Kıymetli okuyucularımız, öncelikle tüm ülkemizi derinden üzen Kahramanmaraş Pazarcık merkezli depremden etkilenen herkese geçmiş olsun dilek ve taziyelerimi iletiyorum. 

Bu hafta gazetenin bana ayırılan bölümünde sizlere güveni kötüye kullanma suçundan bahsedeceğim. 5237 Sayılı Türk Ceza Kanunu’na göre güveni kötüye kullanma suçu, ‘Başkasına ait olup da, muhafaza etmek veya belirli bir şekilde kullanmak üzere zilyedliği kendisine devredilmiş olan mal üzerinde, kendisinin veya başkasının yararına olarak, zilyedliğin devri amacı dışında tasarrufta bulunan veya bu devir olgusunu inkar eden kişi’ şeklinde düzenlenmiştir.

Bu suç şeklinde taşınır veya taşınmaz malın sahibi, faile malı muhafaza etmesi  veya kullanması için malın zilyetliğini isteyerek rızaen devretmektedir. Ancak fail, malın bırakılma amacının dışında bir işlem yaparak güveni kötüye kullanma suçunu işlemiş olmaktadır. Örneğin, Arabanın tamir edilmesi için tamirciye bırakıldığında tamircinin, kendisine rızaen zilyetliği bırakılan arabanın bir parçasını alması. (hava yastığı,lastikler, araç teybi v.b)  Bir diğer örnek, kargo şirketinin kendisine emanet edilen malı sahiplenmesi.

Bu suçu, dolandırıcılıktan ayıran en önemli fark, fail ile mağdur arasında geçerli bir sözleşme ilişkisinin olması ve mağdurun isteyerek malın zilyetliğini faile devretmesidir. Geçerli rıza, burada suçu ayıran bir etken olduğundan eğer fail, mağdurdan rızayı hileli davranışlarla almışsa geçerli bir rıza ve sözleşme olmayacağından bu durumda dolandırıcılık suçu oluşacaktır. Dolayısıyla güveni kötüye kullanma suçunun oluşabilmesi için örneğin arabanın zilyetliğinin geçici olarak tamirciye bırakılmasında mağdurun vermiş olduğu rıza, tamircinin hileli  bir davranışı sonucu verilmemiş ve dolandırma kastı olmamalıdır.  

Bu suç yukarıda açıklanan basit hali ile işlenebildiği gibi; Hizmet nedeniyle, Meslek veya sanat nedeniyle, Ticari ilişki sebebiyle, Başkasının mallarını yönetme yetkisi çerçevesinde teslim edilen mallar ile ilgili veya Eşyanın zilyetliğinin devralındığı olgusunu inkar etme şeklinde nitelikli halleri ile de işlenebilir. Suçun basit şekli şikayete tabidir. Nitelikli halleri ise şikayete tabi olmayıp, bir yıldan yedi yıla kadar hapis ve üçbin güne kadar adlî para cezası bulunmaktadır. 

Nitekim Yargıtay 15.Ceza Dairesi’nin örnek bir kararında, ‘Sanığın, katılana ait toplam 15,62 gram altını yeni bir yüzük ve kolye ucu yapmak üzere katılandan teslim aldığı halde, katılana verdiği yeni ürünün ağırlığının 8,82 gram olduğu, buna göre sanığın 6,80 gram altını uhdesinde tutarak haksız yarar sağladığı, bu suretle hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçunu işlediği’ şeklinde suç tipi tespit edilmiştir. 

Son olarak, sitenin yönetim kurulunda bulunan sanıkların, site sakinlerinden topladıkları aidatları kişisel hesaplarına aktarmaları, Cep telefonunu tamir için alan sanığın telefonu iade etmemesi, Rent a Car’dan kiralanan aracın kira süresi bittiği halde iade edilmemesi gibi olaylarda da güveni kötüye kullanma suçu oluşmaktadır.