10 NİSAN 2015 Cuma günü öğle sonrasındaki saatlere kadar Yay burcunda ilerliyor.
Ay Yay burcundan geçerken, eğitim ve yayıncılık, uzak yerlerle ve yabancılarla ilgili işler alanlarında odaklanacağımızı gösteriyor. 
Ay saat: 12:11 de boşluğa giriyor.
Ay boşlukta iken önemli sayılabilecek yeni işler başlatmıyoruz.
Daha önceden başlatılmış işleri yürütüyoruz. Çünkü Ay’ın enerjisi kontrol altında tutulmadığı bir süreç olduğundan sonuçlar istediğimiz gibi olmaya bilir.
Ay saat : 15:46 da Oğlak burcuna geçiyor.
Ay Oğlak burcunda geçerken gerçek sorumluluklarımız gündeme gelir ve değerimizi görürüz. 
Kalıcı sistemler kurar hayatımızı şekillendiririz. 
Bu günlerde ciddi oluruz. 
İnsanoğlu her zaman kendisine aşırı hoşgörülü yaklaştığı için Ay’ın Oğlak geçişi bu yüzden sıkıntılı geçer.. 
Bu süreçte somut ve kalıcı sonuçlar elde edebiliriz.
Sabah saat 07:00 Güneş Merkür kavuşumu ile Merkür “güneşin kalbinde” pozisyonunu alıyor olacak. Bu zamanlarda bilgi akışı yoğunlaşır, popüler olmasını istediğiniz fikirleriniz varsa eğer, bu fikirleri başkalarına sunmaya başlamak için değerlendirebilirsiniz. 
İdrak kabiliyetimiz yüksek olacağından, bu durumdan her zamankinden daha fazla istifade edebiliriz. Önemli okumaları, zihinsel çalışmaları da bugüne denk getirebiliriz. 
Merkür’ün Güneş’in kalbinde olması gece yarısı 00:30 civarından başlıyor ve 13:23 civarına değin sürüyor. 
Saat 19:56 itibari ile Jüpiter hala durağan olduğundan yeni işlere henüz başlamamanız tavsiye olunur. 
 Özellikle seyahat ve yeni bir eğitim gibi konular bir müddet daha bekletilmesi yerinde olur. 
Büyüme ve gelişmenin önünde engel olarak görülür. 
Bugün bir yürek ısıtacak bir hikaye paylaşmak istiyorum.
Fırına geldiğimde ortalıkta ekmek görünmüyordu. Eski bir dostum olan fırıncı,"Biraz bekleyeceksin hocam," dedi.
"İki-üç dakikaya kadar çıkartıyorum."
Kenardaki tabureye oturup beklemeye koyulurken, içeriye yaşlıca bir adamın girdiğini gördüm. Eskimiş ceketinin sol yakası altında bir madalya parıldıyor ve yürürken hafifçe topallıyordu. Selam verdikten sonra, fırıncının tezgahına yaklaşarak, "Ekmeklerimi alayım," dedi.
"Benim ikizler acıkmıştır."
Fırıncı, adamın kendesine uzattığı torbayı alarak tezgahın altına eğildi ve bir gün öncesine ait olduğu anlaşılan ekmeklerden dört-beş tane çıkardı.
Ben o arada oturması için kendi yerimi o adama vermiş, tezgahın yanına iyice yaklaşmıştım. Ekmeklerden birkaç tanesinin şekli değişmiş, katılaşmış, taş gibi olmuştu.
Fısıltı şeklinde fırıncıya sordum. Neden taze ekmeği beklemesini söylemiyorsun? Biraz sonra çıkacak ya!..
"Bayat ekmekleri kendisi istiyor." dedi fırıncı. "Çok fakir olduğundan, ona yarı fiyatına veriyorum."
"Kim bu adam?" diye sordum.
"Kore gazilerinden " dedi. "Oğluyla gelini bir trafik kazasında vefat edince, ikiz torunlarını yanına almıştı. Yıllardır onlara bakıyor, hem de çok az bir maaşla." 
Fırıncının anlattıkları karşısında içimin yandığını hissediyor ve ufak da olsa bir şeyler yapmak istiyordum.
"Aradaki farkı ben vereyim," dedim. "Hiç olmazsa bugün taze ekmek yesinler." Fırıncı, teklifimi kabul etti ve biraz sonra da, fırından yeni çıkan taze ekmekleri adamın torbasına doldururken şekli bozuk, bayat ekmekleri de tezgahın altına koydu.
"Çok şanslısın hacı amca," dedi. Çocuklar için sana bugün pasta gibi ekmek vereceğim."
Yaşlı adam, bir evlat sevgisiyle kucakladığı torbayı göğsüne bastırırken. "Allah, senden razı olsun evladım" dedi.
"Bugün onların doğum günü olduğunu nereden ?" (netten)
Bazen düşünmek gerek, yaşadığımız hayatı ve çevremizde kimlerin ne şekilde yaşadığını. Böyle bir şeyi görmemezlikten gelebilir mi insan?
Sağlıkla.