünyaya duyurarak ilk meslek odası niteliği taşıyan ahi teşkilatının kurulduğu şehir olması, 13. ve 14. yüzyıllarda yetiştirdiği ilim, din, kültür ve sanat adamları, mutasavvıf ve zahitleri ile “Kubbet’ül-İslam” unvanını alması gibi özellikleriyle Türk-İslam tarihinin önemli merkezleri arasında sayılıyor.

İşte bu “KIRCAALİ BELGESELİ” Buhara’da filizlenip dünyaya yayılan Maturudi İtikadi, Yesevi Tasavvufi anlayışının erenlerinden Kırcıali’nin Buhara’dan Ahlat’a, Ahlat’tan Balkanlara uzanan “İLAY-I KELİMETULLAH” ve “KIZIELMA” davasının tarihi yolculuğunu, kahramanlıklarını günyüzüne çıkarma çabasıdır.

(...) Bu ilki yapan BULTÜRK Genel Başkanı Rafet ULUTÜRK’e ve BGSAM Başkanı Prof. Dr. Hayati DURMAZ’ı kutluyorum. Bu dernekler içerisinde yeni bir yol açtıkları için ve diğer derneklerde örnek olmaları, artık herkes kendi köklerinden beslenmeleri gerektiğini çok güzel yansıtmışlar ve yol göstermişlerdir. Kendilerini kutluyor ve başarılarının devamını diliyoruz.”

    

Konuşmaların ardından Bayrampaşa Belediye Başkanı Atilla AYDINER’e gecenin anısına bir kupa BGSAM Başkanı Prof. Dr. Hayati DURMAZ, Başrol Oyuncusu Hakan TEPE’ye plaketini BGSAM Teşkilat Başkanı Oya CANBAZOĞU, Beydilli Türkmen Derneği Başkanı Ahmet AĞCA’ya MHP Fatih İlçe Başkanı Muharrem CAYMAZ takdim etti.