SAKARYA - TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu Başkanı Ayhan Sefer Üstün, Kanada'nın Quebec eyaletinde bir hakimin, duruşma salonundaki Müslüman kadının başörtülü olmasını gerekçe göstererek, davasına bakmamasına ilişkin, "Adalet dağıtan hakimin kılığından, kıyafetinden ya da dini inanışından dolayı karşısındaki insana hizmet sunmaması, görevini yapmaması, belki de en adaletli olması gereken kişiyken ona adalet dağıtmaması, en büyük adaletsizliktir. Bu, bütün insan haklarına, insani değerlere aykırı bir tutumdur" dedi.

Üstün, AA muhabirine yaptığı açıklamada, İslamofobinin Batı ülkelerinin yanı sıra özgürlükler ülkesi olarak anılan Amerika'ya ve Kanada'ya kadar uzandığını söyledi.

Dünyada tehlikeli şekilde yayılmakta olan İslamofobinin, ABD'nin Carolina eyaletinde üç Müslüman öğrencinin 10 Şubat'ta evlerinde uğradıkları silahlı saldırıda öldürülmesi, Kanada'da ise Quebec eyaletinde bir hakimin, duruşma salonundaki davalı Müslüman kadının başörtülü olmasını gerekçe göstererek, davaya bakmamasıyla somut bir şekilde görüldüğüne dikkati çekti.

Üstün, Kanada'daki olayın adalet dağıtan bir mahkemede yaşanmasının son derece üzüntü verici olduğunu ifade ederek, "Adalet dağıtan bir hakimin kılığından kıyafetinden ya da dini inanışından dolayı karşısındaki insana hizmet sunmaması, görevini yapmaması, belki de en adaletli olması gereken kişiyken ona adalet dağıtmaması en büyük adaletsizliktir. Bu, bütün insan haklarına, insani değerlere aykırı bir tutumdur" diye konuştu.

Müslüman ülkeler ortak tavır sergilemeli

Ayhan Sefer Üstün, özellikle Batı ülkelerinde hızla yaygınlaşan İslamofobiye karşı köklü çözüm bulunması gerektiğini vurguladı. İslamofobinin uluslararası boyut olarak ortada olduğunu aktaran Üstün, gerekli önlemlerin bir an önce alınması çağrısında bulunarak, şunları kaydetti:

"Buna İslam ülkelerinin hep birlikte ortak bir tavır sergilemesi lazım. Antisemitizm (Yahudi düşmanlığı) uluslararası kurumlarda kabul ettirilerek bununla ilgili mücadeleyi öngören kararlar çıkartılıyorsa bizim de İslamofobi konusunda Birleşmiş Milletler'den ve diğer uluslararası kuruluşlardan benzer kararları çıkartmamız lazım."

İslam İşbirliği Teşkilatı'nın Birleşmiş Milletler'den sonra dünyada en fazla üye devleti olan ikinci örgüt olduğuna dikkati çeken Üstün, "Bu olaylara sessiz kalınır ve bunlarla mücadele edilmezse Müslüman ülkelerin vatandaşlarına ve Müslüman kimlikli insanlara bunun gibi benzer bir sürü haksız muamele yapılabilir. Bugün mahkemeden kovarlar yarın hastaneden kovarlar. Siyahi vatandaşlara yaptıkları gibi otobüslerden, parklardan kovarlar, iş buraya kadar varır" ifadesini kullandı.

Türkiye'de de benzeri olayların yaşandığını vurgulayan Üstün, sözlerini şöyle tamamladı:

"Biz benzer olayları maalesef Türkiye'de bir İslam ülkesi olarak yıllarca yaşadık. Yani 80 yaşındaki bir kadını Çapa'daki Cerrahpaşa'daki hastaneye almadılar. Nüfusunda çarşaflı fotoğrafı var diye hastanede işlem yapmadılar. Maalesef 15 yıl öncesinde bizim ülkemizde de bu tür paranoyalar vardı ve bunlar Allah'a çok şükür ortadan kalktı ve o insanların dediği gibi ülke batmadı aksine toplumsal barış daha da sağlandı. Ülkenin birlik beraberliği, devlet millet barışı tesis edildi. Bu ülkelerin de bundan ders çıkarması lazım."