ANKARA

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Gölbaşı'ndaki ASELSAN Radar ve Elektronik Harp Teknolojileri Merkezinin (ASELSAN Gölbaşı Yerleşkesi) açılış töreninde yaptığı konuşmada, "Artık eski Türkiye yok, şimdi yeni Türkiye var" mesajı verdi.

Buna rağmen Türkiye'yi engellemek için her yolun denendiğini dile getiren Erdoğan, engellemenin, geçmişte darbelerle muhtıralarla, bildirilerle yapıldığını, son yıllarda Gezi olaylarıyla Türkiye'nin durdurulmaya, geriletilmeye çalışıldığını ifade etti.

Oradan netice alınamayınca 17-25 Aralık darbe teşebbüsüyle aynı oyunun tekrarlandığını vurgulayan Erdoğan, sözlerini söyle sürdürdü:

"17-25 Aralık darbe teşebbüsünün hedef aldığı yerlere dikkat edin, ülkemizin gelişmesine, kalkınmasına, güçlenmesine katkı sağlayan tüm milli kurumlarımızın bu yapının saldırısına maruz kaldığını görürsünüz. Aynı çete kurduğu kumpas düzeniyle yıllarca ülkemizin tüm önemli kurumlarını ele geçirmeye, ele geçiremediklerini de çökertmeye çalıştı. Bu ülkenin Cumhurbaşkanından, Başbakanından Genelkurmay Başkanına, bakanlarına kadar herkesi dinleyip elde ettikleri bilgileri bir yerlere sızdırdılar. Türkiye bir kez daha küçük bir azınlığın çoğunluğa tahakkümü, vesayet düzeni kurması tehlikesiyle ne yazık ki karşı karşıya geldi. Hamdolsun, milletimizin desteğiyle, irfanıyla bu saldırılar amacına ulaşamadı."

İçeride ve dışarıda bu yapının tüm unsurlarıyla kararlı bir şekilde mücadele ettiklerini anlatan Erdoğan, ülkenin hastalıklı yapıdan tamamen temizlenene kadar da mücadelelerinin süreceğini söyledi. Türkiye'nin dünyada sıcak çatışmaların en çok yaşandığı bölgede yer aldığını belirten Erdoğan, Libya'dan Suriye'ye, Irak'tan Yemen'e kadar tüm bölgenin ateş içinde olduğuna dikkati çekti.

Doğuda Ermenistan ve Gürcistan, kuzeyde Ukrayna'nın huzursuz bölgeler olduğunu dile getiren Erdoğan, Balkanların sakin olsa da her an sorun çıkma potansiyeli bulunan bir bölge olduğunu ifade etti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Biz çevremizi saran tüm bu sıkıntılar içinde ekonomik, sosyal, siyasal bakımdan elbette savunma alanında kendimizi güven altına almak zorundayız. Biz güven içinde olmazsak diğer kardeşlerimize de yardımcı olamayız" dedi.

"1990'ların başındaki Türkiye bugünkü Türkiye olsaydı katliamı yapamazlardı"

"Türkiye, sadece kendi topraklarından, kendi vatandaşlarından sorumlu bir ülke değildir" diyen Erdoğan, Türkiye'nin tarihi ve kültürel bakımdan sorumluluk alanının çok daha geniş ve büyük olduğunu söyledi.

"Bunun için kendi içimizde bir olacağız, iri olacağız, diri olacağız" ifadesini kullanan Erdoğan, terör sorununun, Türkiye'nin uzun yıllarına ve 40 bin canına mal olduğunu dile getirdi.

Bu dönemde çevrede pek çok önemli hadise yaşandığını, Türkiye'nin kendi içine kapandığını, sorunlarına cevap arar hale düştüğünü dile getiren Erdoğan, "Kardeşlerimize yeterince el uzatamamış, yardımcı olamamıştık. Saraybosna'da 50'li yaşlardaki bir hanımefendinin orada görev yapan arkadaşlarımıza söylediği bir şey var, gerçekten çok çarpıcı, ibret verici. Diyor ki bu hanımefendi: 'O zamanki, 1990'ların başındaki Türkiye eğer bugünkü Türkiye olsaydı bize bu katliamı yapamazlardı'. Mesele bu. Ben aynı durumun Karabağ meselesi için de Ortadoğu'daki pek çok hadise için de geçerli olduğuna inanıyorum" şeklinde konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bugün Suriye'de yaşananların gerisindeki sebeplerden biri de aslında Türkiye'nin bu gücünü, konumunu kırma gayesidir. Biz Suriye içindeki çatışmaları önleyemesek de mağdur duruma düşen tüm kardeşlerimize sahip çıkarak, kucağımızı açarak bu oyunu önemli ölçüde boşa çıkardık. Esed'e verilen desteğin de DEAŞ'ın ortaya çıkartılmasının da Irak'ta izlenen mezhepçi politikaların ısrarla desteklenmesinin de gerisinde görüldüğü gibi yatan amaçlardan biri işte budur" dedi.

"Asla savaş peşinde bir ülke olmadık"

Bugün binlerce kişinin Saddam tarafından kimyasal silahlarla acımasızca öldürüldüğü Halepçe katliamının 27. yılı olduğunu hatırlatan Erdoğan, "İnsanlık dün Halepçe'ye sessiz kalmıştı. Bugün aynı duyarsızlığı Halep konusunda yaşıyoruz. Kardeşlerinin acısını paylaşan, onlara kucağını açan hep Türkiye oldu" diye konuştu.

Halepçe katliamının ardından zulümden kaçan 500 bin Iraklı Kürt'e bugün olduğu gibi o zaman da Türkiye'nin kapılarını açtığını anımsatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti:

"Halepçe'de katledilen binlerce kardeşimize de bugün Suriye'de zalim Esed yönetimi tarafından katledilen yüz binlerce kardeşimize de Allah'tan rahmet diliyorum. Türkiye olarak tüm bu gelişmeler karşısında diplomasinin imkanlarını sonunu kadar kullanarak mücadelemizi elbette yapıyoruz, yapacağız. Ama siyasi ve diplomatik gücümüzü askeri gücümüzle tahkim etmedikçe arzu ettiğimiz neticeyi alamayacağımızı da biliyoruz. Biz asla savaş peşinde bir ülke olmadık, olmayacağız. Bununla birlikte gerektiğinde her türlü mücadeleye sonuna kadar hazırlıklı olmak kararımızdan da asla vazgeçmeyeceğiz. En güçlü savunmanın en güçlü silahlarla yapılacağının bilinciyle savunma sanayinin her alanında dünyanın en iyisi olma mücadelemizi de sürdüreceğiz."

"Hırsızlar bizi ev sahibi yaptı"

Askeri gücü tahkim etmenin dışarıdan hazır ürün almakla olmayacağını, bunun acı tecrübelerle yaşandığını belirten Erdoğan, savunma sanayinin kamudaki sorumluları ve özel sektördeki temsilcilerine seslenerek, şunları kaydetti:

"Mevcut projelerimizi süratle tamamlayalım. İşte 1974 Kıbrıs Harekatı'nda gördük, yanımızda olan, olması gerekenler bir anda bize bütün desteklerini kestiler mi? Kestiler. İyi ki kestiler. Onlar bize orada desteklerini kestiler ve susturma tekniklerini kullanmak suretiyle telsizlerimiz çalışamaz hale geldi. Ondan sonra geldik ASELSAN'ı kurduk. Atasözümüz var ya, 'Hırsızlar bizi ev sahibi yaptı', olay bu. Üretim aşamasına gelmiş olan ürünlerimizi süratle TSK'nın envanterine dahil edelim. Yeni projeleri süratle gündemimize alalım. Ar-ge faaliyetlerini, tasarım, prototip üretimi faaliyetlerini olabildiği kadar hızlandıralım. Bizim savunma sanayimizin ihtiyaçları için dışarıya verecek tek kuruşumuz olmamalı. Çünkü bu millet kendi refahından, çoluğundan, çocuğunun rızkından artırdığı kaynaklardan bu alanı besliyor, destekliyor. Savunma sanayi bütçemizi bu anlayışla değerlendiriyoruz. Yeni Türkiye, savunma sanayinde sadece kendi kendine yeten değil, tüm dostlarına, kardeşlerine de yardımcı olan, onların da ihtiyaçlarını karşılayan bir Türkiye olacaktır. Bu konuda cumhurbaşkanı olarak ben, hükümetimiz de sonuna kadar sizlerin yanınızdayız, bundan şüpheniz olmasın."

Erdoğan, ASELSAN'ı başarıları ve projeleri için kutlayarak, "Ama yetmez. Bizim ASELSAN çapında daha çok pek çok savunma sanayi kuruluşuna ihtiyacımız var. Bu konuda özel sektörümüzün çok daha gayretli olması, adeta bir rekabet alanı oluşturmasının da gereğini savunuyorum. Diğer şirketlerimizden, üniversitelerimizden bu konuda çok daha fazla gayret bekliyorum" diye konuştu.

Çanakkale Savaşı'nda insan üstü bir mücadele ortaya koyan kahraman askerlerin "Bir daha Balkan yenilgisi utancı yaşamak istemediklerine" yönelik söylemlerini anımsatan Erdoğan, "Biz de bir daha uçak üretmek için kurduğumuz fabrikada masa üretmek zorunda kalma utancını yaşamak istemiyoruz. Bu ülke benzini olmadığı için yolda kalan arabaya bakıp otomobil fabrikası kurmaktan vazgeçme gafletine inşallah bir daha kapılmayacak" dedi.