Toplum huzuru için suç önleme çalışmalarında devletin veya sivil toplum kuruluşlarının çok sıkı bir şekilde işbirliği yapmaları gerekmektedir. Ama gözden kaçırmamamız gereken en önemli faktör ise bireylerin suç önlemede duyarlı olmaları gereklidir ve de çok çok önemlidir. Unutmayalım ki, şahsi disiplin toplumsal disiplini oluştur. Bu bağlamda aşağıda ki önerilerden birçoğu az da olsa suç önleme programları için mükemmel olacağı kanaatindeyim. 
Evlilik yapacak çiftlere evlilik öncesinde çocuk yetiştirme sorumlulukları hakkında belediyeler tarafından uzmanlar eşliğinde kesin bir şekilde -iki saat bile olsa- eğitim verilmesi. Suç işlemelerinin önlenmesi için 18 yaşında küçük çocukların velilerinin de kanunen sorumlu tutulması. Suça itilmiş ve ceza almış mahkûmların açık ceza evlerinde tutularak üretime yönelik çalışmaların ciddi bir şekilde desteklenmesi. Hapishanelerde “Bizim okul” sisteminin ile genel branşlarda çok ciddi bir şekilde eğitimin yapılması ve diploma verilmesi. Hapishanelerin 18 yaşında küçükler hariç paralı olması ve buna karşın açık cezaevi sistemi ile para kazanmaya teşvik edilerek sorumluluk duygularını desteklenmesi.
Çocuk Esirgeme Kurumları’nın devletin kolluk kuvvetleri ve psikoloji uzmanları ile birlikte kesintisiz bir şekilde her ay-ama her ay-denetlenmesi. Mahkûmlara, onları topluma kazandıracak ve ekonomik yönden rahatlatacak, mesleki eğitim programları yapılması. Uyuşturucu veya uyarıcı maddelerin kullanıldığı veya temin edildiği kiralık evlerin sahipleri ile işbirliği yapılarak, suça yönelmiş veya yönelmeye meyil kişilerin kurtarılması için çalışmaların yapılması. Kadın ve çocuklara karşı yapılan tecavüz ve şiddet suçlarına, verilen hapis cezalarının –idam olalarak-artırılması. 
Suçluluğun yoğun olduğu semtlerde suç önleme için polis devriyelerinin çok sıkı bir şekilde ve aralıksız şekilde desteklenmesi. Hükümlü suçlulara yönelik hapishanelerde gerek psikolojik gerekse eğitim programlarının verilmesi; Uyuşturucu bağımlısı hükümlülere grup tedavisi yapılması. Türkiye’de 1980 yıllara kadar “Gece Bekçisi” sisteminin tekrar uygulamaya konulması. Şehirlerde çeşitli kılıklarda kamufle edilmiş, gizli polis sayısının artırılması. Silah taşıma ruhsatları verilecek mesleklerin daraltılması. Toplumda silahsızlanma bilincinin yerleşmesi çalışmaların artırılması. Yasa dışı silah taşıyan faillere yönelik yapılan tavizsiz tutuklamalar yapılması. Suça itilen çocuklara yönelik yoğun gözetim ve takip faaliyetleri ve eğitim programlarının sıkı bir şekilde yapılması gereklidir. Ailede ve okullarda toplumumuzun inanç temeli olan dini bilgilerin ve de örf adet gelenek ve göreneklerin çok ciddi bir şekilde verilmesi gereklidir. Çocuklarımıza; “yasaların ve insan haklarının” insan yaşamının vazgeçilmezi olduğu kesinlikle öğretilmelidir. En önemlisi ise aile ve eğitim sistemi olarak çocuklarımıza “emeksiz ekmek olmaz” bilincini vermek gerektir.
Çünkü gençlerin çalışmadan kolay ve kısa yoldan zengin olma arzusu suç önlemede zaman zaman ailelerle birlikte devleti de zorladığı gözden kaçmamalıdır. Bu nedenle, ülke çapında etkili ana-baba eğitimleri verebilecek kurslar açılmalı, çocuk sahibi olacak ailelere ebeveyn eğitimi verilmelidir. Ülkemiz insanın yüzde 99’nun Müslüman olması büyük bir yüzde hesabıyla suç önlemede diğer ülkelere göre büyük bir yer tutar. Eğer; bu bilinçle aile, millet, devlet ve hükümetler olarak suç önlemede işbirliği yapmaz ise; yine devletlerarası anlayış ve antlaşmalar olmaz ise biz yine toplacağız yine yakınacağız, yine ah vah edip, saçımızı başımızı yolacağız! Öyleyse çok geç kalmadan haydi, hep beraber çocuklarımıza sahip çıkalım ve huzurlu olalım! Çünkü, huzurlu olmak kolaydır.