Bugün 8 Nisan Çarşamba gününe Ay Akrep burcunda boşluktayken girdik.  Ay, saat 08:08’de Yay burcuna geçiyor. 
Ay Yay burcunda Akrep burcundaki geçişine göre daha neşeli ve eğlenceli olduğumuz bir dönemdir.
Yay  mutluluğun, inancın ve şansın burcu olarak bilinir. Uzaklar, uzak kültürler, felsefe ve inanç konuları, bugünlerde öne çıkar.
Maceralar, seyahatler, yeni deneyimler, yabancılar ve toplumsal yargılar bu iki günde daha çok ilgileneceğimiz konular oluyorlar.
Olaylara geniş perspektiften bakar ve hoşgörü ile iyimser bir şekilde yargılarız.

Günün önemli gezegen açısı Merkür Pluto karesi olacak.   Bu açı altında kışkırtılan, manipüle edilen düşünceler söz konusu olur. 
Hoşgörüzüslük hakimdir.. Sözlerimizde “yıkıcı” etki hakim olabilir bu nedenle dikkat.
Komplo teorileri veya meydan okuma durumlar  gelişebilir. 
Aslında bu açıyı olumlu kullanmak için; kesinlikle bir “beyin fırtınası” için değerlendirilebilir.

Jüpiter direk hareketine geçince bir süredir sorun yaşanan ve yolunda gitmeyen veya geçiken  “bereket” konulu işleriniz; yoluna girmeye başlayacaktır. Ancak az bir sabır daha gerekiyor çünkü  Jüpiter henüz durağan hareketini sürdürüyor 19:56. 
Direk hareketine geçmek üzere henüz hız kazanmış değil.

14:24 Yay burcunda Solan Ay ile 

Saat 15:19 Merkür Uranüs ile kavuşuyor. Acak burada Merkür  Uranüs ve Plüto’yu tetikleyecek. Bu nedenle, ani beklenmedik şekilde gelişen sürpriz bir durum söz konusu olabilir. Şiddet ve  sözlü travmalar görülebilir. Bu nedenle sakin olmalı veya ani sözler ağzımızdan çıkmamalıyız.
Bu açı ile ayrıca gündeme gelebilecekler:
Orijinal fikirler
Ani beklenmedik düşünceler, fikirler
Keşifler
Beklenmedik sözler, ve agresyonlar
Teknolojik eller_bionik yapay el
Ani beklenmeden sarf edeceğimiz sözlerimiz şok etkisi yapabilecek nitelikte olduğunu bilelim.  Bu açı altında beyin fırtınası gerçekleştirebilir, yepyeni keşifler yapılabiliriz. Çünkü söz konusu olan enerji “orjinalitedir”. Daha önceden olmayan bir şeyin, keşfi mümkündür.
Alışılmışın dışında işlerle meşgul olmak, Uranüs’ün gerginliğini azaltacaktır. 


Mars Uranüs ve Plüto ani beklenmedik agresyonlara zemin hazırlıyor bu nedenle sukuneti korumalıyız. Her ne kadar zor olsa da….


Saat 16:29 itibari ile  Ay Satürn kavuşumu altında  konsantre olup çalışmaya ihtiyaç duyduğumuz konular gündeme gelebilir.
Tam bir çalışma açısıdır. Bu açı altında hatıralar da anımsanız ve tam bir nostalji açısıdır diğer taraftan…
Dar görüşlülük ve aşırı muhafazarkarlık bugünlerde aktif olabilir. Sözlerimiz çok etkili olduğundan; “aman dikkat”.
İpleri atmayın. İki düşünüp bir konuşun.
Üst oktavdan gelen mesajları iyi okuyun bugün…
Üstün bilgiye ulaşmanız mümkün…


Ay-Neptün karesinin etkisini göstereceği gece saatlerinde; netleşmekte zorlanabiliriz. Duygularımızı anlamakta zorlanabiliriz..Bu nedenle gece saatlerinde bazı kararlar almamakta fayda var.
RENKLERLE ŞİFA VE ÇAKRALAR

Renklerle şifa, çok eski dönemlerden beri kullanılan şifa yöntemlerinden birisidir. Renk tedavisi, aslında tıbbi bir yöntemdir, çünkü renkler belirli bir titreşim frekansı taşırlar. Sağlığımız ve organlarımızın dengede olması, organlarımızın kendilerine özgü bir titreşim frekansı içinde bulunmalarını gerektirir. Hastalık sırasında bu “özgün titreşim” hali sapmalar gösterir. Nasıl bio manyetik etkiler dengeler kurarak, sonunda şifa bulan tedaviler yapıyorsa, renklerde taşıdıkları ya da yayınladıkları titreşim frekansıyla organizmada tedaviler yapabilmektedir. Renk tedavisi, hastalığı meydana getiren titreşimleri değiştirerek organizmanın normal işlevine kavuşmasını sağlar. Titreşimlerin düzensizleşmesinin temelinde ise negatif düşünce ve heyecanlar yatar.

Negatif düşünceleri pozitifleştirmekte pek çok etken vardır ve bunlardan biri de renklerdir. Renklerin bedenimiz üzerindeki etkilerine geçmeden önce, Çakralardan söz etmek yerinde olacaktır. Bedenimiz üzerinde çakralar olarak bilinen yedi temel enerji merkezi vardır ve bu yedi temel enerji merkezine karşılık gelen özel bir renk de mevcuttur. Bu enerji merkezleri, hormonsal salgı bezlerinin ve büyük sinir ağlarının üzerinde ya da çok yakınında olup belirli noktalarda omurgayla kesişirler. Chakra sözcüğü Hint kökenli bir kelime olup, tam olarak “ateş çarkı” anlamına gelmektedir.

Her çakra, varlığımızın büyüme ve sağlığını da kapsayan çeşitli fonksiyonlarını kontrol eden hormonsal sistemdeki bir salgı beziyle yakından bağlantılıdır. Bu salgı bezlerinin fonksiyonlarındaki ağırlaşma ya da tıkanmalar, hayata bakışımız, ruh halleri ve davranışlar üzerinde etkiler meydana getirmektedir. Salgı bezleri beyine ve buradan da varlığımızın duygusal, zihinsel ve spiritüel yönlerine bağlıdır. Bu durumda çakralar, fizik bedenimizde bulundukları yerlerdeki meridyenleri, kendileriyle ilişkili olan duygusal ya da zihinsel hallere bağlayan iletkenler gibidirler. Bu, zihin ve beden arasındaki direkt ilişkinin bir örneğidir.

BİRİNCİ ÇAKRA: Kök merkez anlamına gelir, kuyruk sokumuyla ve üreme organlarıyla bağlantılıdır. Beşeri potansiyelimiz, temel yaşamsal ihtiyaçlarımız, ilkel ya da içgüdüsel yönlerimizle ilgilidir. Kök çakranın rengi kırmızı’dır.

İKİNCİ ÇAKRA: Omurga bölgesinde lumbar bölgesinde kesişir, dalak, böbrek ve pankreas meridyenleri ile bağlantılıdır. Bu çakraya karın çakrası da denir. Bedendeki şuursuz faaliyetler, cinsel dürtüler ve otomatik güdüsel ilişkilerle ilgilidir. Bu çakranın rengi turuncu’dur. Bu iki çarkada da en güçlü ve en sorunlu cinsel bağımlılıktan üreyen, karmanın tohumları saklanmaktadır.

ÜÇÜNCÜ ÇAKRA: Solar pleksus, güneş sinir ağı adıyla da bilinir. Bu çakra böbreküstü bezler, adrenaller, mide ile ilişkili meridyenlerle bağlantılıdır. Başkalarına hükmetme, ben merkezci duygular, kendi kendine eş koşmayla ilgili olan bu çakrada duygulara ve imajinasyona bağımlılıktan üreyen karmanın tohumları saklanmaktadır. Bu çakranın rengi ise sarı’dır.

DÖRDÜNCÜ ÇAKRA: Kalp çakrası olarak da bilinir. Burada sevgi ve şefkatle ilgili tohumlar saklıdır. Bedenimizdeki timüs bezi, dolaşım sistemi, kalp adalelerinin meridyenleri bağlantılıdır. Bu çakranın rengi de yeşil’dir.

BEŞİNCİ ÇAKRA: Boğaz çakrası olarak bilinir. Bedenimizde tiroit beziyle bağlantılıdır. İletişim, ifade ve yüksek düşünsel süreçlerle ilgilidir. Burada arınmayla ilgili karma tohumları saklanır. Bu çakra solunum sistemi ve deriyi kontrol eder. Bedenimizdeki bağlantılı meridyenleri, akciğerler ve kalbe giden adalelerdir. Rengi ise acık mavi’dir.

ALTINCI ÇAKRA: Üçüncü göz ya da alın çakrası olarak da bilinir. Bu çakra hipofiz beziyle, salgılarla bağlantılıdır. Yüksek düzeyde kendi kendinin farkında olma, içsel vizyon, mutluluk, neşe, zihin gücüyle ilgilidir .Bilimsel araştırma, ruhsal uygulamalar ve bilgelik tohumları bu çakra da saklanmaktadır.Beyin ve tüm vücut sisteminin yönetici kanalıdır. Aynı zamanda idrar kesesi ve ince bağırsak meridyenleriyle bağlantıdır.Bu çakranın rengi çivit mavi’sidir.

YEDİNCİ ÇAKRA: Başın tepesindedir ve tepe çakrası olarak da bilinir. Epifiz beziyle bağlantılı olan bu çakra, kendini bilme, en yüksek şuurluluk ya da aydınlanma ile ilgilidir. Mor, bu çakranın rengidir. (Netten)


Sağlıkla